Hayvanlarımı nerede otlatayım?

Hayvanlarımı nerede otlatayım?
Kentler büyüdükçe tarım alanları yok olurken, kentin çeperlerinde hayvancılık yapan üreticiler hayvanlarını otlatacak mera arayışı içinde.

Her geçen gün yeni yapıların yapıldığı ve gittikçe artan kentleşme oranı Diyarbakır’daki tarımsal alanları da yok ediyor.

Eskiden kentin sınırları dışında olan tarım arazilerinde hayvancılıkla geçimini sağlayanlar vatandaşlar şu sıralar tarım alanlarında yükselen yapıların arasında çaresizce dolaşıp duruyorlar.

Geçimini hayvancılıkla sağlayan vatandaşlar, yüksek beton yapılar arasında sıkışırken, her yanı saran beton zeminler kent içinde hayvancılık yapabilmenin olanaklarını ortadan kaldırmış gözüküyor. Sabahın erken saatlerinde hayvanlarını otlatmak için eskiden şehrin eteğindeki tarım alanlarına götürebilen çobanlar artık betonarme yapılar arasına sıkışmış durumda. Beton yapılar arasında henüz yapılaşmanın olmadığı kimi boş arazilerde hayvanlarını otlatmak isteyen vatandaşlar binbir zorluk ve büyük tehlikeler atlatarak otlak alanlara ulaşmaya çalışıyorlar. Kimi zaman araç yolundan karşıya geçtiklerinde ani kazalarla karşılaşıp sürülerinden kayıplar verebiliyorlar.

Hükümetin son süreçlerde tarım ve hayvancılığa yönelik teşviklerine bir yenisi eklenen “300 koyun projesi” kapsamında çalışmalar hız kazanırken, mera alanı olmayan ve geçimini yıllar boyu hayvancılıkla sağlamaya çalışan vatandaşlar ise kentleşme ile birlikte otlak alanlara yapılan betonarmeler yüzünden çaresizlik içinde.

Hayvancılıkla uğraşmak isteyip de hayvanlarını otlatacak mera alanı bulamayan vatandaşların çaresizliği ise farklı bir tartışmayı önümüze çıkarmış durumda.

Hayvancılık yapmak istiyorum ama nerede?

Diyarbakır’daki yapılaşma her geçen gün artarken ve kent çeperindeki tarım alanları imara açılırken, bu durum yeni bir sorun alanını ya da kimi mağduriyetleri ortaya çıkarıyor. Hayvancılıkla uğraşmaya devam etmek isteyen ancak yerleşim alanları arasında sıkışıp kalan kimi üreticiler bir çıkış yolu arıyor. Yerleşim alanları arasında hayvanlarını otlatmanın zorluklarının, tehlikelerinin ya da imkansızlıklarının üreticiler de farkında hatta şehir ortasında hayvan atlatmanın çevreye verdiği rahatsızlıkların da farkındalar. Ancak onlar da bir çıkış yolu yani hayvancılığa devam edebilecekleri alanlar arıyorlar ve yetkililerin bu konuda kendilerine bir alternatif üretmesini bekliyorlar.

Diyarbakır’ın yeni ve en gözde yerleşim alanları arasında hayvan otlatmak artık imkansız ve çok tehlikeli ama bu çaresizlikten kurtulmanın bir çıkışı da olmalı.

‘Eskiden buralarda yerleşim yoktu’

Diyarbakır’ın en gözde semtlerinden olan 75 metre yol civarında hayvanlarını otlatmaya çalışan Abdurrahman Şimşek, hayvancılığın şehir arasında yapılmayacağını şu sözlerle dile getirdi: “Eskiden buralarda yerleşim yoktu, buralar pamuk tarlasıydı boş alandı. Hayvanları otlatmak için alan çoktu. Ama şimdi her yer yüksek binalarla doldu. Hayvanlarımla bu binaların arasına sıkışıp kaldım.  Hayvanlarımı otlatacak yer bulamıyorum. Yeterli otlak alanı olmadığı için daha çok yem tüketimi oluyor. Yem de çok pahallı ve bu koşullarda bu işi daha fazla sürdüremem. Hayvancılık yapmak istiyorum ama bu halde bu işi sürdürmenin imkanı yok. Binaların arasında, trafikte hayvanları getirip götürmek büyük sorun. Her an tehlike içindeyiz. Geçen yıl 18 hayvanım araçların altında kaldı. Bu işte artık sona geldim. Bir yıla kadar hayvanlarımı satıp bu işi bırakacağım. Evet, hayvancılık yapmak isterim ama bu haliyle yapamam. Nereden baksanız bu işi sürdürmek imkansız. Kent içinde hayvan otlatmak olmuyor. Hem hayvana yazık hem de çevreye rahatsızlık veriyoruz.”

caban-(22).jpg

 Koyun istemiyorum, koyunlarımı otlatacak yer istiyorum

Yetkililerden tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişiler için ortak bir mera alanı ve tarım alanlarının yapılması yönünde çağrıda bulunan Şimşek, “ Hayvancılığın geliştirilmesi için projeler yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde ‘300 koyun’ verileceği söylendi. Devlet bana koyun versin de demiyorum ama benim koyunlarımı otlatabileceğim mera alanları açsın. Ben hayvancılık yapmak istiyorum ama şehir içinde bunun imkanı yok. Devlet, bana ve benim gibi hayvancılık yapmak isteyen üreticilere bir çıkış yolu göstersin. Şehirler büyüdükçe bizim hayvancılık yapacağımız alanlar daralıyor. Tabii ki nüfus çoğaldıkça kentler büyüyecek ama her alana da imar vermek ne kadar doğru. Şehrin çevresinde bazı alanlar hayvancılık için ayrılsa ve biz de hayvanlarımızı satmak bu işi bırakmak zorunda kalmasak daha iyi olmaz mı?” diye konuştu.

‘Yetkililer onlara hayvancılık için alan açmalı’

Çevredeki mahalle sakinleri ise yerleşim alanları içinde hayvan yetiştiriciliğinin uygun olmadığına değinerek şunları ifade ettiler: “Şehir içinde hayvan beslenir mi? Apartmanımızın bahçesine bir çiçek ekemiyoruz. Yollarda caddelerde hayvan gübresi olur mu? Her şey doğal ortamında yapılmalı. Hayvancılık tabii ki yapılsın ama bunu şehir ortasında yapmak doğru değil.”

Mahalle sakinleri bir yandan şehir içinde hayvancılığın yapılmadığını söylese de hayvancılıkla uğraşmak isteyenler için kentin en dış taraflarında belirli hayvancılık alanlarının oluşturulması gerektiği yönünde önerilerde bulunuyor.

Tüm bunlar sürerken ‘gelecek yıllarda hayvancılık ile uğraşmak isteyen vatandaşlar ne tür bir yol ve yöntem bulacak?’ diye vatandaşlara sorduğumuzda, tablonun çok vahim olduğunu dile getirerek yetkilileri bu konuda projeler üretmeye çağırdı. Kenar köşelerde tutulan ve hiç tartışmayan ‘kentleşme ve hayvancılık’ konusunda yeni çalışmalar yapılacak mı bilmiyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.