İskenderpaşa’nın hırsızlık, işsizlik ve çöp isyanı

İskenderpaşa’nın hırsızlık, işsizlik ve çöp isyanı
Tigrishaber’in kentin sorunlarını kamuoyuna aktarma kapsamında başlattığı kent turları devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Sur halkının sorunlarını aktaran arkadaşlarımız bu hafta İskenderpaşa’nın nabzını tuttu.

Bu kez tarihi İskenderpaşa Mahallesi’ndeyiz. Yeniden restore edilen ve bazı televizyon dizilerine de ev sahipliği yapan İskenderpaşa Konağı ziyaretçi bekliyor. Kentte sadece Hasanpaşa Hanı’nın ön plana çıkarılmak istenmesine içerlenen Muhtar Ali Ürün,”Hep Hasanpaşa Olmaz. Biraz da İskenderpaşa’yı görmelisiniz” diyor. Mahalle sakinlerinin en büyük isyanı ise son olarak güvercin ve horoz çalacak kadar insaf sınırlarını aşan hırsızlar.

Halkın içinde olmaya, nabız tutmaya devam ediyoruz

Tigris Haber, Diyarbakır’ın unutulmaya yüz tutmuş tarihi yerlerini, tüm olumsuzluklara rağmen yaşamın devam ettiği mahalle ve semtleri gezmeye, burada yaşayan halkın, esnafın ve ticaret erbabının sorunlarını, görüşlerini dinleyerek kamuoyuna aktarmaya devam ediyor. Tarihi Sur İçi’ndeki turumuzsa ikinci durağımız; kentin Osmanlı valilerinden İskenderpaşa’nın adını taşıyan İskenderpaşa Mahallesi. Karacadağ’ın bağrından, eteklerinden çıkan tarihi bazalt taşlarıyla döşenmiş daracık sokaklarında ve tarihi Diyarbakır evlerinde yaşamın kesintisiz devam ettiği mahallede en önemli üç sorun öne çıkıyor. Temizlik, hırsızlık ve işsizlik.

Temizlik, hırsızlık ve işsizlik öne çıkıyor

Bazı ev kadınlarının pencereden aşağıya çöp atması daha önce bir çok yerde karşılaştığımız gibi burada da eleştiri konusu olurken, bir ara duraklayan kentteki hırsızlık olaylarının bu mahallede de yeniden hortladığına dikkat çekiliyor. Geçtiğimiz günlerde mahalledeki tarihi camiye giren hırsızlar, son olarak hayvan severliği ile ünlü mahallede vatandaşların büyük emek verdiği horoz ve güvercinleri çalacak kadar insaf sınırlarını aşmaya başlamış. Bir de kronik sorun haline gelen işsizlik. Küçük çaplı esnaflığın hüküm sürdüğü İskenderpaşa’da esnaflar, Sur olaylarından sonra iş yapamamaktan şikayetçi. Mahallede bir çok gencin işsiz olduğu dile getirilirken, iş yapamayan bazı esnafların kepenk kapattığı vurgulanıyor.

 

‘Hep Hasanpaşa diyorsunuz, İskenderpaşa’yı görün’

İskenderpaşa’daki ziyaret turumuza, mahallenin 25 yıllık muhtarı Ali Ürün ile başladık. Ürün, maddi sorunlardan dolayı eski muhtarlık yerinden çıkarak daha küçük ve ucuz bir büro tutmuş. Gelirinin eski yerin kirasını karşılamaya yetmediğini, aslında devletin,belediyelerin ve ilgili kurumların muhtarların sorunları konusunda daha duyarlı olması gerektiğini anlatıyor. Muhtar Ürün, çalışkan ve aktif olmasıyla mahalle sakinlerinin kalbinde taht kurmuş vaziyette. Ürün'ün dert yakındığı en önemli konu, Hasanpaşa Hanı’na verilen değerin, gösterilen rağbetin kendi mahallelerindeki İskenkenderpaşa Konağı' na verilmemesi. Buram buram tarih kokan konağın artık yok denecek kadar ilgi görmeyişi, görmezden gelinmesi Ürün’ü ve semt sakinlerini üzüyor.

 

‘Vali bey bizim için kurumlara talimat verdi’

Muhtar Ürün, bu konudaki serzenişini kent yöneticilerine de aktardığını, vali ve belediye başkanlarını bizzat tarihi konağı ziyaret etmeye davet ettiğini dile getiriyor.

Söz validen açılmışken 25 yıllık muhtarlık görevinde ilk kez muhtarları bu kadar dikkate alan bir vali gördüğünü dile getirerek Vali Hasan Basri Güzeloğlu’na teşekkür etmeyi de ihmal etmiyor. Ürün,”Allah valimizden razı olsun. Kendileri sıkıntılarımızı dinleyerek, herhangi bir resmi kurumda önceliğin muhtarlara verilmesi gerektiğini çünkü biz muhtarların vatandaşlar için çalıştığı talimatını verdi. Bu konuda adeta kurum müdürlerine, bürokratlara ültimatom verdi. Kapısının ve imkanlarının her zaman bize açık olduğunu aktardı. 25 yıldır muhtarlık yapıyorum, ilk kez bu kadar duyarlı ve hassas bir vali gördüm” dedi.

 

‘Vatandaş temizlik için duyarlı olmalı’

 Muhtar Ürün,  mahalledeki en büyük sorunun sokaklara hunharca atılan çöpler olduğunu, sokağın kötü kokudan geçilmediğini dile getirdi. Hemen hemen her adımda  karşılaşılan çöp yığınının hastalıklara davetiye çıkardığını dike getiren Ürün,"Belediyemiz her sabah ve akşam düzenli bir şekilde çöpleri topluyor. Apartmanda oturan mahalle sakinleri maalesef balkondan çöplerini atıyor. Bu konuda ne kadar onları uyarsak da yine de bu sorununun önüne geçemedik" diyerek bu konuda vatandaşları duyarlı olmaya davet ediyor. Yaşanılır bir mahalle olmak adına defalarca halkı ikaz eden, bu konuda çalışmalar yapan Ürün istediği sonuca varamamış olmanın üzücü olduğunu dile getiriyor.  

 

‘Surlara ve Mardin kapı mezarlığına sahip çıkılmalı’

Muhtar Ali Ürün’ün bir diğer beklentisi ise tarihi surlar ve kentin en eski mezarlığı olan Mardin Kapı Mezarlığı ile ilgili. Diyarbakır denilince akla gelen ilk şeyin surlar olduğunu ifade eden Ürün; surların görüntü kirliliği yaratmamak adına hem içinin hem etrafının temizlenmesinin gerektiğini belirterek,”Bizim ilk aile mezarlığımız olan Mardin Kapı perişan bir vaziyette lütfen bu duruma çare bulalım " diyerek yetkilileri tarihi kabristan konusunda duyarlı olmaya davet etti. 

 

Muhtar Ürün’ün Gaffar Okkan sevgisi

Muhtar Ali Ürün’ün küçücük bürosunda 25 yıllık muhtarlığını anlatan resimler var. Resimlerde önemli devlet adamları, valiler ve belediye başkanları dikkat çekiyor. Öne çıkan isim ise 17 yıl önce şehit edilen emniyet müdürü Ali Gaffar Okkan. Ürün, Okkan’ın resmine bakarken duygulanıyor.”Gaffar baba bizden biri gibiydi. Örnek bir devlet adamıydı, bir çoğumuzdan daha iyi bir Diyarbakırlıydı. Onu nasıl unutabiliriz ki. Birçok iş yeri ve evde resimleri var. Ben de büyük bir resmini astım, kendisiyle alakalı çok anımız var” diyor.   

 

Mahallenin maskotu olan hayvanlar

Hayvanseverliğiyle meşhur olan mahallede hemen hemen her esnafın beslediği kedi, güvercin, horoz mevcut. Kendi çocuklarını sever gibi sevilen, bakılan bu hayvanlar durumlarından hiç de şikayetçi değil. 24 yıldır mahallede mobilya marangozluğu yapan Abdullah Urgun, Esmer adını verdiği İran cinsi kedisiyle soba önünde çayını yudumlamanın keyfini çıkarırken; mahalleye musallat olmuş hırsızlardan bir hayli dertli olduğunu dile getirdi.  

 

‘Hırsızlar emek verdiğimiz hayvanları çalıyor’

Abdullah amca ,"Maalesef burada hırsızlık olayı oldukça yaygın. Öyle ki artık güvercinlerimizi, musluklarımızı çalıyorlar .Son olarak özenle beslediğimiz güvercinleri çaldılar. Komşunun da Denizli cinsi horozlarını çalmışlar. Geçenlerde basına yansıdığı gibi camimize de girmişler. Bunlar insaf sınırlarını aşmış” diyor.

Bizimle konuşurken bir yandan da soba kenarında kedisi ile beraber oturan ve elindeki tütünle sigara saran Abdullah amca, marangozculuk yaptığı dükkanda gün boyu beslediği hayvanlarla vakit geçirmekten keyif aldığını fakat sektörde bu mesleğin ölmüş olduğunu, bundan başka da iş bilmediğini, çocukluğunu bir ömrünü verdiği bu mesleğini icra etmek istediğini de dile getirdi.

 

Karı-kocanın nefis gözleme çalışması

İskenderpaşa’nın  dar sokaklarından geçerken enfes kokularıyla bizi gözleme dükkanına çeken çifte rastladık .Necmettin Börü ve Şefika Börü çifti, sıcacık sevgi kokan dükkanlarında mahalleliye gözleme yetiştirme telaşında. Şefika teyze hünerli ve bereketli elleriyle  hazırlıyor, Necmettin amca da hem eşine yardım ediyor, hem de siparişlere yetişmeye çalışıyor. Necmettin amca,"İşlerimiz çok şükür iyi. Bunu eşime borçluyum, eşim hasta olsa ben burada kontak kapatıyorum. Eşlerimiz bizim başımızın taçı iyi ki varlar " dedi.

Mesleğini severek yaptığını dile getiren Şefika Börü ise yufkalarını kağıt inceliğinde açtığını içine sevgini kattığı için gözlemelerin lezzetli hal aldığını dile getirdi.

 

‘Her şey evlatlarım için’

 

Bu devirde ekmek gerçekten aslanın ağzında. Bu şekilde para kazanıp ailesinin geçimini sağlayanlardan biri de Fesih Kaya. Koca eşyaları ara sokaklarda çekerek çocuklarını okutmaya çalışan Kaya, genç nüfusun istihdam edilmesiyle ülkenin kalkınacağını ifade etti.

İlerleyen yaşına rağmen eve ekmek götürmek için canla başla çalışan Kaya ,”Her şey evlatlarım için”  diyerek arabasını çekti ve gözden kayboldu.    

 

‘Balkondan çay demini aşağı atanlar var’

26 yıldır Diyarbakır' da yaşayan Sevgi Demir ise sokakların çok kirli olduğunu, mahalle sakinlerinin bu konuda duyarlı olmadığını dile getirerek temizlik konusunda duyarlılık çağrısı yaptı. Demir sözlerine şöyle devam etti: "Burası çok güzel ve tarihi bir mahalle. İnsanlar çok sıcakkanlı. Fakat temizlik konusunda sorun yaratan insanlar var. İnsanın evinde hiç mi çöp poşeti olmaz, balkondan çay demliği döküyorlar; gırgırın çöpünü penceren aşağıya boşaltıyorlar, mahalle kokudan geçilmiyor. Sonuçta bu mahalle sizin ve sizler burada yaşıyorsunuz. Resmen hastalıklara davetiye çıkaran bir durum var. Vatandaşlar bu konuda hassas olmalı, temizliğe dikkat etmeli. Dışarıdan gelen insanlar bu tabloya bakınca haliyle olumsuz düşünecek, bir de işin bu boyutu var. Kimsenin bu güzelim mahalleye, bu kadar tarihi eserin ve yapının olduğu bu bölgeye bu izlenimi vermeye hakkı yok.”

‘Olaylardan sonra parası olanlar gitti’

Her şeyin ailede bittiğini vurgulan Demir, hırsızlık vakalarının da  arttığına dikkat çekerek" Bakıyorsun çocuğun elinde bin liralık  telefon ve ailesi bu telefonu nerden getirdi diye sorgulamıyor  bile. Çocuklarımıza sahip çıkalım. Bu konuda ailelere büyük görev düşüyor " dedi . Tarihi İskenderpaşa Konağı’nın aşçısı  olan Sevgi hanım, yeniden restore edilen ve bir ara televizyon dizilerinin de çekildiği konakta artık pek iş olmadığını, yaza oranla hiç müşteri olmadığını, Hasanpaşa Hanı’na  gösterilen ilginin İskenderpaşa Konağı’na da  verilmesi gerektiğini dile getirdi.

 

 Mahallede kadın kuaförlüğü yapan kadınlar da Sur olaylarından önce iyi olan işlerin, tarihi ilçeye büyük bedel ödettiren olaylardan sonra düştüğüne dikkat çekerek, maddi imkanı iyi olan ailelerin başka yerlere taşındığını, maddi imkanı olmayan ailelerin kaldığını dile getirdiler.

Dilek AKIN-Saffet AZBAY-ÖZEL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.