Hak ihlali başvuruları iki katına çıktı

Hak ihlali başvuruları iki katına çıktı
İnsan hakları haftası kapsamında düzenlenen panelde konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “Geçen sene bize 320 başvuru yapılırken bu yıl 703 başvuru yapıldı. Geçen yıl hapishanelerden 118 başvuru yapılırken, bu yıl 382 başvuru yapıldı” dedi.

Tigris Haber- İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası programı kapsamında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Bomonti Kampüsü Konferans Salonunda İnsan Hakları Panoraması paneli düzenledi.

 Panelin açılış konuşmasını TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri yaptı.

 Panelde ilk olarak konuşan Fincancı, Türkiye hakikatini devlet aktörleriyle yüzleştirmeye çalıştıklarını belirterek, “Haklarımızı iyileştirmeye çalışıyoruz. Ama bu haklar hiçbir zaman durağan değil. Bunun için sürekli mücadele etmemiz gerekiyor. Dostlarımızın bize verdiği güç sayesinde mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.

 ‘BAŞVURULAR SÜREKLİ ARTMAKTA’

 Daha sonra konuşan Yoleri, Türkiye’de barış demenin bile suç sayıldığı bir dönemden geçildiğine dikkat çekerek, devletin insan haklarını ihlal ederken çeşitli gerekçeler sunduğunu belirtti. Özellikle OHAL sürecinde ihlallere OHAL’in gerekçe gösterildiğini ifade eden Yoleri, “Oysa savaşta bile sınırlanamayacak haklarımız var. Ayrımcılık yasağı, kişi haklarının korunma hakkı, işkence yasağı, din vicdan ve kanaat özgürlüğü, masumiyet karinesi, borç nedeniyle hapis yasağı, bu hakların tamamı hiç  bir şekilde kısıtlanamayacak haklardır. Cumhurbaşkanı İnsan Hakları Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada güvenlik güçleri hakkında işkence ve kötü muamele şikayetlerinin artık çok az olduğunu belirtti. Sarayın penceresi nereye bakıyor? Türkiye’ye bakmadığı kesin. Çünkü bize yapılan başvurulara baktığımızda geçen sene 320 başvuru yapılırken bu yıl 703 başvuru yapıldı. Geçen yıl hapishanelerden ise 118 başvuru yapılırken, bu yıl 382 başvuru yapıldı. Başvuruların inanılmaz artışı ve bununla baş etmenin çok olduğunu gösteren bir tablo” diye konuştu.

 ‘İHLALE UĞRAYANLAR MÜCADELENİN PARÇASI OLMALI’

 İnsan Hakları mücadelesinin yaşanan hak ihlallerine karşı mücadele etmek anlamına geldiğinin altını çizen Yoleri, bu mücadelenin yalnızca insan hakları savunucularıyla sınırlanmaması gerektiğini kaydetti. İhlale uğrayan herkesin mücadelenin bir parçası olması gerektiğini ifade eden Yoleri, “Kişiler işkenceye uğramasına rağmen işkenceden dolayı dava açmak istemiyor. İşkence davasının yerine kötü muamele, görevi kötüye kullanma gibi suçlardan dava açılıyor. Türkiye’de işkence suçu tanımladığı zamandan bu yana işkence nedeniyle açılan davalar hep sınırlı olmuştur. Devlet, ‘Bu ülkede işkence vardır’ı resmi olarak söylememektedir. Görülmesine izin vermemektedir. O zaman bizim bunun tersini zorluyor olmamız gerekir. Çünkü bu ülkede gerçekten işkence olduğunu bu kadar kolaylıkla reddetmesinler. Bizi vazgeçirmeye çalıştıklarını biliyoruz. Tablo böyle ama bu tabloya karşı direnmekten başka çaremiz yok. İnsan Hakları kurullarına mutlaka başvuru yapılması lazım. Mutlaka şikayet başvurularının cumhuriyet savcılıklarına ulaştırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

 Panel açılış konuşmalarının ardından insan hakları konusundaki sunumlar ile devam ediyor. (Kaynak:MA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.