ALABALIĞIN HİKAYESİ

ALABALIĞIN HİKAYESİ
Bitlis’in Ahlat ilçesinde, alabalık yetiştiriciliği sırasında geçirilen aşamalar görenleri adeta büyülüyor. Özellikle sağım aşamasında özenle korunan balıklar, her evrede dikkatle izleniyor.

BİTLİS - Bıhbıcık vadisinde doğum öncesi ve sonrası strese giren balıklar, günler önceden özel bakıma alınıyor. Kırklar Mahallesi Bıhbıcık mevkiinde uzun yıllar alabalık üreticiliği yaptığını anlatan İlyas Aydoğdu, her yıl Aralık ayından Şubat sonuna kadar alabalık sağımı yapıldığını söyledi. Balığın havuzdan çıkarılıp sağılıncaya kadar geçirdiği tüm evrelerin balık için özel bir durum olduğunu anlatan Aydoğdu, alabalık sağımı hakkında şunları söyledi: “Alabalık ülkemizde revaçta olan tatlı su ürünlerinden biridir. Kültür ortamında genellikle Gökkuşağı alabalığı üretiyoruz. Çünkü ortam koşullarına daha rahat uyum sağlıyor. Alabalık sağımının başlamasından bir ay önce, balıkları özel bölümlere alıyoruz. Yaklaşık 15 günlük süre zarfında balıkları aç bırakıyoruz. Balık içinde bulundurduğu dışkı ve pisliğini boşaltır. Balık için stresten uzak bir ortam sağlanır. Karanlık ve loş bir ortam hazırlanır ki yumurtaları en güzel ve sağlıklı şekilde alınsın. Alabalığın sağımında 3 dişi, bir erkek alabalık alınır. Dezenfekte edilmiş bir kabın içerisine alabalıkları sağmaya başlarız. Önce 3 tane dişi alabalık sağılır, ardından erkek alabalığın spermleri sağılarak yumuşak bir karışımla döllenme işlemleri gerçekleştirilir. Daha sonra yumurtalar 5 dakika loş bir ortamda dinlendirilir, yumurtaların döllenmeleri daha rahat şekilde olur. Ardından çok az oksijenli bol su yumurtaların üzerine ilave edilir. Çünkü suyla beraber balık spermleri hemen harekete geçer. Bu işlemde yumurtalar 10 ila 15 dakika süreyle devamlı yıkanır ki döllenmemiş ve çürük yumurtaların ayıklanması sağlansın. Daha sonra yumurtalar 24 ila 48 saat arayla kuluçka dolaplarına alınır. Bu süreçten sonra yumurtalardaki çürüklerin ayıklanma işlemi başlar. Bu da çok hassas bir şekilde yapılır. Yumurtalar daha sonra gözleme süresine tabi tutulur, yumurtalar bu sürede balık oma ya adım atmaktadırlar. 35-40 gün sonra artık yavrular belirginleşmeye başlar. Ardından yavru balıklar önce yeme ardından ışığa alıştırılır. Bu işlemin ardından yavru balıklar kendileri için hazırlanan havuzlara bırakılırlar. Burada balıkların dezenfekte ve hastalıklara karşı gözlemlenmesi yapılır. Burada yavru balıklarda direk gelecek ışıklardan ve stresten korunması sağlanır. Balıkların yavru aşaması yaklaşık 3-4 ay gibi bir süre alıyor. Yavrular büyüdüklerinde ise boylarına göre ayrı havuzlara alınıyor."
Doğum döneminin oldukça stresli geçtiğini anlatan Aydoğdu, “Doğum sonrası balıkta bir halsizlik ve bitkinlik vardır. Sağım dönemi başlı başına stresli bir dönemdir. Yapılan tüm işlemler balık için stres oluşturuyor. Balığın havuzdan çıkarılıp sağılıncaya kadar geçirdiği tüm evreler balık için özel bir durum olduğu için, balık sağıldıktan sonra kısmen rahatlasa da çok yorgun olur. Özel havuzlarında bir müddet dinlenmesi için bırakırız. Strese girdiği için bir müddet daha yem verilmez. Ağır ağır az az yem verilerek o stresten kurtulmaya çalışılır. Özel havuzlarda dinlenen alabalıklar uzun bir süre kendilerine gelmeleri için dinlendirilir. Dinlenmelerinin ardından tekrar genel havuzlarına bırakılır. Adeta mest olan alabalıklar, bir annenin doğum sonrası yorgunluğunu andırıyor" şeklinde konuştu.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.