Şeyhmus DİKEN

Şeyhmus DİKEN

Licê’nin serencamı!

Licê’nin serencamı!

~~Bir tek Licê kaldı geriye
taammüden cinayete kurban gitmiş bir şehir
arayanı, soranı hak getire…

Derler ki, şimdilerde Licê yakınlarında bir köy yerleşkesi olan ve Licê’nin en eski yerleşim birimi olan Entax’ta (Atak) yedi kardeş yaşarmış. Kardeşler arasında bilinmez bir nedenle anlaşmazlık çıkmış. Kardeşlerden biri; ata, dede diyarı binler yıllık kadim şehirleri Entax’tan ayrılmış. Çok uzaklara gitmeye de, gönlü elvermemiş. Bir dağın yamacında bağ, bahçe, bostanlık mekânını kurmuş. Epey zaman geçmiş.

Baba evlat hasretine dayanamamış. Demiş ki geride kalan çocuklarına; “Gidip bulun kardeşinizi. Ne haldedir. Hali vakti nasıldır.” Kardeşler, arayıp bulmuşlar küskün kardeşi. Hasbi hâl edip dönmüşler. Ve babalarına demişler ki; “Li cî ye” (yerindedir). O gün bugündür, Yani yaklaşık 1000 yıldır, 1100’lü yıllardan bu yana o küskün kardeşin yaşadığı yer, Licê adıyla anılan şehirdir ve sahiden de dosta düşmana karşı “Li cî ye”, yerinde ve ayakları üzerinde sapasağlam durmaktadır Licê…

Bu tarihi girizgâhı sanırım niye yazdığımı okur anlamıştır. Bugünlerde Licê manidar anlamda hayli popüler.

Önce Kulp ilçesindeki seçim çalışmalarından dönen Hür Dava Partililer Licê’ye de girip “biz de varız” deme gayretiyle kendilerini gösterdiler. Liceli böylesine “gösteri” edalı “ziyareti” kabullenmedi.

Sonra Diyarbakır’da alt kademe belediyelerinden Yenişehir Belediyesine Adalet ve Kalkınma Partisinden aday olan Sebgetullah Seydaoğlu şehrin Ofis semtindeki en işlek caddesinde bir vatandaşa ait işyerine girdi, propaganda yapmak ve kendisine, partisine oy istemek için. Kararlı vatandaş; kendilerine oy vermeyeceğini BDP’li olduğunu söyler. Tartışma büyür. AKP’li aday, vatandaşa hitaben Diyarbakırlı ve Kürt olamayacağını itham eder. Vatandaş da Kürt, hem de Liceli olduğunu vurgular. Bunun üzerine AKP adayı Sebgetullah Seydaoğlu “Licelilerin hepsinin Eroinci” olduklarını topluluğun içinde vurgular. Bunun üzerine vatandaş AKP adayını etrafındakilerle birlikte işyerinden kovalar ardından da olay medyaya ve adliyeye yansır.

Üçüncü ve en önemli olay ise tarihten; 1993 yılında Licêliye koruculuk dayatılırken, kontralarca General Bahtiyar Aydın’ın da katledilmesi ile birlikte Lice’nin üç gün süreyle devlet tarafından adeta yakılıp yıkılarak talanına dair yirmi yıl evvelki yaşanmışlığın tam da zaman aşımına uğrayacağı günlerde dava sürecinin yeniden başlaması, ama devletin ve yargının ince bir “ayar” ile davanın duruşmasını Eskişehir’e, oradan da İzmir’e kaydırmaları üzerinedir.

Lice tarih boyunca çok acılara tanıklık etmiş bir eski şehirdir. 1915 Ermeni Soykırımında çokça Ermeni hemşehrisinin ebedi yok edilişine, ucu muhtemel ölümlerle sonuçlanacak sürgüne yollanışına, eli ve yüreği yettiğince kurtarabildiklerini ölümden kurtararak, diğerleri için çaresizce boynunu bükmüş şehirdir. 1925 Şeyh Saîd İsyanından sonra ve yakın zamanda yirmi yıl önce 1993’te yakılıp yıkılmış bir şehrin direnişinin de öbür adıdır Licê.

 

Demem o ki; Licê’liyle didişmeyin, hele hele çatışmayın, pişman olursunuz. Licêli asla taviz vermez. Had bildirir, benden söylemesi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeyhmus DİKEN Arşivi
SON YAZILAR