Genç barış elçisi, babasının yolunda

Genç barış elçisi, babasının yolunda
Güneydoğu’da 850 kan davası ve husumeti barışla sonuçlandıran Sait Özşanlı’nın oğlu Metin Özşanlı, 280 kan davasını barışla sonuçlandırdı

DİYARBAKIR - Güneydoğu’da 850 kan davası ve husumeti barış ile sonuçlandıran ve bu yüzden “barıştıran adam” olarak bilinen Sait Özşanlı’nın mirasına sahip çıkan oğlu Metin Özşanlı, genç yaşında 280 kan davasını barışla sonuçlandırdı. 

Kendisi de kan davası mağduru olan ve kendini kan davalarının çözümüne adayan eski Diyarbakır Kasaplar Odası Başkanı Sait Özşanlı, yıllarca bölgede kan davalarının barışla sonuçlanması için servetinin 3’te 2’sini harcadı. Özşanlı, 850 kan davası ve husumeti barışla sonuçlandırarak yüzlerce cinayetin de önüne geçti. Türkiye'nin “barıştıran adam” olarak tanıdığı ve dünyada da adı nam salan Özşanlı, Fransız Haber Ajansı (AFP) tarafından da Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. En büyük hayali “büyük barış” olarak adlandırdığı Kürt sorununun çözümünü görmek olan Özşanlı, 2009 yılında yaşadığı kalp sorunu nedeniyle kurduğu Liceliler Derneği’nde hemşerilerinden helallik isteyerek tedavi olmak için Ankara’ya gitti. “Barıştıran adam”, 10 Ağustos 2009’da hastanedeki odasında hayata veda etti. Özşanlı’nın cenazesi, Diyarbakır’da 5 binin üzerinde kişinin katıldığı törenin ardından Lice ilçesindeki aile kabristana defnedildi.

“BABAM BERABERİNDE BENİ DE GÖTÜRÜYORDU”
Özşanlı’nın hayatını kaybetmesinin hemen ardından ise oğlu Metin Özşanlı, babasından aldığı bayrağı dalgalandırmak için bir komisyon kurdu. Babasının dava arkadaşlarını da dahil ettiği komisyona “Sait Özşanlı Barış Komitesi” adını veren Metin Özşanlı, babasının izinden giderek 6 yıl içerisinde bölgedeki 280 kan davasının barışla sonuçlandırdı.
Metin Özşanlı, babasının beraberinde kendisini de barış davalarına götürdüğünü belirterek, “Çevresindekilere de sürekli uyarılarda bulunuyordu çocuklarını taziye, düğün ve benzeri yerlere götürmeleri için. Çocukluğumdan beri hep onunla gezerdim. Zaman zaman hayretlerle izlerdim. Saatlerce konuşurdu. Bazı barış davaları 3 ay sürerdi. Hayret ederdim, bu enerjiyi nereden nasıl buluyordu. Sonra sonucunda barış olduğunda yüzünde güller açardı. Baba diyordum hayırdır sende mi gülüyorsun? Sonra bana söylerdi 'Oğlum sende bir annenin yüzündeki sevinci görünce ne kadar önemli olacağını anlarsın'. Her şeyi menfaatsiz ve karşılıksızdı yapardı. Taziyesindeki kalabalığı çok net gördüm. Diyarbakır’da binlerce insan son yolculuğuna uğurladı" dedi.

"ŞÜKÜRLER OLSUN O MİSYON HALEN DEVAM EDİYOR"
Yapılan barışları görünce kendisinin bu misyona sahip çıkması gerektiğini anladığını söyleyen Özşanlı, "Sait Şanlı adına arkadaşları ile beraber bir barış komitesi kurduk. Şükürler olsun o misyon halen devam ediyor. Babamdan sonra 280’e yakın ailenin davasını barışla sağladık. Bunun 185’i kan davasıydı. Halen o misyon devam ediyor. Husumetler ile alacak-verecek meseleleri kan davasına dönüşmeden müdahale ediyoruz. Babam hep, ‘Bir yerde ateş varsa eğer oraya ibrik ile su dökerek’ gidilmesi gerektiğini söylerdi. O ateş büyümeden sönmelidir. Ben bir davaya gittiğim zaman babamın ismini duydukları zaman gözlerindeki o ifadeyle önümüzü açıyorlar. Babamın bayrağını gücümüz yettiğince dalgalandırmaya devam edeceğiz” diye konuştu. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.