İyi bir yaz tatili her çocuğun hakkı

İyi bir yaz tatili her çocuğun hakkı
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli psikolog Fatma Gedikoğlu, uzunca bir eğitim öğretim döneminin ardından yaz tatiline giren çocuklara velilerin davranışları üzerine önemli uyarılarda bulundu.

 

Veliler kontrollü ve yapıcı olmalılar

“Tabii ki, öğrencilerin karnelerindeki başarıya bağlı olarak velilerin davranışları değişiyor. Özellikle karne notları diğer öğrencilere nazaran zayıf olan öğrencilerin ailelerinde kimi zaman hatalı davranışlar gözleyebiliyoruz. Bu tür durumlarda çocuklarda oluşabilecek olumsuz etkiler çok daha büyük hatalara sebebiyet verebilir. O yüzden de velilerin özellikle kırık not konusunda çocuklara daha yapıcı yaklaşmaları ve bu başarısızlığın nedenleri üzerinde durmaları yerinde bir tavır olacaktır. Veliler öğrencilerine böylesi durumlarda daha kontrollü davranmalıdırlar. Öncelikle ortaya çıkan sonucun nedenleri üzerinde durmalı ve sorunun aşılabilmesi için yol gösterici olmaları gerekiyor.

Aileler çocukları motive etmeli

 Aileler genellikle ortaya çıkan başarısızlığı kendilerine mal etmektedirler, hal bu ki, ortaya çıkan sonuç çocuğun elde ettiği bir sonuçtur ve daha iyisi için de çocuğun motive edilmesi gerekmektedir. Tabii ki, bir sonraki dönemde yine azimle çalışması gereken ve başarısını yükseltmesi gereken çocuktur ve ailelerin ise bu noktada çocukları motive etmeleri gerekiyor. Elbette ki burada ailenin çocuğa yaklaşımı çok önemlidir. Başarısızlığından dolayı çocuğu suçlayarak, çocuğun içe kapanmasına yol açmaktansa, çocuğun başarıya ulaşması için önünün açılması, çocuğun başarıya ulaşmasına engel teşkil eden unsurların ortadan kaldırılması lazım. Ailelerin çocuklarını daha destekleyici tutum sergilemeleri gerekir. Aileler çocuklarının motivasyonu için neler yapabilirler; her şeyden önce çocuğun yapabileceklerini birlikte oturup konuşabilirler.

 

Aşırı uç davranışlardan uzak durulmalı

Tabii ki, sadece çocuğun başarısız olduğu, karnesinde kırıkların olduğu durumlar üzerine ailelerin davranışları üzerinde durduk ancak başarılı öğrencilere dönük olarak da ailelerin yapması gereken ya da yapmaması gereken çok şey vardır. Başarılı öğrencilerin şımartılması, aşırı ödüllendirme de çocuklar üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Çocuklara beklenenden çok daha büyük şeyler yapmış havası vermemek lazım. Yani, bu konuda uç davranışlar sergilememek lazım. Ne çocukların başarı eşiğinin düşük olduğu durumlarda çocuklara suçlayıcı bir yaklaşım doğrudur ne de yüksek başarı durumunda çocuğun aşırı şımartılması doğrudur. Aşırı uçlardan her zaman uzak durmak gerek. Her zaman için dengeyi bulmak ve çocukların gelişim düzeyini gözeterek onlara en iyi şekilde destek olmak gerekir.

İyi bir yaz tatili tüm çocukların hakkıdır

Yine, yaz tatilinde çocuklara sunulan imkânların ölçülü ve dengeli olması çok önemli. Tabii ki, uzunca bir eğitim öğretim döneminin ardından gelen uzun yaz tatilinde dinlenmek, eğlenmek, çeşitli aktivitelerle güzel zamanlar geçirmek çocukların en doğal hakkıdır. İyi bir yaz tatili karnedeki notlara bakılmaksızın her çocuğun hakkıdır. Bunun için ailelerin özellikle imkânları dahilinde çocuklarına en iyi dinlenme ve eğlenme olanaklarını sağlamak için iyi bir tatil programı hazırlamaları çok önemlidir. Bütün çocuklar bir yıl boyunca yaz tatilinin hayalini kuruyorlar ve aslında tatil çocuklar için büyük bir motivasyon unsurudur. Tabii ki, tatil programları sonuçta ailelerin imkânları ile sınırlı olacaktır. Kimi aileler çocuklarına aile ziyaretleri, özellikle de köylük kırsal alanlarda doğayla, hayvanlarla baş başa bir tatil imkânı sunabilirler. Kimi aileler deniz kenarında tatil imkânlarını sunabilirler. Kimi aileler çocuklarını yaz kamplarına yollayabilirler. Burada önemli olan çocukların hem dinlenmeleri, eğlenmeleri hem de kendilerini geliştirmelerine ortam sunacak bir tatil programı olmasıdır.

Yaz tatilinde sıkı ders programları doğru değil

Tabii ki, tatil dönemlerinde çocukların derslerle bağlarını koparmamaları da gerekiyor. Özellikle kitap okuma konusunda çocuklar teşvik edilmelidir. Elbette ki, bir önceki dönemin ders müfredatını tatilde çocuklara tekrar ettirmek gibi uç bir noktaya aileler savrulmamalı ama farklı alanlarda da olsa çocukların yeni şeyler öğrenmeleri ve kendilerini geliştirebilmeleri sağlanmalıdır. Yaz tatilinde çocuklar üzerinde sürekli olarak ders çalış baskısı kurmak nasıl yanlışsa çocukların yaz tatilinde tümden oyun modunda olmaları da çok doğru bir tutum değildir. Tabii ki, en nihayetinde çocuklarla ilgili konuşuyoruz ve yorucu bir ders döneminin ardından yine sıkı bir ders programının uygulandığı bir tatil döneminin çocukların motivasyonuna pek olumlu bir etkisi olmayacaktır.

 

 

Amaca uygun yaz kampları çocukların motivasyonunu arttırabilir

Çocukların motivasyonuna uygun programlanan yaz kapmalarının da olumlu etkileri olabilir. Tabii ki, böylesi bir olanak bütün veliler için gerçekçi değildir. Sonuçta düşük gelir grubundan bir alenin çocuğunu yaz kampına gönderebilmesinin olanağı çok zayıftır ama gelir düzeyi yüksek ailelerin çocuklarını yaz kamplarına göndermeleri yararlı olacaktır. Burada da yaz kamplarının programlarının içeriğini velilerin dikkatlice incelemelerinde fayda vardır. Çocuklar için amacına uygun yaz kampları motive edici olacaktır, çünkü çocuklar orada birlikte güzel zamanlar geçiriyorlar, geleceğe dair ideallerini paylaşıyorlar. Çocukların arkadaşlarıyla eğlenceli vakitler geçirebilecekleri, farklı aktivitelerle yeteneklerini geliştirebilecekleri yaz kampları çocuklar için faydalı olacaktır.

Kırık notların kaynakları farklı olabiliyor

Bölge itibariyle konuşacak olursak da pek çok çocukta kırık nottan kaynaklı sorunlar yaşanabiliyor. Özellikle dili iyi bilmeyen çocukların derslerinde başarı düşüklüğü yaşanabiliyor. Tabii ki, bu giderilemez bir sorun değildir. Özellikle böyle bir sorunla karşı karşıya kalan çocuklara karşı sabırlı olmak gerekiyor.

Her yaş grubunun dışlanmaya karşı verdiği tepkiler farklıdır

Bunun dışında yaş gruplarına göre ailelerin çocuklara karşı davranışlarında dikkat etmeleri gereken hususlar vardır. Çünkü sonuçları açsından çok ciddi farklar oluşabilmektedir. İlkokul çağındaki bir çocuğun karnedeki kırık notlar yüzünden ailesi tarafından dışlanmasıyla lise çağında bir çocuğa yönelik aynı tarz bir dışlama çok farklı sonuçlar doğurabilmektedir. İlkokul çağındaki bir çocuk belki, lise çağındaki bir çocuk gibi büyük bir tepki ortaya koymayacaktır ama ileriki zamanlarda o çocuğun üzerindeki etkileri daha vahim olabilir. Tepkisini dile getiremeyen içe kapanan, özgüveni zedelenen bir çocuğun ileride yaşam karşısındaki mücadele azminde ciddi zayıflıklara yol açacaktır. Lise çağında karne yüzünden dışlanan çocuklarda ise oluşan olumsuz etkiler daha farklı olmaktadır. Lise çağlarında tepkilerini daha kolay ve belli oranda da ölçüsüzce dışa vuran çocuklarda madde bağımlılığına yönelme, arkadaşlarıyla uygun olmayan davranış bozuklukları gelişebilir. Yine, evden kaçmalar yaşanabiliyor.  Hangi çağda olursa olsun dışlanan çocuklarda ciddi davranış bozuklukları gözlenebiliyor.

 

 

 

Başarısızlığın nedenleri konuşulmalı

Her şeyden önce çocukları kırmadan onlara eksiklikleri anlatılabilmeli. Sonuçta kırık notların olumsuz bir durum olduğu ama düzeltilebileceği gösterilmelidir. Aşırıya kaçmadan çocuğu dışlamadan ya da kesinlikle herhangi bir psikolojik ya da fiziksel şiddete maruz bırakmadan ölçülü bir müdahalede bulunmak gerekiyor. Tabii ki, her şey bir yana çocuklarla başarı düşüklüğünün nedenlerini oturup konuşmak onları bilince çıkarmak gerekiyor. Eksikliklerin neden kaynaklandığını nasıl tamamlanacağını birlikte oturup konuşmak gerekiyor. Tabii ki, imkânlar dahilinde çocukların yetersiz olduğu konularla ilgili özel dersler alınabilir. Yine, öğretmenleriyle irtibata geçilerek eksiklikler konusunda ve yapılabilecekler noktasında görüş alınabilir.

Uzman yardımına başvurmaktan geri durmayın

Bazı durumlarda ve özellikle de öğrenme güçlüğü olan çocuklar konusunda aileler uzman yardımına başvurabilirler. Çocuğa baskı yapmaktansa, çocuğun üzerinde psikolojik tahribat yaratmaktansa uzman yardımı almak çok daha sağlıklı bir yöntemdir. Belki de çocuğun öğrenme kapasitesi o kadardır ve aile bunun farkında olmadan çocuğa yüklenmektedir. Tabii ki, böylesi bir durum ancak uzman yardımı ile açığa çıkarılabilir ve bu konuda yapılması gereken en doğru şeyi ancak bir uzman yapabilir. Çocuğun başarısındaki düşüklüğün gerisinde hangi psikolojik problemlerin yattığını ancak bir uzman doğru bir şekilde değerlendirebilecektir. Her zaman aileler çocuğun probleminin altında yatan nedenleri göremeyebilirler ve bunun için de mutlaka bir uzman yardımına gereksinim vardır. Aileler çocuklarına anne ve baba gözüyle bakabilirler oysaki bazı durumlarda bir uzman gözüyle bakılması gerekmektedir. Bu nedenle ailelerin içinden çıkmayacakları bir durumda daha fazla çocuğa yüklenerek onun durumunu daha da ağırlaştırmaktansa bir uzman yardımına başvurmaları en doğrusu olacaktır.”

Dilek Akin / Özel

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.