Opera ile dengbêjliği ölümsüzleştirmek istiyor

Opera ile dengbêjliği ölümsüzleştirmek istiyor
İlk, Kürt opera sanatçısı Mizgîn Tahir, opera sanatıyla dengbêjliği ölümsüzleştirerek, geleceğe taşımak istiyor.

Özel Röportaj

Haci GÜNEŞ

Suriye Kürtlerinden olan Mizgîn Tahir, Suriye’nin Başkenti Şam’da bulunan Şam Üniversitesi’nde opera eğitimini bitirdikten sonra Diyarbakır’a yerleşerek, burada yeni opera sanatçılarını yetiştirmek gayreti içine girdi. Diyarbakır Cigerxwin Gençlik ve Kültür Merkezi’nde opera eğitimini veren Tahir, Kürt sözlü tarihi ve kültürünü günümüze taşıyan dengbêjliği opera sanatıyla harmanlayarak geleceğe taşımaya çalıştığını kaydetti. Kürt operasının sevilen sesi Mizgîn Tahir, 1976 yılında Suriye’nin Dirbêsiyê köyünde dünyaya gelir. Sanatsever bir ailede dünyaya gözlerini açan Tahir, Kürt müziğini, destanlarını, dengbêjlik kilamlarını ilk olarak anne ve babasından dinler ve öğrenir.  Kalabalık bir aile içinde büyüyen Tahir, ailenin tüm fertlerinin müzikle alakalı olduğundan dolayı kendisini şanslı hissettiğini dile getirdi. 

Müzikle tanışmanız ve Kütçe opera serüveniniz ne zaman, nasıl başladı ?

mizgîn.jpg

Çocukluğum Kürt destanları, hikaye ve dengbêjlik kilamları arasında geçti.  Annemin ninnileriyle büyüdüm. Babam da Suriye Kürtleri içerisinde bilinen bir sanatçıdır. Yine tüm kardeşlerim de müzikle uğraşıyor. Aslında diyebilirim ki kültür torbamı ilk olarak ailemin birikimiyle doldurdum. Fakat ailem benim müzikle uğraşmamı istemiyordu.  Arkeoloji bölümünü okumam için ailem beni Rusya’ya gönderdi, iki sene bu bölümü okudum ama benim eğilimim hep müzikten yanaydı. Bu iki yıl içerisinde de aileme çaktırmadan  müzik eğitimiyle ilgili özel ders aldım. Rus Prof. Lubana ve Prof. Gelina’dan konservatuar hazırlık eğitimini aldım. 1999 yılında sınava girdim ve Şam Üniversitesi Konservatuar Fakültesi Opera Bölümü’nü kazandım. Kürt destanlarını ve dengbêjlik kilamlarını opera ile söylemeyi çok istiyordum. Konservatuarda Kürt destanlarından Memê Alan, Siyabend û Xecê ve Kela Dim Dimê üzerine çalışmalar yürüttüm. Kürt kültürü ve tarihinin korunması için dengbêjlik sanatının yaşatılması gerektiğini düşünüyorum.

Etkisinde kaldığınız sanatçı veya sanaçılar var mı varsa kimlerdir?

Tabiki var, olmaz mı?  İtalyan opera sanatçısı Giuseppe Verdi, İspanyol opera sanatçısı Manuel Difaya gibi sanatçılardan çok etkileniyorum. Bu iki sanatçının yaptığı müziği, Kürt müziğine benzetiyorum. Sesleri, gırtlak yapıları, Kürtlerinkine çok benziyor.  Yine Kürt sanatçılarından Huseyna Farê, Şakiro, Fadilê Ciziri, Karapetê Xaço, Şivan Perwer, Ahmet Kaya, Ezedin Temo, Nizamettin Arıç gibi sanatçıların da, üzerimde etkileri vardır. Fakat; özellikle Kürt kadın sanatçılardan Meryemxan ve Ayşe Şan’ın hayatımdaki yerleri apayrıdır. Bunlar Kürt dengbêjliğinin anneleridir benim için.

Gelinen aşamada Kürt müziğini nasıl buluyorsunuz? 

Geneline baktığımızda; Kürt müziğinde bir ilerlemenin olduğunu görebiliyoruz. Kürt kültürü her ne kadar gün yüzüne çıkamadıysa da, Kürtler çok zengin bir kültüre sahiptir. Biraz yeteneği olan birinin, bu kültür üzerinde çok güzel şeyler yapabileceğine inanıyorum. Kürt destanaları, kilamları, hikayeleri, sitran ve öyküleri derya denizdir. Ancak Kürt sanatçıları, diğer kültürlerinin etkisinde çok kalmışlar. Kültürlerin, birbirini etkilemesi gayet normaldir ve olması da gerekir. Yalnız bir kültürün orjinallığıyla oynanmamalıdır diye düşünüyorum. Kürtlerin bulunduğu dört parçaya baktığımızda Suriye’deki Kürtler ile Irak’taki Kürtler, Arap müziğinin etkisi altında  kalmışlardır. Fakat Türkiye’ye baktığımızda tersi bir durum söz konusudur. Türk müziğinin Kürt müziği üzerinde fazla bir etkisi yoktur. Ancak Kürt müziğinin Türk müziğini çok etkilediğini görüyoruz.

Hangi enstrümanları çalıyorsunuz?

mizgîn-tahir.jpg

Piyano, çello, bağlama, erbane, kaman gibi birçok enstrünmanı çalıyorum. Ama benim uzmanlık alanım sestir. İkinci uzmanlık alanım ise piyanodur. Fakat hangi enstrümanı kullanırsam kullanayım Kürt ruhundan asla uzaklaşmıyorum. Bazı sanatçı arkadaşlarımız, batı enstrümanlarnı Kürt müziğinin içine sokmuşlar. Ben başka enstrümanların kullanılmasına karşı değilim ama Kürt ruhunu asla kaybetmemeleri gerekiyor diye düşünüyorum.

Şuan, üzerinde çalıştığınız projeler var mı?

Evet, Zembîlfiroş ve Şamîran adlı, üzerinde çalıştığım iki projem var. Cigerxwin Kültür Merkezi’de 35 öğrenciye ders veriyorum. Bu iki projenin hazırlığı içerisindeyiz. Bunların dışında da Türkiye’de ve Kürtlerin bulunduğu diğer üç parçada da konserler veriyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.