Demeden edemedim!

Demeden edemedim!
Demeden edemedim!

Süleyman ÇİFTÇİOĞLU 

Sanırım on yedi Aralık ve sonrasında yaşananlar konusunda bunun Erdoğan ve hükümetine diz çöktürme operasyonu olduğunu anlamayan kalmamıştır.

İşin ilginç tarafı, bu operasyonu yapıp kendi yayın organlarında da hararetle destekleyen cemaat mensuplarının bir yandan da, “Biz bu işin içinde değiliz’’ mesajını vermeleridir. ‘Ben yaptım’ cesaretine bile sahip olmayan bu cemaat, bu tavrıyla aslında nasıl haksız ve hukuksuz bir saldırının müsebbibi olduğunu adeta itiraf ediyor.

Anlayacağınız bu operasyonu yapanlar, yaptıkları şeyin bir ihanet olduğunu bal gibi biliyorlar. Gezi’de 3-5 ağaç, 17 Aralık’ta ise 3-5 dershane ve 3-5 milyonluk yolsuzluk iddiası bahane edilerek, ihanete kılıf olarak kullanılmıştır.

İşin bir ilginç ve trajikomik yönü de sanki bu, ülkede ilk defa yolsuzluk olmuşcasına hükümetin topyekün istifaya davet edilmesi oldu. Hem de SSK Genel Müdürü olduğu dönemde yapılan yolsuzluklarla anılan bir parti Genel Başkanı tarafından..!

Hatırlarsınız, AK Parti iktidarının ilk döneminde Tayyip Erdoğan’ın (BOP) Büyük Orta Doğu Projesi’ni Orta Doğu halklarına empoze etmekle görevlendirildiği hararetle savunuluyordu. Yani AK Parti eliyle sulandırılmış, devrimci karakterinden arındırılmış zararsız bir İslam anlayışı bölgeye kabul ettirilerek sömürü düzeninin başka bir evresi devreye sokulacaktı.

On bir yıllık iktidarında AK Parti’nin böyle bir eğilim içinde olmadığı, sadece ülke ve bölge (Orta Doğu) menfaatlerini gözettiği, hep birlikte büyüme ve kalkınma yolunda hamleler yaptığı çok net bir biçimde ortaya çıktı. Ve gördük ki, AK Partinin BOP diye bir hedefi yokmuş. Ama ne gariptir ki; bir süre beraber yol arkadaşlığı yaptığı cemaatin meğer böyle bir ‘Gizli’ ajandası varmış.

Emperyal güçlerin Türkiye ve Ortadoğu üzerindeki hedefleri tutmayınca, üstelik sular da tersine akmaya başlayınca ellerinin altındaki cemaati ve diğer muhalif unsurları devreye soktular.

CHP ve MHP ‘Mal bulmuş mağribi’ gibi bu hain plana sarılmakta bir an olsun bile tereddüt etmediler. Öte yandan BDP, İmralı’dan aldığı talimatların da yön vermesiyle Gezi’de olduğu gibi 17 Aralık’ darbe girişiminde de sergilediği doğru ve onurlu duruşuyla oynanan oyunun farkında olduğunu, barış sürecindeki samimiyetini bir kez daha ispatlamış oldu.

Artık dönüşü olmayan bu yolda kaybeden ve varlığını emperyalistlerin hedeflerine ulaşmasına adayan cemaat olacaktır. 17 Aralık’tan bugüne kadar olayların ‘Nasıl’ geliştiği hakkında kamuoyunda net bir fotoğraf olmasına rağmen, ‘Niçin’ gerçekleştiği noktasında hemfikir olunmadığı için bu konuyu irdeleme ihtiyacı hissettim.

Yani; bir nevi ‘Demeden edemedim’ halleri.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.