Mümin Ağcakaya

Mümin Ağcakaya

MATEMATİĞİN OLMADIĞI YAŞAM DÜŞÜNÜLEMEZ

MATEMATİĞİN OLMADIĞI YAŞAM DÜŞÜNÜLEMEZ

 

 

Leibniz’in anonim haline gelen; “matematik olmaksızın felsefenin derinliklerine nüfuz edemeyiz. Felsefe olmaksızın matematiğin derinliklerine nüfuz edemeyiz. Her ikisi olmaksızın herhangi bir şeye nüfuz edemeyiz” sözleri matematik ve felsefe arasında kopmaz bağı çok özlü bir cümle ile dile getirmektedir.

 Matematiğin doğuşuna kaynaklık eden doğanın kendisidir. İnsanın; evreni ve yaşadığı çevresini nicel özellikleriyle algılama yeteneği, bu bilim dalını ortaya çıkarmıştır. İnsanın bu yeteneği, günlük ihtiyaç ve sorunlarını çözmede ona, tarih boyunca hep yardımcı olmuştur. İnsanın günlük yaşam ihtiyaçlarından doğan matematiğin, ilk örneklerini Mezopotamya’da görmekteyiz. İnsanın yerleşik hayata geçmesi ve tarımla uğraşmasıyla birlikte; tarihte ilk kez Sümerler ve Babiller geliştirdikleri matematik sayesinde; hem yaşamlarını düzenlediler. Sulama kanalları, asma bahçeleri gibi; günümüze kadar da ulaşan birçok eser yarattılar.

 İnsanoğlunun düşünce dünyasını şekillendiren ve ona yön veren matematik uygarlığın gelişmesinde de büyük bir rolü oldu. İnsanoğlunun uygarlaşma yolunda yadsınamaz katkısı olan matematiğin de; diğer bilim dallarında olduğu gibi, tarihsel bir gelişim seyri olmuştur. Buna karşın matematiğin tarihinin, öğretim sistemleri içinde yeterince önemin verilmediği de görülmektedir. Öğrencilere matematiğin tarihi bir kenara bırakılarak; salt işlemler boyutuyla öğretilmeye çalışılmaktadır. Bu öğretim biçimi ise; tarihsel gelişiminden kopuk ele alındığı için; matematik öğrenciler için genelde zor ve sıkıcı bir ders olarak görülmektedir. Tarihiyle birleştirilerek öğretilen matematiğin daha çekici hale gelmesi, bu şekilde zenginleştirilerek öğretilmesi, öğrencilere yaşam içerisinde daha yararlı ve kullanılabilir hale gelmesi mümkünken, bu yöntem nedense yeterince benimsenmemiştir. Halbuki; sayısal zekâya önem veren eğitim sisteminin, daha zeki, üretken ve yaratıcı beyinlerin gelişmesine ciddi katkılar sunduğu bilinmektedir. Sezgi, varsayım, çürütme ve kanıtlama en önemli özelliği olan matematik, düşünce dünyamızın yön bulmasında ve şekillenmesinde ve uygarlığın gelişmesine sınırsız katkılar sunmuştur.

Matematiğin gelişimine katkı sunan uygarlıklar; Sümer ve Mısırda başlayarak; Yunanistan’dan Avrupa’ya; Ortadoğu’dan Çine kadar olan coğrafyada birçok medeniyetin katkısı olmuştur. Ayrıca; Pisagor’dan Descartes’e; Harizmi’den Ömer Hayyam’a kadar  birçok matematik dehası da çalışmaları ve buluşlarıyla, bu evrensel yaratımı zenginleştirmişlerdir. Yine benzer gelişme ve katkıları; Çin'de, Hindistan’da ve Mısırda da görebiliriz.

  Kendini yenileyerek gelişen matematiğin kültürel boyutu da oluşmuştur. Matematik tarihi; matematiğin sadece tanım, kural ve formülleri değil bu denklemler arasındaki bağlantıları ve soruların niçinlerini ve diğer bilimlerle ilişkisini de göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında matematik tarihi gelecek kuşaklar açısından önemli görülmesi gereken bir konudur. Matematiği öğrenme arzusu öğrencinin tarihsel, toplumsal ve bilimsel sorunların çözümünde daha sorgulayıcı, düşünce gelişimine açık, yaratıcı ve geliştirici olacaktır.

            Matematik tarihi; geçmişten günümüze kadar gelişiminde farklı kültürler ve bilim adamlarının katkı ve yaratımlarını da göstermektedir. Matematiğin bu dinamik ve ortak üretimi insanlara, fikir yürütme ve farklı çözümler geliştirebilme becerisini geliştirmiştir.

        Günümüz ve tarihteki çözümlerin karşılaştırılması, farklı zamanlarda farklı kişilerin farklı ispatları, araştırmaya karşı ilgiyi olumlu yönde etkileyecek, niçinler anlamasına yardımcı olacaktır.  

 Tarihin seyri içinde büyük matematikçilerin kişilik, çalışma ve başarıları matematiğin insanlık tarihinde oynadığı rol, kültürlerle ilişkisi ve günlük hayatımızdaki yeri daha iyi kavranabilecektir. Matematiğin düşünce hayatımızı şekillendirmesinde ve evreni tanımada insanlığa sınırsız yardımı olmuştur.

             Matematik bir şeyi açıklamak için soyut şeylere ve düşüncelere başvurulmuştur. Yani, gördüğümüz şeyleri açıklamak için görünmeyen simgeleri kullanmıştır.

 Matematiksiz yaşamda hiçbir şeyin yapılamadığı bilinmektedir. Ne siyaset, ne mühendislik, ne de sanat matematik devreye girmeden olmuyor. Bir şeyi düşünmeye kalktığımız da bile aslında matematiğe başvurmadan gerçekleştiremiyoruz. Günümüzde insanoğlunun ulaşmış olduğu uygarlıksal düzeyi; diğer bilim dallarının yanında önemli ölçüde matematiğe borçluyuz. Matematik olmasaydı iki taşı bile üst üste koymada aciz olurduk. Kısacası; insanoğlu için matematiğin olmadığı bir yaşam düşünülemez bile.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mümin Ağcakaya Arşivi
SON YAZILAR