NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Kaçırılmış randevu!

Kaçırılmış randevu!

Galiba kaçırılmış bir randevunun bedelini ağır ödüyoruz.

 

Bilerek mi kaçırıldı bu randevu yoksa Suriye ve Ortadoğu politikalarına mı kurban edildi?

 

Sebep-Sonuç ilişkisi içinde değerlendirilmesi gereken bir durum ancak içinde bulunduğumuz ağır koşullar nedeniyle şimdilik tartışma olanağımız yok ancak bu tartışmayacağımız anlamına gelmiyor.

 

Çözüm-Barış-Kardeşlik-Birlikte yaşam sloganları ile zirveye geldiğimiz bir noktadan çark edilmiş olmasının ülkeyi getirdiği noktada; bizi girdabına sokan suçlu arayışının hâkimiyetinden kaynaklı ‘haklılık’ psikolojisinin karşılığı galibiyete hitap etmiyor. İnsanların öldüğü, yaşamların karardığı bir ortamda hiç kimse haklı değil, galip ve muzaffer değil.

 

Bombaların patladığı, ‘iç savaş’ atmosferinin yaşandığı, gencecik insanların hayatlarını kaybettiği bu zaman dilimi-sağlıklı olmamakla birlikte çözümü de zorlaştıran bir durum olarak yakalarımıza yapışmış halde duruyor-Bu zaman diliminin insanları bunu kabul etmiyor ancak mevcut durumu tersine çevirecek güce de sahip değil.

 

Ortadoğu’yu yeniden dizayn eden muktedir küresel güçlerin çizdiği yol haritasının içinden geçerken günlük yaşadığımız felaketlerimizi kader olarak algılamamızı bize dayatan iktidar ve yanlılarının sağlıklı düşünme mekanizmalarını harekete geçirmelerinin zamanıdır bence.

 

**

 

Suçlu arayabiliriz!

Haklıyız diyebiliriz!

Herkesi suçlu ilan edip en doğru düşünen ve uygulayan biz/bizleriz gibi bir mantığın etkisi altına da girebiliriz. Halkın, ülkenin, bu topraklarda yaşayan bireylerin, halkların geleceği söz konusu ise bu mantığı mutlaka sorgulamak gibi bir sorumluluğumuz da olmalı.

 

**

Çoğunluğu Kürtler olmak üzere ülkenin her köşesinde kalabalıklar PKK’ye ‘Bomba patlatma’ diye sesleniyor, sesini yükseltiyor. PKK’nin halka rağmen halkın sesini duymazlıktan gelme gibi bir lüksü yok. Ortadoğu’daki paylaşım savaşına endeksli bir çözüm modelinin-Suriye-Irak gibi ülkelerde yaşanan tablodaki sunumunun tanıklığı Türkiye’de yaşayan Kürtlerin vicdanında ve beyninde kabul görmüyor. Türkiye halklarının vicdanı ve beyni de buna müsaade etmiyor. Aynı vicdan ve beyinler devlet aklının ‘intikam’ duygusu ve naraları ile buluşmasına da müsaade etmiyor.

 

İnsanlar bilerek, bilmeyerek ya da yönlendirilmeler sonucu kaçırılmış bir randevunun ağır sonuçlarının kurbanları olmak istemiyor. Çünkü kimin/kimlerin neden ve ne için hangi kızgınlığı ve yüksek egosu nedeniyle bu randevunun kaçırılmış olduğunu bilmiyoruz.   

 

Özeti; kaçırılmış randevunun kurbanları olmak istemiyoruz.

Belki de randevusuna sadık olanlar çıkar gelir, hepimizi mahcup eder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR