Aydın Altaç

Aydın Altaç

BÖLGENİN EKONOMİSİNDE SON DURUM

BÖLGENİN EKONOMİSİNDE SON DURUM

 

 

Bölgemizde ekonomi son derece önem arz ediyor. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ekonomi alanında geri bırakılmıştır. Bu hususta devletin yanlış politikaları kadar bölgede sermaye sahiplerinin de önemli etkisi vardır. Devlet bölgeyi riskli gördüğü için ekonomi alanında gerekli çalışmayı yapmamıştır. 1925'ten itibaren hazırlanmış tüm raporlar ve değerlendirmelerde bölgenin etnik yapısı Türkiye Cumhuriyeti için riskli görülmüş ve bu bölge yapılacak yatırımların yapılmasından ise yapılmaması bir devlet politikası olarak kabul görmüştür. Bu durum 1950'li yıllarda Demokrat Parti döneminde özellikle tarım ve hayvancılık alanında nispi iyileştirmelerle bölge kısmende  olsa ekonomi alanında rahatlarken aslında 2000'li yılların başlarına kadar belirttiğim devlet anlayışı devam etti. Bu durum bölgede bu gün cereyan eden bir çok olumsuzluğa zemin hazırladığını unutmamak gerekir. Ekonomik yoksulluk eğitim,sağlık,barınma ve sosyal yaşamın kalitesinin düşürdüğü gibi terör ile şiddette de zemin hazırladı. Devletin kuruluş felsefesindeki yanlış politikalarla ülkeyi yöneten hükümetler,bu ülkede yaşayan çoğunluğa hizmet yerine elit tabakanın hizmetlerine açtıkları devlet kapıları ile  aslında bugünün sorunlarına kapı açtıklarını ya görmek istemediler yada bilerek kapıyı açtılar.2002 yılından sonra devleti yönetme anlayışın değişmesiyle birlikte bölgede bu anlayıştan kendi payına düşeni kaptı. Dönem dönem açılan paketler,teşvik sistemleri,hibe ve destek projeleriyle bölgede bir çok sorunun ana kaynağı olan ekonomiyi  canlandırma amacını  taşımaktadır. Her ne kadar 1990'lı yıllarda benzer şekilde destek paketleri açılmışsa da bölge açısından beklenen amaca ulaşılamadığı ve çokça istismarlara tanıklık yaptık. Bölgede gerek şehir içi veya şehirlerarası yolculuklarımızda 1990'lı yıllardan kalma onlarca enkazlara rastlamaktayız. Bu enkazlar o dönemki hükümetin yanlış teşvik sistemi nedeniyle hükümetin sorumluluğu kadar bunu istismar eden bizlere önemli oranda sorumluluk düştüğünü kabul etmemiz gerekir. 2002'den sonra AK Parti hükümetleri döneminde eğitim,sağlık,ulaşım,alt yapı ve üst yapı alanında çok önemli hizmetleri gördük. Bu hizmetlerle birlikte bölgede ekonomi alanında önemli hareketliliğin sağlandığını da gördük. Özellikle 2013 yılının başlarında başlayan çözüm süreci ile ekonomi alanındaki canlılık had safhaya ulaştı. Ekonomi alanında ihracattan üretime kadar bölgenin en iyi dönemi 2013-2015 dönemdir. Ancak daha sonra gelişen çukur- barikat eylemleri ve yaşanan güvenlik problemleri nedeniyle ekonomi alanındaki ivme hızlı şekilde tersinden işledi. Çıkan sonuçtan hareketle şunu açıkça belirtebiliriz. Özellikle 2002 sonrasındaki yatırımlar ve hizmetler ekonomi için oldukça iyi bir zemin hazırlamıştır. Bu zemini şu an için olumsuzluğa götüren tek sebep terör ve şiddet ortamıdır. Terör ve şiddet ortamının bitmesiyle birlikte bölge hem Türkiye ekonomisine hem de bölge vatandaşına hayal edemeyeceğimiz kadar hizmet edecektir. Hükümetin terör sorununu çözme gayreti yanında ekonomi canlandırma amaçlı " Cazibe Merkezleri" olarak adlandırdığımız sistemi devreye alarak her iki sorunu birlikte çözme yönteminin doğru olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü her iki husus birbirini ya destekleyen ya da engelleyen şeklinde ortaya çıkmaktadır. Konu hakkında son sözüm de bölgede yaşayan vatandaşlar olarak iş adamlarımız ve girişimcilerimize söylemek istiyorum. 1990'lı yılların mantığı ile değil günümüzün mantığı ve yaklaşımı ile hem teşvik sistemine hem de cazibe merkezleri projeleri üzerinden bölge ekonomisine destek olmamız gerekir. Bölgeden çıkan her bir kuruş sermayenin bölge açısından ekonomik yoksulluk, işsizlik,eğitimsizlik ve sağlıksız yaşam koşulları anlamına gelmektedir. Bu hem bölgeyi hem de Türkiye'yi direk olumlu ya da olumsuz etkilemektedir. Hükümetin desteklediği projeler üzerinden Türkiye'ye hizmetimizi bölgemizden vermeyi tercih etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Altaç Arşivi
SON YAZILAR