Kürdistandan geçen yol

Kürdistandan geçen yol
Kürdistandan geçen yol

Irak Kürdistan’ında yol yapım çalışmalarında ilginç öyküler ve olaylara şahit oluyoruz. Düz mantıkla baktığınız zaman yol yapımı ile ilgili çalışanlara minnet borcu beslenmesi gereği ortaya çıkar. Yol demek medeniyet demek, iletişim demek, refah demek şeklinde algılanır. Yolun yapılma sebebinin yağma ve talan olduğunu öğrenirseniz bu konudaki düşünceleriniz değişir.

              Tarih 1930’lu yıllar A.M.HAMİLTON İngiliz mühendistir. İngiltere tarafından Irak Kürdistan’ına yol yapım çalışmaları için gönderilir. İngiltere Irak Mandasını elinde tutmaktadır. Petrol İngiltere için vazgeçilmez hayati bir enerji kaynağı olmuş durumdadır. Kürdistan ve Irak petrolüne ulaşabilmek için bölgede yol yapım çalışmalarına hız verir.

              Mühendis Hamilton ‘’Kürdistan’dan Geçen Yol’’ adlı bir anı kitap yazar. Hamilton anılarında yoksul Kürtler için  ‘’vahşi’’demektedir. Kendisi  ‘’medeniyeti’’temsil ederken kendi yurtlarında yaşayan insanlara utanmadan hakaret etmeyi kendine hak olarak görür. Yoksul Kürtlerin yevmiyeci olabilmek, tarihi ören yerlerinde çalışabilmek için birbirleri ile nasıl kavga ettiklerini açıklar. Kendi ülkelerinin talan edildiğinin farkında olmadan.Kolonyalist dil sömürgecilerin ortak dilidir. İnsani ve ahlaki duyarlılıktan uzaktır. Bu saygısız zat anılarında neler yaptığını keyifle anlatmaktadır.

                Enerji bölgelerine ulaşıp yer altı ve yerüstü zenginlikleri yağmalamakla kalmadığını mühendis iken nasıl bir arkeologa dönüştüğünü böbürlenerek paylaşır. Yapılan yolları kullanarak kaçırdıkları tarihi eserleri Dicle ve Fırat ırmakları üzerinden Basra Körfezine, oradan İngiltere’ye kaçırmalarını ayrıntılarıyla izah eder. Kadim Mezopotamya’ya ait değerleri talan edişlerini kahramanlık hikâyesi olarak okuyucuya sunar.

                İnsanlığın ortak mirası olan tarihi eserlerin yurdunda ve yerinde kalması gerektiğini hepimizden daha iyi bilmektedir. Bu tarihi soyguna 1830’larda başladıklarını Almanya’nın 1870lerde Fransa’nın daha sonra katıldığını itiraf eder. Bununla gurur duyduğunu gizlemez. Bir hırsız yaptığı hırsızlıktan nasıl gurur duyuyorsa aynı ruh halini taşımaktadır.. Devlet adına bu gayrı meşru talanla nasıl gurur duyulur sizin takdirinize bırakıyorum. 

            Mevcut tarihi ve doğal güzelliklerimizin talan edilmemesi hususunda herkes üzerine düşeni fazlasıyla yapmalıdır. Kadim Mezopotamya’nın mirasının daha fazla talan edilmesine seyirci kalınmamalı insani ve ahlaki duyarlılığı harekete geçirmeliyiz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.