Britanya’nın en büyük sendikaları, Eş Başkanları ziyaret etti

Suriçi’nde 87 gündür devam eden sokağa çıkma yasağı ve çatışmaları, yaşanan hak ihlallerini yerinde incelemek üzere Diyarbakır’a gelen İskoçlu Britanya Milletvekili Natalie Macgarty, Britanya’nın en büyük iki sendikasından Unite Sendikası Uluslar arası İlişkiler Sorumlusu Simon Dubbins, GMB Sendikası (Genel Çalışanlar Sendikası) Uluslar arası İlişkiler Sorumlusu Bert Schounwerberg, hukukçu Serpil Ersan, Britanya Alevi Federasyonu Başkanı İsrafil Erbil, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı’yı ziyaret etti.

Ziyarette heyet adına konuşan Unite Sendikası Uluslar arası İlişkiler Sorumlusu Simon Dubbins, baskılar ve hak ihlallerine dikkat çekerek, kaygılı olduklarını dile getirdi. Dubbins, Kürt halkıyla dayanışmak için geldiklerini, dayanışma ağlarını Britanya’da da sürdüreceklerini ifade etti.

Sur’a ve belediyeler üzerindeki baskılara dikkat çekti

Dostluk ve dayanışma ziyareti nedeniyle heyete teşekkür ederek konuşmasına başlayan Eş Başkan Gültan Kışanak ise belediyelere yönelik baskılara dikkat çekti. Kışanak, 16 belediye başkanının tutuklandığını, 30’unun görevden alındığını, belediye çalışanlarının “terörist” ilan edildiğini, yetkililerce belediyeleri hedef gösteren açıklamaların yapıldığını söyledi.

Sur’da yaşanan tahribatın bölgenin birçok ilçesinde yaşandığını, sokağa çıkma yasaklarından 1,5 milyon insanın etkilendiğini kaydeden Kışanak, bölgede 300 bin insanın evini terk etmek zorunda kaldığını belirtti. Kışanak, “Sadece Diyarbakır Suriçi’nde 50 bin kişi yaşadığı mahalleleri terk etmek zorunda kaldı. Bunların yarısının geri dönebilecekleri bir evleri yok.” dedi. Cizre’de 200’den fazla insanın çok feci bir şekilde yaşamını yitirdiğini hatırlatan Kışanak, “Şu an aynı risk Sur içinde geçerli. İçerde 100-150’ye kadın ve çocuklar olmak üzere siviller var.”şeklinde konuştu.

Anlı: Aynı ilgiyi Sur’da ölüm riski bulunan insanlarımız için bekliyoruz

Eş Başkan Fırat Anlı da, gelen heyetlerin “neler yapabiliriz” diye sorduklarına işaret ederek, Cizre gibi bir tablonun ortaya çıkmaması için demokrasi güçlerinin Sur’a odaklanması gerektiğini söyledi. Anlı, şöyle konuştu: “Eğer uluslararası ilgi olmasaydı Can Dündar ve Erdem Gül yıllarca cezaevlerinde kalacaklardı. Aynı ilgiyi bizler Sur’da devam eden sokağa çıkma yasakları ile birlikte ölüm riskleri bulunan insanlarımız için bekliyoruz. Hepimiz, demokrasi güçleri, hep birlikte oraya odaklanmış olsaydık şu an Sur’daki ablukayı kaldırmış olacaktık. Maalesef Cizre’dekine benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Elbette Cizre önemli bir şehir; ama Amed birçok kişinin yüreğinde önemli bir yeri var. Burada yaşanacak bir olumsuz durum çok başka etkiler ortaya koyacak. Onun için bugünler oldukça kritik ve umarım bu durumu aşarız.”