Her enfeksiyona antibiyotik verilmemeli!

Her enfeksiyona antibiyotik verilmemeli!
Her enfeksiyona antibiyotik verilmemeli!

 

Özellikle okullarda çocuklar arasında bulaşarak yayılan enfeksiyon hastalıklarını hem okulların hem de ebeveynlerin alacağı koruyucu önlemlerle azaltmak mümkün.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. N. Kemal Akpınar ise “Anne ve babaların aşırı koruyucu tutumları, çocuğun doğal mikroorganizmalarla tanışmasını engelliyor. Bu da çocuğun o mikroorganizmalara yanıtının daha düşük seviyede kalmasına ve daha şiddetli enfeksiyon geçirmesine sebep olabiliyor” açıklamasında bulundu.

 

Çocuklara hijyen konusunda sorular sorarak kontrol etmek mümkün

Çocukların beslenme alışkanlıkları, hasta olduklarında yapılması gereken davranış ve tutumlar ya da hasta olmadan önce alınacak önlemlerin okula göre evde daha kolay olduğunu vurgulayan Dr. Ayşe Sokullu Dr. N. Kemal Akpınar “Ancak ebeveynler çocuklarını okuldayken göremeseler de kontrolü elden bırakmamalılar.

Okulda ne yaşadıklarını anlatmaları istendiğinde çocuklardan laf almak neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla bunu yaparken okuldan eve gelen çocuklara dolaylı sorular sorulabilir.

Örneğin; “Ellerini yıkıyor musun?” yerine, “Okuldaki sabununuzun kokusu güzel mi?”, “Sınıfınızı temizliyorlar mı?” yerine, “Sınıfınızı temizleyen teyzenin/amcanın adı ne?” gibi hem çocuğu hem de okulu hijyen konusunda test edecek sorularla olası yanlış tutumlara müdahale edilmeli” açıklamasında bulundu.

 

Enfeksiyon rahatsızlığı olan çocuklar evde dinlenmeli

Çocukların tuvalete, suya ulaşımının zor olduğu kalabalık okullarda enfeksiyon riskinin daha yüksek olduğunu vurgulayan Dr. Ayşe Sokullu ve Dr. N. Kemal Akpınar “Çünkü enfeksiyonlar en çok elle bulaşıyor.

Özellikle grip virüsleri plastik ya da tahta gibi çocukların okulda dokundukları bazı eşyalarda 24 saate yakın barınabiliyorlar. En çok da damlacık enfeksiyonuyla bulaşan virüsler; öksürme, aksırma ile havaya asılı kalan tükürük parçalarında yaşıyor. Dolayısıyla kalabalık olduğunda çocukların bu havayı soluması da kolaylaşıyor.

Herhangi bir enfeksiyon hastalığına yakalanan çocukların, enfeksiyonu diğer çocuklara bulaştırmamaları için evde istirahat etmeleri, okula gitmemeleri en ideal önlem. Ayrıca hastalıkların artış gösterdiği kış döneminde çocukların da okullardaki hasta olan arkadaşlarıyla öpüşmemesi veya sarılmaması, hasta olan arkadaşlarının kullandığı materyalleri kullanmaması da oldukça önemli. Tedavi için, ağızdan ilaç vermek zor olduğu için ateş düşürücüler damardan verilerek çocuğun daha kısa sürede toparlanması sağlanır” dedi.

 

Her enfeksiyona antibiyotik tedavisi yapılmamalı

Egzersizin her şeyde olduğu gibi enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmede de son derece faydalı olduğunu anlatan Dr. Ayşe Sokullu ve Dr. N. Kemal Akpınar sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak çocuklar çok hareketli olduklarından zaten egzersiz yapmış gibi oluyorlar.

Bunun yanında haftanın bir günü 1-2 saat için çocuğu basketbol, yüzme, futbol gibi bir aktiviteye göndermek spor değil, bir hobi olarak kabul edilmelidir. Çünkü egzersiz, gün içinde düzenli yapılan bir aktivitedir.

Düzenli egzersiz, çocukların gelişiminde ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde oldukça faydalı. Üst solunum yolları enfeksiyonlarında, örneğin çocuğun çok ateşi varsa, halsiz ve iştahsız ise, bunlara karşın burun akıntısı ve öksürük yoksa, muayenesinde bakteriyel enfeksiyon çıktığında, bazen erkenden antibiyotik verilebiliyor.

Ancak çocuğun ateşi 40 derecede seyrediyorsa, burun akıntısı, öksürük, iştahsızlık, keyifsizlik, boğazda pembeleşen bir görüntü ve bademciklerde şişlik varsa, çocuğun kendi direnciyle atlatması beklenmelidir. Çünkü bu belirtiler bir virüs enfeksiyonuna aittir ve antibiyotik ile iğne tedavisi yapılmamalıdır. Çocuğun bağışıklık sistemi zayıfsa virüslerin olduğu zemine bakteriyel etkenler yerleşebilir.

Buna bağlı olarak, sinüzit, ortakulak iltihabı, zatürre, bronşit gibi rahatsızlıklar da gözlemlenebilir. Bu, fırsatçı mikroorganizmaların kolaylıkla enfeksiyon yapabilme potansiyelinden kaynaklanır. Bu durumda antibiyotik tedavisinin gerektiğini söyleyebiliriz.

Virüs enfeksiyonlarına yakalanmış çocuklarda bağışıklık sistemi savaşı söz konusudur. Bazı çocuklar bu savaşı 1-2 günde, bazıları ise 10 günde yenebiliyor. Fakat erken atlatanın bağışıklık sisteminin daha kuvvetli, geç atlatanın daha zayıf olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar mevcut değil.

 

Günde bir bardak süt çocukları koruyor

Günde bir bardak sütün, özellikle ilkokul çağındaki çocuklarda, kemik gelişimi, genel sağlık ve boy uzama için gerekli olduğunu aktaran Dr. Ayşe Sokullu ve Dr. N. Kemal Akpınar “Eğer çocuğun süte karşı özel bir reaksiyonu yoksa günde bir bardak sütle desteklenmesi gerekir. İkinci bir bardak süt, çocuk isterse verilebilir ancak daha fazlası hem iştahı kapatma hem de kabızlık ya da kansızlığa neden olabileceğinden verilmemelidir” dedi.  (kaynak:haber7)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.