Adalet arayışı 253. Hafta da sürdü

Adalet arayışı 253. Hafta da sürdü
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Diyarbakır Şubesi’nin (İHD) her hafta düzenlediği oturma eylemi, 253’üncü haftasında da devam etti.

Haber-Foto: Haci GÜNEŞ

DİYARBAKIR (TİGRİS HABER) -Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Diyarbakır Şubesi’nin (İHD)  her hafta düzenlediği oturma eylemi, 253’üncü haftasında da devam etti. İHD Şube Başkanı Raci Bilici, Türkiye’nin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne imza attığını hatırlatarak, “Türkiye imzasına sahip çıkması gerekmektedir. Ama maalesef bu ülkede başta yaşam hakkı olmak üzere birçok alanda ciddi oranda ihlaller yaşanıyor. İşte son örneğini Yüksekova’da gördük; 3 yurttaşımız güvenlik güçleri tarafından öldürüldü” şeklinde konuştu.

 İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi, 253’üncü haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. Oturma eylemine İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, işçi sendikaları temsilcileri, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve kayıp yakınları katıldı. Bu haftaki oturma eylemine Tabip Odası üyesi çok sayıda doktor ve KESK Elazığ Şubeler Platformu temsilcileri de katılarak kayıp yakınlarına destek verdi. Eylemde üzerinde “Onlar Bir Gece Ansızın Evlerinden Alındılar ve Bir Daha Geri Dönmediler” yazılı pankart ve kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.

‘Türkiye imzasına sahip çıkmalıdır’

 İHD Şube Başkanı Raci Bilici, “10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası” içerisinde olduklarını ve hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlediklerini belirtti. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne imza atan ülkelerin yapmış olduğu ihlallerin hesabını verme adına, sözleşmede geçen ilkelere saygı duyması gerektiğini kaydeden Bilici, “Türkiye de bu sözleşmeye imza atmıştır ve imzasına sahip çıkması gerekmektedir. Ama maalesef bu ülkede başta yaşam hakkı olmak üzere birçok alanda ciddi oranda ihlaller yaşanıyor. İşte son örneğini Yüksekova’da gördük; 3 tane yurttaşımız güvenlik güçleri tarafından öldürüldü” diye vurguladı.

‘Kayıpların devlet eliyle yapıldığını biliyoruz’

Bu ülkede insanlığa karşı suçlar işlendiğini vurgulayan Bilici, “Bizler bu kayıplarımızın devlet eliyle kaybedildiğini biliyoruz. Ayrıca devletin bunların faillerini koruduğunu da biliyoruz. Eğer bu ülke demokratikleşmek istiyorsa, eğer hukuk devleti olmak istiyorsa, kayıplarımızı bulması, faillerini yargı önüne çıkarması gerekiyor. Bu kayıplarımız bulunmadığı sürece bizler bu devletin adalete, evrensel hukuka bağlı olduğunu söyleyemeyiz” dedi.

‘Yeni kayıplar olmasın diye Öcalan rolünü oynayabilmelidir’

Daha sonra söz alan Tabip Odası Başkanı Cengiz Günay da, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası’nın kayıpların bulunmasına vesile olmasını dilediklerini ifade eden Günay, “Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl bir şekilde çözümünde önemli bir rol alan Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritten ve sağlık sorunlarından bahsetmekte yarar var. Yeni kayıpların olmaması için Öcalan’ın barış sürecindeki rolünü oynayabilmesi için insanlık dışı diye tabir ettiğimiz tecride bir an önce son verilmeli ve tam teşekküllü bir hastanede muayene edilerek sağlık sorunları giderilmelidir” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıplar ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek, 25 Mart 1996 tarihinde Diyarbakır’da sivil polisler tarafından kaçırılarak kaybedilen Atilla Osmanoğlu’nun kaybediliş hikayesini anlattı.

Konuşmaların ardından katılımcılar, 5 dakika oturma eylemi gerçekleştirerek eylemlerine son verdi.

ihd-3.jpg

ihd-5.jpg

ihd-4.jpg

ihd-6.jpg

ihd-8.jpg

ihd-9.jpg

ihd-10.jpg

ihd-11.jpg

ihd-12.jpg

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.