Demirtaş'tan 'Sivilleri hedef almayın' çağrısı

Demirtaş'tan 'Sivilleri hedef almayın' çağrısı
HDP Eşbaşkanı Demirtaş, "En doğrusu çatışmayı tümden durdurmak ama hiç değilse sivilleri doğrudan hedef alan, sivillerin zarar görebileceği eylemlerle saldırılardan herkesin kaçınması lâzım" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, HDP 1. Olağan Konferansı'nın düzenlendiği Türkiye Barolar Birliği Konferans Salonu'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş, Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde PKK’nin bomba yüklü araçla düzenlediği saldırının ardından yaptığı açıklamanın sorulması üzerine, sivillere, çocuklara cenazelere, bebeklere ve kadınlara dönük ihlâllerin üzerine gidilmesini istedi.

Saldırıları kim yaparsa yapsın sert bir şekilde eleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Demirtaş, "Çınar için de bunu ifade etmiştim. Kendi cephelerinden bir açıklama yaptılar. Bizim beklentimiz sivilleri doğrudan hedef alan, sivillerin zarar görebileceği eylemlerle saldırılardan hiç değilse herkesin kaçınması lâzım. En doğrusu çatışmayı tümden durdurmak ama madem durduramıyorsak da bu sivil hedefler konusunda kesinlikle herkesin çok sert bir şekilde toplumdan eleştiri alacağını görmesi gerekiyor" diye konuştu.

Çok sayıda çocuk, kadın, bebek ve sivilin operasyonlarda öldürüldüğünü savunan Demirtaş, adil bir soruşturma yapıldığı takdirde bunların ortaya çıkacağını, bu konuda çok hassas olduklarını ifade etti.

 

'HDP, Suriye'de kirli oyunları frenledi'

Demirtaş, "Tarihsel kırılmanın arifesinde hesapları kirli olanların yöntemlerinin de kirli olacağını elbette tahmin etmeliyiz. Yıllardır kendi hazırlığını yapmış güçler, kendi gündemini hayata geçirmek için hesap yapmış bütün odaklar şimdi yanıldılar yanılmaya devam ediyor. Türkiye'de HDP şahsında bu kirli hesaplar frenlendi. Suriye'de Rojava devrimi şahsında bu hesaplar frenlendi."

 

'Cenazeye işkence yapanlar insan değil'

"AKP rejimi, ısrarla tespit ve tarif konusunda bir çabaya girmemize gerek bırakmadan pratikleriyle kendilerini ortaya koyuyorlar. Savaşı durdurmak birinci önceliğimizdi. Ancak savaşı durduramadık. Fakat durduramadığımız savaşın içinde en azından ahlaki, evrensel genel değerlerin ihlal edilmemesi, ağır ihlallerin yaşanmaması için çağrılar yaptık. Baktık ki karşımızda bunu duyacak insan yüreği yok. Günlerce sokakta bekletilen cenazeler, cenazelere yapılan işkenceler var. Bunlar bir savaş ve çözüm mevzusu değildir. Kürt sorunuyla alakalı bir mesele değildir. Her konuda farklı düşünebiliriz. Sorunların çözümü konusunda HDP ya da AKP/hükümetin fikri başkadır. Fakat bir cenazeyi işkence yapılması konusunda farklı düşünülüyorsa ya biz insan değiliz ya onlar insan değil. Akademisyenlere yapılanlar için 'aklım almıyor' diyenler var. Nasıl almıyor? Cenazeye bile bunu yapan akademisyene ne yapmaz? Ölüden hesap sormaya kalkan, diriden hesap sormaz mı?"

 

Kürtlerin önerisini Türkler önerdiği mi demokratik oluyor?

Türkiye Barolar Birliği'nin DTK'nın özerklik ve özyönetim bildirisine verdiği tepkiye değinen Demirtaş, birliğin daha önceki hazırlayıp Meclis'e sunduğu anayasa taslağını anımsatarak, şu ifadeleri kullandı: "25 bölge meclisi öneriyor. Bölge meclislerinin hepsinin özerk yetkileri olmasını söylüyor. O gün yayınladıklarında buna kimse bölücü, terörist, vatan haini demedi. Bizim önerimizden biraz daha ileri bir öneri. Kendilerine gerçekten teşekkür ediyorum. Kendi söyledikleri ve yazdıklarına da sahip çıkacak kadar cesaret ortaya koymalılar. İki öneri arasındaki fark nedir? Birini Kürtler önerdiği için bölücü, diğerini Türkler önerdiği için demokratik mi oluyor? Eğer öyleyse bölümü olan Kürtler değildir."

 

'Ölüden hesap sormaya kalkanlar diriden hesap sormuş çokmu?'

Anayasa tartışmalarına dikkat çekerek "Rejimin demokratik dönüşümüne ihtiyaç var" diyen Demirtaş, "Ancak cenazeler yerdeyken nasıl yeni bir toplumsal sözleşme yapılacak. Böyle bir zihniyet demokratik midir tartışmanın bittiği noktayı ifade ediyor. Aylardır çözülmemiş Türkiye'de bir cenazeye işkence mevzusu var. Cenazeye bunu yapan akademisyene bunu yapmış çok mu? Ölüden hesap sormaya kalkanlar diriden hesap sormuş çok mu? Böyle bir ortamda fikir ve düşünce özgürlüğünden bahsedebilir miyiz?" diye sordu.

 

Meclis Başkanı Kahraman'a eleştiri

Demirtaş yeni anayasa konusunda ise, 'mevcut ortamda anayasa yapmak ve tartışmak son derece mümkündür' diyenlerin 'kendilerini aldattıklarını' ifade etti.

Yeni anayasa için Meclis'te oluşturulacak Uzlaşma Komisyonu'na üye vermeme kararı almadıklarını ifade eden Demirtaş, tartışmaları izlediklerini, parti kongresinin yapılmasının ardından yönetimin bu konuda gerekli kararı vereceğini söyledi.

Demirtaş, bir gazetecinin, "TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın bir dergiye verdiği röportajda yeni anayasanın başkanlık sistemi üzerine kurulması gerektiği yönünde beyanı var. Bu konuda görüşünüz nedir?" sorusu üzerine, Kahraman'ın AK Parti'nin kurucu kadrolarından olduğunu ve bu konuda daha önce fikirlerini beyan ettiğini belirtti.

Kahraman'ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a çok yakın bir isim olduğunu vurgulayan Demirtaş, şunları söyledi:

"Sayın Kahraman başkanlık sistemine inanıyor mu, inanmıyor mu bilmiyorum ama bu konuda görüş beyan etmekte zorunluluk hissediyor herhalde. Komisyona başkanlık yapacak bir şahsiyetin bu şekilde yönlendirici beyanda bulunması doğru değil. Kendi görüşü mutlaka var ve bu bilinmeyen bir şey değil. Meclis Başkanı komisyona başkanlık yapmak niyetiyle bir komisyon kurma çağrısı yaptı. Artık sınırları belirleme, daraltma, genişletme, anayasa tartışmalarının önünü kesme gibi bir tutumdan çok özgürce fikirlerin tartışılacağı bir ortamı yaratmak Meclis başkanının sorumluluğundadır. Parlamento Başkanı tarafsız kalmaya dikkat etmelidir. Özgür tartışma ortamı olmadığı da muhakkak. İnsanlar fikirlerini açıklamaktan korkarken yeni anayasayı nasıl yapacağız ben bilmiyorum doğrusu."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.