Kadınların depresyon riski erkeklerden fazla

Kadınların depresyon riski erkeklerden fazla
Aldığı sorumlulukların fazlalığı nedeniyle evli kadınların büyük bir risk altında olduğunu söylendi.

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Aylin Ertekin Yazıcı, dünyada Majör Depresif Bozukluk (MDB) rahatsızlığının görülme ihtimali yüksek ülkeler arasında Türkiye'nin de bulunduğunu söyledi.

Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Mersin Şubesi’nde  düzenlenen 'Depresyon, depresyonun hayatımıza ve topluma etkisi' konulu söyleşiye katıldı. Depresyon konusunda halk arasında yaygın bir bilgi kirliliği yaşandığını anımsatan Prof.Dr. Yazıcı, depresyonun halk arasında bir ruh hali ya da mutsuzluğun tanımı olarak kullanıldığını söyledi. Prof.Dr. Yazıcı, depresyonun gerçek tanımının MDB olarak tanımlandığını belirterek, şu bilgilendirmeyi yaptı:

'BAŞIM AĞRIYOR' DİYENLERDE İLK SIRADAYIZ

‘Ben çok mutsuzum, üzüntülüyüm, karamsarım’ gibi değil de ‘Başım çok ağrıyor, kollarım-bacaklarım tutmuyor, çok halsizim’ şeklinde duyguların bedensel yakınmalarla ifade edilmesi sıralamasında ise yüzde 95 ile ilk sırayı alıyoruz. O nedenle depresyonu daha çok bedensel duygularla ifade eden bir toplumuz. Biz buna maskeli depresyon diyoruz. Hiç göz ardı edilmemesi gereken hastalar ne yazık ki daha çok dâhiliye, nöroloji, kulak burun boğaz vs. poliklinikler üzerinden bize geliyor."

KADINLAR DAHA FAZLA RİSK ALTINDA

Maskeli depresyonun kadınlarda çok daha sık görüldüğünü kaydeden Prof.Dr. Yazıcı şöyle devam etti:

"Bunun nedenleri kadının olumsuz duygularını dışa vurmasının çevre tarafından hoş karşılanmaması. Kadınlarda engellenme sonucu saldırganlığın dışa yansıtılamayıp daha çok içe yönelmesi, erkeklerde daha çok dışa yansıtılması. Bedensel yakınmaların getirdiği ikincil kazanç beklentisi olarak sıralamak mümkündür. MDP’nin toplumda yaygınlığı yüzde 8-10 olarak görülürken yaşam boyu 10 erkekten 1’i, her 4 ya da 5 kadından biri depresyona girmektedir. Evlilik erkekleri depresyondan koruyor. Aldığı sorumlulukların fazlalığı nedeniyle evli kadınlarda bu risk artıyor. Yakınmaları devam eden ve tetkikleri normal bulunan hastaların mutlaka psikiyatriste yönlendirilmesi gerekir. Bu konuda hastaların bilinçlendirilmesi çok önemli olmakla birlikte diğer branş hekimlerinin de bedensel belirtilerle ortaya çıkan depresyon hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaları, maskeli depresyon hastalarını tanıyarak psikiyatriste yönlendirmeleri ve böylece depresyonun kronikleşmesine fırsat vermemeleri de çok önemlidir"

ANTİDEPRESANLAR MUCİZE YARATMIYOR

Uzun süreli depresyonun bunama riskini artırdığını da vurgulayan Prof.Dr. Yazıcı, çok yaygın olan antidepresan kullanımı konusunda ise, bu ilaçların unutkanlık yapacağı kuşkusuna gerek olmadığını, aksine deprasyonun devam etmesi halinde beyin hücrelerinin öldüğüne dikkat çekerek şöyle dedi: "Antidepresanlar sadece depresyonu tedavi etmekle kalmıyor. Beyin hücrelerinin de yenilenmesini sağlıyor. Unutkanlık ve bunamadan korunmak için de antidepresan kullanılmaz. Sadece depresyonun neden olacağı bunamadan koruyabilir. Unutmayalım ki antidepresanlar hiçbir zaman mucizeler yaratmıyor."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.