Ne yazmalı?

Naci Sapan

Genel Yayın Yönetmenimiz hazırlıklı olmadığım bir anda ‘Abi bugün bir köşe yaz’ dediğinde, ne yazayım diye düşünmeye başladım. Genelde yazı istemezler, ben yazar gönderirim. Böyle istenince de doğrusu şaşırır kalırım!

Bir de o kadar yazılacak şey var ki, gel de seç, gel de karar ver. Diyarbakır Ticaret Sanayi Odasına mı değinsem. Yok, onlar kişisel algılıyor yazıları. Genel doğrular rahatsız etmiş diye kulağıma geldi. Onları bu nedenle renkleri ile renklerinin savaşı ile baş başa bırakayım, zaten az kaldı, kozlarını paylaşsınlar!

Peki, ne yazmalı?

.Genel siyaset?

.Açlık sınırı?

.Afrin?

.Münbiç?

.Ortadoğu, ABD, Fransa, Rusya, İran, Irak, Suriye?

.Yaylalar yaylalar?

.Şeker fabrikalarının satışı?

.Genel seçim, yerel seçim?

.Taşeron yasası?

.İşsizlik?

.Demokrasi güçlerinin zindan buluşmaları?

.Ülkenin yüzde 70 nüfusunun anti-depresan ilaç kullanması?

.Döviz kurlarının tavanı delmesi mi?

.Akaryakıt fiyatlarının zirve serüveni mi?

.Feto-meto sanıklarının yargıdan kurtulma piyasası mı?

.Mühürsüz oy pusulası mı?

.Esnafın, işadamının, büyük şirketlerin batış hikayesi mi?

.Enflasyon, faiz oranları, rekabet koşullarının ortadan kaldırıldığı adrese teslim ihaleleri mi?

Birader, çetele o kadar uzun ki, konuları tek tek ele alsan bilgisayarın karakteri sarsılır!

Neyse, siz büyüme hızına bakın yine de!

Ben konuları sıraladım, yazmaya fazla zamanım da yok, bilgi, birikimim de tümünü yorumlamaya muktedir değil. Ana başlıklarla idare edelim, Genel Yayın Yönetmeninin de gönlü hoş olsun!

Yoksa konu büyür. İstifası engellenen Bakanlar, Bahçeli sendromu! İttifaklar meselesi gibi ağır konularda gündeme gelir, maazallah altından çıkamayız.

BAŞLIKLARI VERDİM.

Biraz da siz kafa yorun!