NAZIM HİKMET'İN GÜNCELLİĞİ
Ölümünün üzerinden yarım yüzyılı aşkın zaman geçmiş olmasına karşın bugün de Nazım Hikmet, ülkemizde ve dünyada en bilinen yazarımızdır. En tanınmış şair -yazar olmanın ötesinde en çok bilinen insanlarımızdan biridir. Onu güncel kılan nedir sorusunun yanıtı üzerine düşüncelerimi başlıklar halinde sıralayıp bu başlıklara ilişkin düşüncelerimi açıklamak istiyorum.
Nazım Hikmet, bütün dünyada edebiyat ve sanatın en güçlü yazı adamlarının başında gelmektedir. Memleketimden İnsan Manzaraları başta olmak üzere, Nazım Hikmet'in Türk şirine ve dünya şiirine katkısı önemli ve anlamlıdır, şiirimizi ve şairlerimizi onun kadar etkilemiş bu güçte şairimiz azdır. Ülkemizin çok büyük şairleri var; bu sözün altını herkes kendi dünya görüşüne ve şiir anlayışına göre doldurabilir.
Nazım HİKMET, bu derece güçlü ve unutulmaz edebiyatı, bütün tersine iddialara karşın sosyal, siyasi dünya görüşünü neredeyse her konuda yazdığı şiirlerinde göstermekten kaçınmadan yapmıştır: Örneğin şu şiirler onun sevda şiirleridir.
İstanbul'da Tevkifhane avlusunda
Güneşli bir kış günü yağmurdan sonra
......................................
......................................
Ben, nefsimin ne kadar cesur, ne kadar alçak
ne kadar kuvvetli, ne kadar zayıf şeyi varsa
hepsini taşıyarak
dünyayı, memleketimi ve seni düşündüm.
ya da
Sen esirliğimsin ve hürriyetimsin,
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin
sen memleketimsin.
veya
Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
.........................
...........................
İstanbul' da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi
seviyorum seni " Yaşıyoruz çok şükür !" der gibi.
Evet, bu şiirler sevda şiiridir ama kim, bu şiirlerin yalnızca "aşk" şiiri olduğuna inanır !
&&&
Nazım Hikmet'in emperyalist saldırganlık konusunda yazdıkları, şiirinin ana temalarından biridir. İtalyan ve Alman Faşizminin tüm dünyaya yönelik dizginsiz saldırganlığı, Amerikan, İngiliz, Fransız ve Japon emperyalizminin dünyayı paylaşım kavgası Nazım Hikmet'in şiirinde güçlü bir yer tutar.
" Geliyorlar Taranta- Babu ; Seni Öldürmeye Geliyorlar" başlıklı şiir bu konudaki örneklerden biridir:
" Geliyorlar Taranta- Babu
Seni Öldürmeye Geliyorlar
Geliyorlar Taranta- Babu
Bu ölmeye ve öldürmeye gönderilenler
kanlı sargılarına birer birer
teneke haçlar takıp döndükleri gün,
büyük ve adil Roma'da
hisse senetleriyle aksiyonlar yükselecek
ve gidenlerin ardından
yeni efendilerimiz
ölülerimizi soymaya gelecekler..."
Birinci dünya savaşını 15-16 yaşlarında yaşayan Nazım Hikmet, 2. Dünya savaşını cezaevinde yaşayacak, ama " büyük insanlığa" olan inancı, onun yaşananları ve yaşanacakları öngörme konusunda en büyük payeleri taşıyanlardan daha doğru görebilmesini sağlayacaktır.
Nazım Hikmet'in bu şiirinin gücünü ve kalıcılığını, bugün Irak, Afganistan, Filistin, Suriye ya da dünyanın başka yerlerindeki halklar "gözlerini gerçeğe kapamamış bütün insanlar" yaşayıp görüyorlar ve görecekler. Emperyalistler, Ortadoğu coğrafyasındaki bütün ülkelerin ve insanların kaderini en acımasız biçimde çizmeye devam ediyorlar. Onlar için milyonlarca insanın, yüz binlerce çocuk ve kadının ölümü, bir o kadarının sakat kalması, ülkelerin yağmalanması, ülkelerin harabe ve yıkıntıya dönmesi, yoksulluk, açlık, elektriksizlik, susuzluk, uygarlık merkezlerinin yağmalanmasının hiçbir önemi yoktur. Önemli olan, uluslararası tekellerin daha fazla sömürüsü, enerji yollarına daha kolay ulaşma ve ele geçirme, daha fazla kâr, borsaların yükselişidir.
&&&
Nazım Hikmet " gelecek güzel günlere" inanan bir insandır; bunu bütün yazdıklarında ortaya koymuştur:
Eğer, “ellerimiz balçık gibi itaatli,
Ellerimiz karanlık gibi kör,
Ellerimiz çoban köpekleri kadar aptalsa ve ellerimiz isyan etmiyorsa
Bu bezirgân saltanatı ve bu zulüm bitmeyecek “ der ama umudunu da ortaya koyar.
.....................
.......................
Gün gelecek
insanlar çok uzun
çok bahtiyar yaşayacaklar.
İnsanın yüreği ve kafası var...
İnsanın elleri...
İnsan?
Ne zamanki,
nerdeki,
hangi sınıftan?
Onların insanları
bizim insanlarımız
ve her şeye rağmen
yeni bir dünya için yapılan kavga...
....................
.....................
&&&
Dostoyevski'nin "Puşkin Üzerine Konuşma" adlı kitabında Puşkin üzerine söylediği:
"...inancın olduğu yerde umut vardır. Rus insanının geleceği karşısında duyulan büyük bir umut..." sözünü Nazım Hikmet için uyarlarsak : Nazım Hikmet'te inanç vardır; "büyük insanlığın" geleceği karşısında duyulan büyük bir umut. Nazım Hikmet'in son yıllarında yazdığı " Kosmosun Kardeşliği Adına" şiiri bunu en somut örneğidir:
" Tovariş diyecek
ne üs kurmaya geldim yıldızına
ne petrol ne yemiş imtiyazı istemeye
Koka kola satacak da değilim
selamlamaya geldim seni yeryüzü umutları adına,
bedava ekmek ve bedava karanfil adına,
mutlu emeklerle mutlu dinlenmeler adına
"yarin yanağından gayri her yerde her şeyde hep beraber"
diyebilmek adına
evlerin
yurtların
dünyaların
ve kosmosun kardeşliği adına.
Nazım Hikmet'in " Yaşamaya Dair" başlıklı üç şiiri suçsuz yere uzun yıllardır yattığı Bursa Cezaevi'nde, 2.Dünya Savaşı' nın ertesinde yazılmıştır. Bu şiirler, Nazım Hikmet'in yaşama bağlılığının görkemli örnekleri olduğu kadar, umudun, direncin, erdemin, insan sevgisinin de şiiridir.
bu konuda başka bir örnek vermek gerekirse;
.................
..................
Yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.
En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak:
öleceğimizi bilip
öleceğimizi mutlak.
Nazım Hikmet'in 70 sene önce yazıp bugün ülkemizde ve Dünyanın her yerinde aynıyla geçerli emek, sömürü," özgürlük" konulu "Bir Hazin Hürriyet " şiiriyle bitirelim.
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu,
bir lokma bile tatmadan yoğurursun
bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalarsın el kapısında,
ananı ağlatanı Karun etmek hürriyetiyle,
hürsün!
......................
.....................
büyük hürriyetinle dolaşıp durursun,
işsiz kalmak hürriyetiyle ,
hürsün!
En yakın insanınmış gibi seversin memleketini,
günün birinde, mesela, Amerika'ya ciro ederler onu
seni de büyük hürriyetinle beraber,
hava üssü olmak hürriyetiyle ,
hürsün!
Bu şiirin son mısrasındaki hava üssü yerine Malatya- Kürecik'te kurulan füze kalkanını koyarak Nazım Hikmet'in güncelliği üzerine düşünelim...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.