Patlama mağduru köylüler: PKK’den açıklama ve özür bekliyoruz

Patlama mağduru köylüler: PKK’den açıklama ve özür bekliyoruz
Patlamadan sağ kurtulan Yaman Tigris Haber’e konuştu...

Diyarbakır’da yaşanan bombalı saldırı olayında yaralı olarak kurtulan Mizbah Yaman adlı kişi, gazetemize konuştu.  Olay gecesini anlatan ve önemli mesajlar veren Yaman, “Patlamadan kıl payı kurtuldum. Yakınlarımızın önünü kesmek için arkalarından gidiyorduk. Aramızda 150 metre mesafe vardı. Patlama olunca her birimiz farklı yerlere savrulduk. Bir yakınımın bağırsakları dışarı çıkmıştı. İçeri soktum. Bir diğerinin başının yarısı yoktu. Her yer parçalarla doluydu.”

Diyarbakır’ın Sarıkamış Köyü’ne bağlı Dürümlü Mezrası’nda 12 Mayıs gecesi PKK üyelerine ait 15 ton bomba yüklü kamyonun infilak etmesi sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Patlamadan sağ kurtulan Mizbah Yaman gazetemize konuştu.

Altı çocuk babası 33 yaşındaki Mizbah Yaman, patlamadan sağ kurtulan birkaç kişiden biri. Patlamanın şokunu hala atlamadığı görülüyor. Röportaj talebimi fotoğrafının çekilmemesi şartıyla kabul ediyor.

“Bomba olduğunu bilseydik gitmezdik”

Kamuoyunun en çok merak ettiği konu, olay öncesinde yaşananlar. Mizbah Yaman’a kamyonda kaç kişi olduğunu sorduğumda “bilmediğini” söylüyor.

Kamyonun bomba yüklü olduğunu biliyorlar mıydı? Yaman, kesinlikle bilmediklerini belirtiyor ve yanıtı şöyle oluyor: “Kamyonda bomba olduğunu bilseydik niye gidelim ki. Gitmezdik. Niye bu kadar ölüm yaşayalım.”

Bir iki dakika ile kurtuldu

Olay öncesiyle ilgili detayları hayatını kaybeden yakınlarının bildiğini kendisinin olup bitenler hakkında bilgisinin olmadığını söylüyor, ardından şunları aktarıyor:

“Köyde taziyemiz vardı. Akrabalarım aradı. Bir kamyonun geldiğini, tartıştıklarını, takip ettiklerini söylediler. Bizim köyün aşağısında kum ocakları var. Kamyonculardan birinin kabadayılık yaptığını sandık. Biz de gittik. Kamyona yaklaşık 150 metre kala arabamızı durdurduk. Tam arabadan ineceğim esnada birden büyük bir patlama oldu, alevler yükseldi. Arabanın camları kırıldı. Bize bir şey olmadı. Arabadan indim. Bir yakınımın bağırsakları dışarı çıkmıştı. İçeri sokmaya çalıştım. Bir diğerinin başının yarısı yoktu. Hepsi paramparça olmuştu. Her yer ceset parçalarıyla doluydu. Toplamaya çalıştım.”

Köy sakini, anlatırken zorlanıyor, gözleri hüzünle dolu. Patlama gecesini hala unutamadığını, yaşananların tüm detaylarıyla gözlerinin önünde olduğunu söylüyor. Patlamadan bir süre sonra hastaneye kaldırılıyor ve ancak ertesi gün öğle vakitlerinde kendine geldiğini hatırlatıyor:

“Şuan duygusuzum. İçim buruk, acı dolu. Şaşırmış kalmışım. Çocukluğumun birlikte geçtiği yakınlarımı kaybettim, yok artık onlar. Ne diyeceğimi bilemiyorum.”

‘PKK’den açıklama ve özür bekliyoruz’

Hala aydınlatılmayan ve merak edilen bir diğer konu, patlamanın nasıl gerçekleştiğiyle ilgili. Mizbah Yaman’a bunu sorduğumda, kendisinin de merak ettiğini belirtiyor. Köy sakinin PKK’dan isteği kendilerinin tatmin olacağı, olayı tüm yönleriyle aydınlatacak bir açıklama.

Yaman, “Bunca insanımızın kaybından kim sorumluysa, ortaya çıkarsınlar, cezasını versinler. Örgütten özür de bekliyoruz” diyor.

Konu PKK’nın patlamayla ilgili açıklamaya geldiğinde, yanımızda bulunan bir genç araya giriyor.  Örgütün açıklamasındaki “yerel işbirlikçiler” sözüne tepki gösteriyor. “Bizim köyümüzde yerel işbirlikçiler yok. Açıklama mantıksız” diyor.

Kamyona silah sıkıldı mı?

Örgüt açıklamasında, patlamanın köylülerin kamyona açtığı ateş sonucu yaşandığı iddiasında bulunmuştu.

Peki patlama öncesi iddia edildiği gibi silah kullanıldı mı? Mizbah Yaman, olaydan önce hiç silah sesi duymadığını vurguluyor: “Silah sıkılsa bile kamyon kasası çelik. Pompalı ya da keleşle delinmesinin imkanı yok. Keskin nişancı olacak, fünyeye isabet edecek ki patlama olsun. Bu da karanlıkta mümkün değil.”

Mizbah Yaman, sohbetimizde birkaç defa “Bu bomba özellikle bizim için köye getirilmedi. Bunu biliyoruz ama örgütün açıklaması tatmin edici değil” ifadesini özellikle kullanıyor.

Parçaların hepsi toplanmadı mı?

Acılı köy sakinin yakındığı bir diğer konu, yakınlarının parçalanan bedenleriyle ilgili. Tepkisini şöyle dile getiriyor: “Geldiler arama yaptılar, birkaç parça topladılar. Biliyoruz ki, yakınlarımızın tüm parçaları toplanmadı. Sadece bir mezarları olsun diye birkaç parça toplandı.  Yarın öbür gün, yakınlarımızın bir kolu, bacağı, ayağı, ayakkabısı bir yerlerden çıkacak. Bu acıyı unutamayız.”

Köyde herkeste öfke ve tepki seziliyor. Suskunlar. Pek konuşma taraftarı değiller. Herkesin bir kaybı var. Kimi kardeşini, kimi yeğenini, kimi arkadaşını, kimi oğlunu kaybetmiş.  Recep Yaman, yakınlarını kaybeden diğer köy sakini bir genç. O, herkesin olayın nasıl yaşandığıyla ilgilendiğini ancak bundan sonrasının daha önemli olduğunu dile getiriyor. Acılarının büyük olduğunu söyleyen genç, “Her şeye rağmen barışın gelmesini istiyoruz. Barış masasında otursunlar. Barış gelsin” diyor.

Bu esnada barış kelimesini duyan bir köy sakini “Ne barışı, hangi barıştan bahsediyorsun” diyor.

İlyas AKENGİN/özel haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.