Şeyhmus DİKEN

Şeyhmus DİKEN

Ayinesi iş olanın!

Ayinesi iş olanın!

 

 

Sabahın 06.30’u ile 08.30’u arasında iki saatlik zaman dilimi içinde evin pencersinden ana caddeyi seyrettim. Geceden yükünü almış ve sürdürüyordu yağmur. Gök yarıldı yere aktı, gökyüzü yeri yıkadı gibi bir hal şehrin yaşadığı.

O olanca yağmur altında Seyrantepeden Elazığ yoluna doğru akan güzergâhın sağ şeridindeki ilkokul’dan başlayıp lise sona kadar öğrencileri yol boyunca o yağmur altında okulun yolunu tutmuşlar. Şemsiyesi olanlar çoğunlukta olsa da, şemsiyesizlerin sayıları da hayli fazla.

Hadi yağmurdan şemsiyenin altına sığınarak okula varmak olası da! Ya çamur deryasına ne demeli…

Sanırsın ki birbuçuk milyon nüfuslu şehrin en önemli ana caddesinin hemen yan yolu değil de! Kuş uçmaz, kervan geçmez kabilli bir uzak köyün okul çocukları okula gitmeye çabalıyorlar.

Elazığ yolunun Seyrantepeden 75 metrelik yol kavşağına kadar olan iki yolun giriş ve çıkışları hariç sağ tarafı neredeyse beş aydır bu halde…

Haziran, Temmuz, Ağustos’u yol yakınında evi olanlar toz toprak içinde geçirdiler yaz boyu. Ama hep umutlandılar. Çok kullandıkları Diyarbakır tabiriyle “Bir şey olmaz…”dediler. “Nasıl olsa yol yapılır biter ve asfaltlanır, tozdan topraktan kurtuluruz”u da eklediler.

Öyle olmadı! Eylül geldi. Okullar açıldı. Kışın gümbürtüsü başladı. Şehir bir haftadır kışa merhaba dedi. Yağmur bütün şiddetiyle veriştiriyor.

Yol çamur deryası…

Bu sebeple Tigris Haber gazetemizin yazarlarından Güler Koçyiğit, öğrencilerinin, öğretmenlerinin ve yolboyu sakinlerinin hislerine tepkisini olanca gücüyle ve çok haklı olarak Ahh Diyarbakır… başlıklı yazısında dillendirmiş.

“Elazığ Caddesi üzerinde,  Eski köy hizmetleri, şimdilerde İl Yatırım izleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nın önünden başlayıp, yaklaşık 5 kmlik  mesafe süren çift taraflı yolun tek tarafında Temmuz ayından beri başlayan asfaltlama işlemi hala bitirilemedi. Uzun günler, güzel günler geride bırakıldı, günlerce tek işçi çalışmadan zaman geçiştirildi. Stop halinde iş makineleri bekledi günlerce ama hepi topu 5 km. olan yol bitirilemedi. Çok yoğun bir güzergâh olmasına, üzerinde Süleyman Demirel Kampüsü (10 tane okul) ve şehrin en kapsamlı ve en büyük spor salonu bulunmasına rağmen hala bitirilemedi. Okullar açılacak diye apar topar asfaltı döküldü ama okulların bağlantı yolları yapılmadı. Toprak yığını günlerdir duruyor. İki günlük işin aylarca sürmesi acaba sadece bizim bu şehre ait bir özellik mi ?.. Ya da bu koordinasyonsuzluk, düzensizlik, vatandaşı önemsememe mi yoksa… ?

İlla bir kaza olmasını ve birilerinin ölmesini mi? Geçen yıl aynı yol üzerinde 12. Sınıf öğrencisi bir kız çocuğu ölmüştü, o yetmedi mi? Başka kurbanlar mı bekliyorsunuz, nedir beklediğiniz?”

Güler Kççyiğit’in yazısı toz-topraklı yol yazısı. Bir de çamurlu hâli yazsaydı varın siz düşünün.

Kimdir sorumlusu bilmiyorum. Devletin kurumları arasından koordinasyonsuzluk probleminden söz eden de var. Ödenek yetersizliği nedeniyle yarım kalan “iş”ten söz edende! Biz sıradan vatandaşlar olarak meselenin ayrıntısını bilmiyoruz. Ama işin sorumlularının makul bir açıklaması olmalı. Hoş makul açıklamaları olsa da anlamsız ya! Neyse.

Orta yerde bölgenin kalbi bir şehir var; Diyarbakır. Her gün binlerce araç batı yakaya giderken bu yolu kullanıyor. Araçlar hızla akarken çok dikkatli olmak zorunda sürücüler, her an yaklaşık bir metre çukurda kalan henüz yapılmamış o yan yola düşme ihtimalleri var, hele gece! Onbinlerce öğrenci hemen ana yolun, yan yolunda tozla, toprakla, çamurla boğuşuyor. Bir yıl evvel aynı yolda bir kız çocuğu hayatını kaybetti. Üç gün sonra ülke de şehir de seçim yapacak, seçeceği vekillere, partiye oy verip mührünü basacak. Ama o upuzun uzayıp giden çamur deryası ve kazılmış, dökülmüş toprak kümbetleri orada öylece duracak.

Yok mu bu bahtı kara madere bir dur diyecek yetkili.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeyhmus DİKEN Arşivi
SON YAZILAR