Sosyal medyada bir takipçim bana bir mesaj bırakmış, cevaplamamı istemiş.

Mesaj şöyle;

‘Her şeye darbe diyorlar, çay içsem acaba darbe olur mu, ama simitsiz…’

Soru ilginç, nasıl cevap versem diye düşünüyorum.

Simit de olsun, yanında gravyer peynir de olsun. Olsun ki; darbe/darbeci yaftası geldiğinde katmerli olsun suçlama. Tek başına çay içince darbe için tamamlayıcı unsurlar oluşmamış olabilir, simit ve peynirle takviye belki darbenin tamamlayıcısı olur, işlerini kolaylaştırır!

Ya da fark etmez simitli, simitsiz, peynirli, peynirsiz, çayı nasıl içerseniz için önemli olan karşınızdakinin niyetidir. İçtiğiniz neden Rize çayı değil diye de ‘darbeci’, ‘terörist’, ‘paralelci’ diye yaftalanmanızda mümkündür.

‘Kaçak çay’ içiyorsunuz diye suçlanmanızda mümkündür.

Niyetle akıbet arasında ince bir çizgideler.

Niyet kötü, o nedenle akıbetleri de hayırlı olmayacak.

Biz kendimizle barışık olacağız.

Kaçak çayımızı demleyip dilediğimiz gibi içeceğiz.

Yanına simit ve peynirde koyacağız.

**

Hırsız diye biliyorduk, yanına savaşçılık ta eklediler.

Biri yüz kızartıcı

Diğeri insanlık suçu

İkisini bir araya getirip bünyelerinde, beyinlerinde biriktirdiler, suçlarını ikiye katladılar.

Debelendikçe suçları sabitleniyor.

Çabaları sabitlenen suçlarını örtbas etmek içindir.

Kendileri dışındaki herkesi suçlamalarının nedeni de budur.

Kendileri dışındaki herkes ‘düşman’

Tek cephede savaşmayı beceremediler, sindirmek için alanı geniş tuttular.

Alanı genişlettikçe kendi alanlarını daralttılar, köşeye hapsoldular.

Dar ve çıkmaz sokaktalar

Tırmanıp aşacakları duvarda yok.

Sıkıştıkları köşeden çıkacakları bir tek kapı var, o da halkın/halkların kapısıdır.

O kapıyı çalacak yüzleri de yok

Farz edelim ki yüzlerini yırttılar kapıyı çaldılar

‘Kim o’ diyen sese kim olduklarını nasıl söyleyecekler.

İsim vermeden ‘Benim’ deme şansları olabilir, ancak kapının açılması için sihirli bir sözcük değil.

Sihirli sözcük çok, ama onlarda yok.

Sihirli sözcük; ‘Benim adım Barış, Benim adım Şeref, Benim adım Adil, Benim adım kardeşlik, huzur, birlik, beraberliktir’ diyebilenin ağzına yakışır, o nedenle onlarda yok. Bütün kapıları kapatanlara kapıyı açacak kimse olmaz. Bunlar çıktıkları kapıyı çok sert çarptılar. Sonra kilitleyip insanları mahkûm hale getirmek istediler.

Halkın gücünün karşısında hiçbir kapının dayanamayacağını anlamadılar/anlamak istemediler.

Halkın gücünü hiçe sayanların tarih sayfalarındaki yerinin ne olduğunu okumamış olabilirler, ancak yakın tarihteki örneklerini gördükleri halde ders çıkarmadılar.

Belki de yaşayıp görmek istediler..