‘Doğu Suriye'de İran ve Amerika arasında yakın ve kesin bir savaş’

‘Doğu Suriye'de İran ve Amerika arasında yakın ve kesin bir savaş’
Arap Al-Khabour yayın organında Abdel Nasser Al-Ayed imzasıyla yayınlanan yorum içerikli haberde "Doğu Suriye'de İran ve Amerika arasında yakın ve kesin bir savaş" başlığı kullanıldı.

TİGRİS HABER - Tigris Gazetesinin bugün geniş bir haberle dikkat çektiği Suriye'nin Deyrizor bölgesindeki gerginliğe ilişkin dikkat çekici haber ve yazılar yayınlanmaya devam ediyor. Bölgedeki yığınağa neyin sebep olduğu, dolayısıyla da önünün alınıp alınamayacağı öngörülmeye çalışılırken Arap Al-Khabour yayın organı Suriye'nin doğu kısmında İran ve ABD arasında bir savaşın kesin olduğunu vurgulayan bir haber yorum yayınladı.

Dikkat çekilen bölge Suriye Rejimi, Kuzey Suriye Yönetimi ve Irak sınırının kesiştiği Al-Bukamal kasabasından başlayarak Suriye'nin en uç güney sınırındaki Deraa kentine kadar uzanan bölgeyi kapsıyor. Bugüne kadar ABD ve İsrail'in bu bölgeyi İran tarafından desteklenen örgütlerden arındırmayı hedeflediğine dair yüzlerce analiz yayınlanmıştı ancak ilk kez gelişmeler iddiaları bu kadar yakın ve gerçekçi kılıyor.

Abdel Nasser Al-Ayed'e göre İran'ın Amerikan kuvvetlerine bir saldırı başlatma hazırlıkları artık bir sır değil. Son bir haftadır bölgeden yayınlanan haberler yanyana getirildiğinde bu iddianın ayaklarının havada olmadığı kolayca anlaşılıyor. Al-Bukamal, Mayadin kentinden sivillerin kaçmaya başladığı haberleri pek çok şeyin habercisi olabilir.

Söz konusu bölge gaz ve petrol yatakları açısından Suriye'nin zengin bölgesi olmakla birlikte çölün derinleştiği ve Firat Nehri güneyinden Ürdün sınırına kadar susuzluğun had safhada olması itibariyle askeri açıdan kontrolü, asker bulundurulması çok zor bir bölge. 16 Mart 2011'de başlayan Suriye İç Savaşından sonra güçten düşen Esed Rejimi bu bölgelerin kontrolünü önce ÖSO ve DAIŞ'e, ardından da İran milislerine kaybetti. Bölgenin Irak ve hatta Afganistan'dan getirilen İran destekli milislerin kamp alanlarına döndüğü haberleri yıllardır dikkat çekiyor.

Al-Khabour'dan gazeteci Abdel Nasser Al-Ayed'ın yazdığı habere göre İran'a bağlı milis güçler Firat Nehri'ni aşarak Kuzey Suriye Bölgesi'ne çıkarma yapmayı planlıyor. Gazeteci İran'a ait füze ve roketlerle Firat'ın güneyinden kuzeyine bir saldırı dalgası başlatılacak. Buna karşılık ABD liderliğindeki Koalisyon güçleri bölgeye daha fazla askeri personel ve ekipman gönderiyor. ABD'ye ait E-11 İHA'ları ise iki haftadan uzun bir süredir nöbetleşe olarak Suriye'nin Al-Bukamal ve Irak'ın Qaim kentleri üzerinde uçuş gerçekleştiriyor.

Gazeteci-yazar Abdel Nasser Al-Ayed "sahnenin karşılıklı seferberliği ve kaosu, kimin diğerine saldırmaya hazırlandığını bilmeyi zorlaştırıyor" diyerek planların ne olduğunun kolayca anlaşılamayacağına dikkat çekiyor ve ekliyor "ancak jeopolitik bağlam ve hamlelerin kalitesi, girişimin İranlı olduğunu, Amerikalıların ise gerisinde olduğunu doğruluyor".

‘İran Fırat Nehri'nin güneyini zaten kontrol altında tutuyor’

Gazeteci-yazara göre İran Fırat Nehri'nin güneyini zaten kontrol altında tutuyor ve Fırat'ın kuzeyini de kontrol altına almak için bugüne kadar güneydeki sahayı muharebeye büyük hazırladı ve İran Devrim Muhafızları bu işi organize ediyor. Böylece Akdeniz'e giden kara yolunu kontrol altında tutuyor.

Gazeteci-yazar Tahran'ın ABD ile bir çatışma isteyip istemediğine dair merakı "Tahran, büyük insan kayıplarına yol açacak ABD'ye meydan okuyarak gücünü göstermek istiyor".

Lübnan Hizbullah'ı Genel Sekreteri Nasrallah'ın bu hafta "İsrail'in caydırıcılığını tartışılır hale getirdik" sözleriyle beraber değerlendirildiğinde yorumun değeri daha iyi anlaşılabilir.

Peki İran neler başarabilir?

Gazeteci-yazar Abdel Nasser Al-Ayed'e göre ABD için bir yenilgi beklemek söz konusu bile değil, aksine İran'ın nüfuz sahibi olduğu Basra Körfezi, Irak, Suriye ve Lübnan'a yayılacak bir savaş demek, bölgenin derinliğine ve genişliğine yayılmış çatışmalar demek, İran için binlerce savaşçı kaybetmektir, ancak bu savaşçıların çoğunluğunun İranlı olmamasından kaynaklı Irak, Suriye, Lübnan ve hatta Afganistan'da siyasi kazanım olarak değerlendirilecektir. Çünkü İran bu açıdan çok uluslu bir güç konumundadır.

Habere göre Esed Rejimi İran'ın bu hamlelerine ümit bağlamış durumda. Rusya'nın da İran'ın faaliyetlerini ABD ve Batıya karşı müttefik faaliyetler olarak değerlendirdiği anlaşılıyor. Üstelik İran başarılı olsa Rusya'nın Suriye'deki nüfuzunu şu veya bu oranda İran'a kaptırması da söz konusu iken.

Habere göre bu hafta bölgedeki Marat kasabasında dikkati çektiğimiz bu nüfuz kavgası nedeniyle İran Milisleri ile Suriye Rejim Güçleri arasında bir silahlı çatışma dahi çıkmış. Öyle anlaşılıyor ki İran ve Suriye Rejimi Kuzey Suriye Bölgesinden bir parça koparacağına o kadar inanmış ve bağlanmış durumda ki, bu paydan daha fazla alabilmek için mevzi kapma yarışında. İranlı milisler orada konuşlanmak için rejim güçlerinden ileri bir mevzii ele geçirmeye çalıştığında, birbirlerine silah doğrultmak durumunda kalmışlar.

Peki Rusya'nın bölgedeki rolü nedir?

Gazeteci yazara göre ABD ile karşı karşıya gelmeye cesaret edecek kadar güçlü bir Rus gücü bölgede yok ve özellikle de bölgedeki "Wagner" güçlerinin tasfiye edilmesinden sonra sadece mevzilerini korumaya çalışan bir Rusya var.

SDG ve MSD Hakkında Önemli Yorumlar

Al-Khabour yazarı Abdel Nasser Al-Ayed'e göre Suriye Demokratik Güçleri (SDG)'nin bu konuda kafası karışık. Al-Ayed'e göre kimi SDG'li askeri liderler İran'la karşı karşıya gelmeyi reddediyor ve bölgede hakim güç haline geldikten sonra İran'la bir anlayış çerçeve oluşturmayı amaçlıyor. Diğer taraftan ABD talimatlarını dinleyen ve ittifakı sürdürmeye çalışanlar var.

Bölgede başta Şammar aşireti olmak üzere Arap aşiretlerinin rolünü de görmezlikten gelmek yanlış olur. Esat Rejimine bağlı basın yayın organları SDG'nin bölgedeki Arap aşiretlerin rolünü kısıtlamayı, tasfiye etmeyi, petrol ve diğer kaynaklardan gelirlerini azaltmayı planladığı ve yığınakların tamamen bu amaçlı bir planlamadan ibaret olduğuna dair haberler yapıyor. Al-Khabour'un haberine göre ise İran ve Eset Rejimine ait uyuyan hücreler Kuzey Suriye Bölgesi'nde ABD askerlerini arkadan vurmaya hazırlanıyor ve hatta DAIŞ hücreleri de bunda rol alabilir. Al-Aden'e göre bölgedeki Arap aşiretlerin ABD'ye antipatisi bir İran ve Eset Rejimi propagandası kaynaklı değil, ancak ABD'nin Kürtleri Araplara karşı kayırmasından, Arapları marjinaleize süreci Kürtlerin lehine çeviren politikalarından kaynaklı.

2018 Khasham Savaşı

Al-Aden'e göre hazırlıkları tamamlanan muharebe Şubat 2018'de Wagner güçlerinin Dêrezor'un hemen kuzeyinde yer alan Khasham kasabasından Kuzey Suriye Yönetimi bölgesine yaptığı çıkarmaya benziyor. Pentagon yayınladığı videolarla o güçlerin tamamen yok edildiğini açıklamıştı. Rusya da onlara sahip çıkmamıştı. Ancak gazeteci-yazar Al-Aden'e göre İran ABD'ye zayiat vermeye odaklanan bir planlamaya sahip ve Ortadoğu'daki milislerini seferber edecek.

Öyle anlaşılıyor ki bölgenin kaderini Kürtlerin İran'a olan bakışı belirleyecek ve eğer Kürtler çatışmadan kaçınan bir tavır sergilerlerse İran, Nasrallah'ın iddia ettiği İsrail'in kaybettiği caydırıcı tacı kendisi giyecek. (Foto: Al-Khabour, Tigris Gazetesi)

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.