'Çocuk hakları kağıt üzerinde kalıyor'

'Çocuk hakları kağıt üzerinde kalıyor'
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Gazal Bayram Koluman, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne taraf olan çok sayıda ülkede çocuk haklarının sadece kağıt üzerinde kaldığını söyledi.

DİYARBAKIR/MERSİN (DİHA) - Diyarbakır Barosu Çocuk Komisyonu, 20 Kasım 1989 yılında kabul edilen BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 24'üncü yıl dönümünde bölge yaşanan çocuk hakları ihlallerine dikkat çekmek amacıyla Adli Yardım Bürosu'nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Nahit Eren, Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Gazal Bayram Koluman ve çok sayıda avukat katıldı. Burada basın açıklaması yapan Av. Koluman, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne taraf olan çok sayıda ülkede bunun sadece kağıt üzerinde kaldığını belirtirken, 2008-2012 yılları arasında Adalet Bakanlığı'nın resmi verilerine göre cinsel istismara maruz kalan çocukların sayısının yüzde 400 gibi ciddi bir oranda artış gösterdiğini ifade etti. Her yıl bir önceki yıla göre çocuklara yönelik hak ihlallerinde artışın yaşandığını da belirten Koluman, çocukların daha mutlu bir yaşam sürmeleri için öncelikle başta siyasal iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerin üstün bir anlayışla meseleye bakmaları ve çocukların maruz kaldığı sıkıntılara kalıcı çözümler üretmesi gerektiğini aktardı. 

'Çocuk ihlalleri her yıl artıyor'

Koluman, "Giderek artan bu ivme ile devam eden çocuğun cinsel istismarı ve tecavüz gibi ahlak dışı eylemlerin yaşattığı üzüntü bir yana, bu gibi olayların yaşandığı mekanların devletin denetimi altında olan cezaevi, çocuk yurtları ve okullarda yaşanıyor olması, faillerin bir çoğunun devlet erkini kullanan kişilerin olması oldukça vahim bir durumdur. Nitekim bu en son örneği Bingöl'de 8 askerin 2 yıl boyunca cinsel istimrarına maruz kalan mağdur çocuk E.A. olayıdır" dedi.

'En acı örneğini Uğur Kaymaz davasında gördük'

Kürt sonuna paralel gelişen toplumsal olaylarda orantısız güç kullanımı neticesinde birçok çocuğun hayatını kaybettiğini dile getiren Koluman, "Devletin negatif yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle ortaya çıkan yaşan hakkı ihlallerinin yanı sıra yine toplumsal olaylarda bir çok çocuk anlamını dahi bilmediği ağır suçlamalarla tutuklanmakta ve mahkum edilmekte. Kamu görevlilerin faili olduğu birçok öldürme ve istismar vakasında failler cezasız kalmakta ve adeta failleri sistematik bir şekilde ödüllendirip beraat ettirilmektedir. Bunun en acı örneğini Uğur Kaymaz davasında gördük" diye kaydetti. 

'Çocuk haklarını tanımak kağıt üzerinde kalıyor'

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin en temel ilkelerinden olan çocuğun yaşam ve gelişme ilkesinin Türkiye tarafından ihlal edildiğini de belirten Koluman, "Bugün Van-Erciş Depremi üzerinden 2 yıl geçmiş olmasına karşın konteynır kentlerde yaşamaya çalışan aileler ve özellikle çocukların başta yaşam hakları, barınma, sağlık, eğitim hakları noktasında devlet üzerinde düşen sorumluluğu yerine getirmemiş ve oldukça zor koşullarda yaşama tutunmaya çalışan çocukları unutmuştur. Bu da göstermektedir ki uluslararası sözleşmelere taraf olup, çocukların haklarını tanımak sadece kağıt üzerinde kalmaktadır" dedi. 

'Takipçisi olacağız'

Diyarbakır Barosu olarak Türkiye'de ve dünyada çocukların fiziksel, cinsel, duygusal ve her türlü istismarlarının takipçisi olacaklarını belirten Koluman, çocukların yaşam hakkını ihlal edenlerle her daim mücadele edeceklerini ifade etti. Koluman, "Her 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nde çocukların maruz kaldığı sorunlar dile getirilip bunlara bir takım çözüm önerileri öngörülmekte ise de sorunların azalması yerine her geçen yıl çocukların yaşadığı sıkıntılar artmaktadır. Çocukların daha mutlu bir yaşam sürmeleri için öncelikle başta siyasal iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerin üstün bir anlayışla meseleye bakmaları ve çocukların maruz kaldığı sıkıntılara kalıcı çözümler üretilerek, bu sorunların çözümü için yeterli oranda bütçe ayırmalıdır" dedi. 

İHD: 25 yılda 575 çocuk yaşamını yitirdi

İHD Diyarbakır Şubesi de, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla çocukların yaşadığı sorunlara dikkat çekmek ve istatistiksel verileri paylaşmak amacıyla basın toplantısı düzenledi. Şube binasındaki Vedat Aydın Toplantı Salonu'nda gerçekleşen toplantıya İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, İHD Diyarbakır Şubesi Çocuk Komisyonu üyesi Mehmet Güzel ile yönetim kurulu üyeleri Emin Ermin, Gamze Yalçın ve Gülistan Gencer katıldı. Açıklamayı okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Çocuk Komisyonu üyesi Mehmet Güzel, Türkiye'de çocuklarla ilgili yasal düzenlemelerin yapıldığını; ancak bu düzenlemelerin devlet politikası haline getirilmediğinden dolayı toplum ve kurumlar tarafından uygulanması noktasında çaba sarf edilmediğini ifade ederek, "Aksine çocuk hak ihlalleri yapan kurum ve kişiler korunmuş. Roboski Katliamı'nda ve daha birçok vakada görüldüğü gibi failler ortaya çıkarılmamış, takdir edilmiş ve terfilerle ödüllendirilmiştir. Kolluk görevlilerinin rast gele bıraktıkları mühimmatların patlaması sonucu Ceylan'ların, Behzat'ların bedenleri parçalanmış, Uğur'lar ve Enes'ler polis kurşunlarıyla öldürülmeye devam edilmiştir" diye konuştu. 

AKP döneminde 205 çocuk katledildi

1988 yılından buyana çatışmalı ortam nedeniyle 575 çocuğun yaşamını yitirdiğini aktaran Güzel, AKP hükümetinin 12 yıllık döneminde ise 205 çocuğun katledildiğini tespit edildiğini söyledi. Rakamların bölgedeki savaşın ağır yıkıcılığını bir kez daha gözler önüne serdiğine dikkat çeken Güzel, "Eğitim ve öğretim alanlarında da Kürt çocukları anadilleri ile eğitim görmekten mahrum bırakılmış, din ve vicdan özgürlüğü kapsamında zorunlu din dersleriyle Alevi çocuklar benimsemedikleri bir eğitimle sistemi ile karşı karşıya bırakılmışlardır. Cinsel istismar, aile içi şiddet, okulda şiddet, ensest vakaları, çocuk ihmalleri, çocuk işçiliği, işkence, gözaltı ve kötü muamele gündemden hiç düşmeyen çocuk ihlalleri arasındaki yerini almaya, artış göstererek devam ediyor" diye konuştu. 

2013 yılının ilk 10 aylık döneminde mayın ve serbest patlayıcılar sonucu 4 çocuğun yaşamını yitirdiğini aktaran Güzel, aynı dönem içerisinde 4 çocuğun kuşkulu bir şekilde yaşamını yitirdiği, 12 çocuk intihar ettiği, 5 çocuğun aile içinde ve toplumsal alanda katledildiğini ve ayrıca 48 çocuğun da aile içinde toplumsal alanda ve güvenlik güçleri tarafından şiddete ve cinsel istismara uğradığını da aktardı. 

MERSİN 

Mersin Sokak Çocukları Derneği ise, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla dernek binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Dernek üye ve yöneticilerinin katıldığı toplantıda açıklamayı okuyan Mersin Sokak Çocukları Derneği 2. Başkanı Mehmet Güngör, dünyanın pek çok yerinde çocuklar işkence ve kötü muameleyle karşı karşıya kaldığını, ölüm cezasına mahkum edildiğini belirterek, "Savaşlar ve silahlı çatışmalarda çocukların kendileri ve yakınları öldürülüyor. Tecavüz ve işkence gibi korkunç savaş suçlarında mağdur oluyorlar. Milyonlarca çocuk yoksulluk yüzünden ihmal ve istismara uğruyor, sokaklarda yaşamak zorunda bırakılıyor" diye kaydetti. 

Türkiye'de son yıllarda uygulamaya konulan ekonomik, sosyal ve siyasi politikalar nedeniyle yoksulluk ve işsizliğin arttığını ifade eden Güngör, "Bu yüzden geleceğimiz, ümitlerimiz ve yarınlarımız olan çocuklarımızın çoğu, barış, özgürlük, eşitlik, sevgi ve dayanışma ruhuyla yetiştirilememektedir. Bunun yanında çocuklar ihmal edilmekte, şiddete, sömürüye ve cinsel tacize, maruz kalmakta uyuşturucuya kurban edilmekte, sokakta çalışmak ve sokakta yaşamak zorunda bırakılmaktadır. Bu anlamda sokakta çalışan, sokakta yaşayan çocukların sayısı ve çocuk suçları da hızla artmaktadır" diye kaydetti. 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.