NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Cevapların sorumluluğu hepimizin!

Cevapların sorumluluğu hepimizin!

 

Çok soru var cevapsız.

Sormak istiyorum/istiyoruz

Cevapsız olduğunu bildiğim/bildiğimiz için soramıyoruz.

 

O nedenle kişisel değil, toptan bir soru olsun.

Çok karmaşık, kafa karıştırıcı, aynı zamanda ayrıştırıcı ve yeni ölümlere davetiye çıkaracak bir tarzın geliştiği/geliştirildiği/kan-barut kokusu ile yeniden buluşturulmak mı isteniyoruz?

Böyle bir durum söz konusu olduğunda sorumluluğu kime/kimlere ait olacak? Kişisel sorumluluktan değil, siyasi sorumluluktan söz ediyorum.

Diyalog, müzakere, çözüm süreci ve aktörlerinden söz ediyorum.

Bu önemli, tarihi sorumluluğu üstlenen siyasi aktörlerden söz ediyorum.

 

Cumhurbaşkanı, Başbakan, AKP iktidarı, HDP eş Genel Başkanlarından, İmralı heyetinden, Kandil’den, Öcalan’dan, topyekûn ‘çözüm ve barış süreci’ heyetinden, yani siyasi aktörlerin tamamından söz ediyorum.

 

Ne oldu da böyle oldu?

Her şey çok iyi gidiyordu!

Böyle gitmeyeceğini söyleyenler ‘hain’ ilan ediliyordu.

‘Bu iş bitmiştir, söyleyecek bir şeyi olanlar ya şimdi söylesin ya da sussun’ denilerek insanlar bir şekilde rencide ediliyordu.

 

Akil heyetten, İmralı heyetine, AKP iktidarının çözüm süreci ile ilgili görevlilerine kadar uzanan güzergâhta herkesin başı göğe ermemiş miydi sorunun çözümü konusundaki aktörlüklerinden dolayı. Bu aktörlerden bazılarına milletvekilliği sunuldu.  

 

Hep birlikte böyle bir dönemi yaşamadık mı?

Hayatımızda böyle bir evre olmadı mı?

Böyle bir dönemin tanığı olmadık mı?

 

Yürüyen/yürütüldüğü söylenen süreci eksik ve aksaklığına rağmen önemseyip, desteklemedik mi?

 

Şimdi; Böyle bir dönemi yaşanmamış gibi, hayatımızda böyle bir evre olmamış gibi, böyle bir dönemin tanığı olmamışız gibi sessiz-sakin ve bir köşeye sinmiş bir şekilde oturup, başımıza gelebilecek muhtemel tüm felaketlerin tanıklığını mı yapalım?

Ne uğruna?

Kişisel ve grupsal siyasi hırslar için mi?

**

O nedenle;

Bülent Arınç’ın; ‘Suruç’taki toplantı yerinde Neden HDP’li yöneticiler yoktu’ açıklaması kadar, Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesinin Suruç katliamına misilleme olarak gerçekleştirildiği açıklamasını da zamanın ruhuna, sorunların çözümüne yönelik gerçekçi yaklaşımlar olarak görmüyor ve yadırgıyoruz.

**

Sorulacak daha çok soru var.

Verilecek/verilmesi gereken cevapların sorumluluğu hepimizin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR