16 sanıklı ‘Tahşiyeciler’ grubuna beraat

İlyas AKENGİN

Diyarbakır’da El Kaide yanlısı oldukları gerekçesiyle haklarında ‘örgüt üyesi olmak’ suçundan dava açılan ve aralarında örgüt lideri emekli imam Mehmet Doğan ve emekli savcı Mehmet Selim Çelik’inde bulunduğu 16 sanık hakkında açılan davada karar çıktı. Kamuoyunda ‘tahşiyeciler’ olarak bilenen ve yaklaşık 15 yıldır süren dava ile ilgili kararını açıklayan mahkeme, sanıkların üzerine atılı suçun sabit olmaması nedeniyle sanıkların beraatına karar verdi. Duruşmada savunma yapan sanık avukatlarından Sıtkı Zilan ise, Fetullah Gülen’in isteği ile iddianamenin açıldığını iddia etti.

Diyarbakır’da, 15 yıl önce ‘terör örgütü El Kaide’ üyesi oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan ve aralarında noterlik yapan emekli bir savcı ile liderliğini emekli bir imamın yaptığı 16 sanığın bulunduğu davada karar çıktı. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına tutuksuz sanıklardan Yusuf Çınar, Kahraman Bozoğalan, Fevzi Aydın, Yalçın Ulaş, Hüseyin Korkmaz, Reşit Büyükfırat, Hüseyin Büyükfırat, Mehmet Selim Çelik, İsmail Alp, Abdulvahap Karaaslan, Muhyettin Okçu, Salih Çağdar, Mustafa Şah Ekinci, Mehmet Çelik, Yasın Yıldız ve İzzettin Tanrıverdi katılmazken, avukatları hazır bulundu.  

YAHUDİLER İLE MÜSLÜMANLAR ARASINDA SAVAŞ ÇIKARACAKLAR

Mahkeme heyeti, yaptığı kimlik tespitin ardından, esas hakkındaki mütalaasını sunmak için savcıya söz verdi. İstanbul merkez olmak üzere İzmir, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Muş'ta, liderliğini Mehmet Doğan'ın yaptığı öne sürülen organizasyon içinde faaliyet yürüten ve El Kaide üyesi olmakla suçlanan 16 sanık hakkındaki mütalaasını mahkemeye sunan savcı, ayrıntılı bir şekilde örgütün faaliyetlerine değindi.

SANIKLAR, MEHMET DOĞAN’I ‘MEHDİ” OLARAK GÖRMÜŞLER

Sanıkların kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinde Mehmet Doğan'ı "Mehdi" olarak gördükleri, Diyarbakır'daki grubun öncülüğünü ise Ergani ilçesinde noterlik yapan emekli savcı Mehmet Selim Çelik'in yürüttüğü belirtildi. Sanıkların Ortadoğu'da yakın zamanda Yahudilerle Müslümanlar arasında büyük bir savaş çıkacağına inandığı, kendilerinin de bu savaşta mücahit olarak yer alacakları propagandası yaptıkları kaydedildi. Sanıkların El Kaide terör örgütü lideri Usame Bin Laden'i kendilerine rehber kabul ettikleri, adı geçen örgüt ile doğrudan tespit edilmiş bir bağlantıları olmasa da halkın dini duygularını istismar ederek radikal örgütlenmeler içerisinde oldukları ifade edildi. Kendi aralarında "Medrese" adını verdikleri kiralık dairelerde bir araya gelen sanıkların, propagandaya dönük açıklamalarla taban bulmaya çalıştığı belirtildi.

KENDİ ÇIKARLARI İÇİN AYET VE HADİSLERİ YORUMLAMIŞLAR

Savcı değerlendirme kısmında ise, El Kaide terör örgütünün küresel cihat teorisine paralel olarak dini bir dayanak oluşturma adına ayet ve hadisleri kendi amaçları doğrultusunda yorumladıkları ve böylece yetersiz dini bilgiye sahip bir hedef kitleyi şiddete yönlendirme amaçlı ilim ve dini dayanaklardan yosun bir eser olarak değerlendirdi.

CİHAT İÇİN ÇAĞRI YAPACAKTILAR

Savcı, El Kaide yanlısı radikal Mehmet Doğan grubunun silahlı örgüt olduğunu, ancak bunun tespit edilmediğini belirterek, “Sanıklardan elde edilen örgüt lideri Mehmet Doğan tarafından kaleme alınan Cihatname, Esraname, İkazname ve Davatname adlı örgütsel dokümanlarda belirtildiği üzere, İslamiyet dini ile diğer dinler arasında çok derin farklılıklar olduğu ancak dinler arası diyalog ve hoşgörü adı altında bu derin farkların ortadan kaldırılmaya çalışıldığı, Kuran’ın kesin hükmü olarak ifade edilen Cihat olgusunun terör kelimesi ile özleştirildiği, Müslümanları aldatmak ve cihat ruhunu öldürmek için cihadın günümüzde bir takım Müslüman önderlerce düşmanın bir İslam beldesine saldırması durumunda ancak müdafaa için meşru olduğuna dair yorumların planlı bir hareket olduğu. Cihat olgusunun İslam uleması tarafından farz olarak kabul edildiği bazı ayet ve hadislere gönderme yapılarak cihadın terk edilmesi durumunda bütün Müslümanların günahkar olacağı, yer yüzünde cihat eden bir grup var ise ve gücü kafi değil ise onlara muhakkak yardım edilmesinin farz olduğu, cihadın günümüzde kaçınılmaz olduğu, kesin özrü olmayanların cihat davetine icap etmeleri mutlak manada farzdır denilerek El Kaide terör örgütünün desteklenmesi istenmiştir” ifadelerine yer verildi.

SAVCI CEZA İSTEDİ

Savcı mütalaasında, sanıkların suçlamaları kabul etmediği ancak evlerinde yapılan aramalarda örgütsel dokümanların ele geçirildiğini, kendi aralarında ve örgüt lideri ile yaptıkları telefon görüşmelerinin bulunduğunu, sanıkların üzerine atılı suçun sabit olduğunu belirterek, sanıkların ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmalarını istedi.

FETULLAH GÜLEN’İN TALİMATI İLE İDDİANAME HAZIRLANDI

Savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yapan sanık avukatlarından Sıtkı Zilan, “Fetullah Gülen’in talimatıyla bu iddianame hazırlanmıştır. Bu talimata ilişkin CD’yi de o tarihte dosya içine bırakmıştık. İddianamede Mehmet Doğan yanlısı olduğu belirtilmiştir. Sanıkların Mehmet Doğan ile örgüte ilişkin hiyerarşik bir ilişki yoktur. İşin içine siyaset girdi, dosyada bulunan sanıkların çoğunu tanımaktayım. Bu şahıslar bugüne kadar herhangi bir yasa dışı eylemde bulunmamışlardır. Sanıklar geleneksel medrese eğiticileridir, sohbet yapmaları da gayet normaldir. Ortada herhangi bir örgüt yoktur. Tüm bu nedenlerden dolayı müvekkilimin beratına karar verilmesini talep ediyorum” dedi.

Duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların üzerine atılı suçun sabit olmaması nedeniyle tüm sanıkların beraatına karar verdi.

GÜLEN’İN EN BÜYÜK RAKİBİ!

Bu arada emekli imam Mehmet Doğan’ın, Fethullah Gülen’in bazı fikirlerine karşı çıktığı bu nedenle kamuoyunda Doğan’ın Gülen’in en büyük rakibi olarak belirtiliyor.