Şeyhmus DİKEN

Şeyhmus DİKEN

Qırıx'ları bir kez daha yazmak!

Qırıx'ları bir kez daha yazmak!

 

 

Diyarbekir Qırıx Kültürü üzerine gerek sözlü tarihte gerekse yerel tarihte sıkça ve çokça yazıldı konuşuldu. Edebiyatı da yapıldı. Görsel, müzikal, teatral sanatlara da malzeme oldu.

Adını "Yankesiciyim Efendim" koyduğu yeni kitabıyla Xurşîd Mîrzengî’yi epey önce Belqitî kitabıyla tanıdım. Daha ilk sayfalarında harika Kürtçesiyle insan kıymetinin gün / devran görmekle alakalı olan zamanlarında içilen bir çayın, kahvenin kadrini kıymetini anlatıyordu kitabında.

Sonraki yıllarda kitap dostluğu ruberu dostluğa dönüştü.

Yakın zamanda önce yayınlanmamış dosya, sonra da kitap olarak Diyarbakır Pêxwaslarının sahici bir hikâyeden yola çıkarak serencamlarını anlattığı “Yankesiciyim Efendim” üzerinden uzun bir muhabbet fırsatını bulduk.

Uzun yıllar Fransa ve İsveç’te yaşadıktan sonra şimdi artık rahatlıkla ülkesine topraklarına gidip gelebilen bir durumda Xurşîd Mîrzengî. Ana babasının kendisine koyduğu nüfusta bir adı var. Yıllar evvel sormuştum söylemişti. Ama ben daha sorduğum gün o adı unutmuştum.

Çünkü Xurşîd adı ve Mîrzengî soyadı konuşma üslubuna ve yazı karakterine o kadar güzel yakışıyordu ki! İnsan onunla konuştuğunda muhabbet bitmesin istiyor. Öyle bir muhabbet ki; yazı dilinde ne kadar gayret gösterirseniz gösterin eksik ve yetersiz kalıyor.

Anasının ve nenesinin sözlerine uzun yıllar sadık kalıyor. Siyaset’e “Kürtçülüğe” bulaşmayacak!

Trakya’da bir Bulgar Muhacirinin Kürdün liderlerinden Mela Mistefa Barzani’ye hakareti, sözünden rücü etmesine ve adeta "baltayı topraktan çıkarmasına" sebep oluyor. Sağ olsun, o Bulgar Muhaciri Muzaffer! İyi ki Xurşîd Mîrzengî’yi provoke etmiş. Yoksa Mîrzengî'nin edebiyatıyla nasıl tanışıp buluşacaktık.

Kürtçe yazılıp, defalarca basılmış dört romanının dışında yayınlanmayı bekleyen "7 Kürtçe romanı daha var". “Yankesiciyim Ben” 12 Eylül’e ramak kala Diyarbakır’da bir sinema salonunda film bittikten sonra kapıları kapayıp Newroz bildirisi okuyan gençlere, tahammülsüzlüğünü Kürde küfür ve hakaretle dile getiren bir rütbeli askerin öldürülmesi üzerine, ilgileri olmadığı halde sanık olarak gözaltına alınıp aileleri ile birlikte başlarına onca felaket ve işkence getirilen Diyarbakır Qırıxlarının kendi ağızlarından kendi jargonlarıyla hikâyesidir.

İnsan bu tür özgün kitapları okuduğunda bazen kitaba “üvey evlat” muamelesi yapan yayınevlerine de kızmadan edemiyor!

Kimi kitaplarını ilgiyle okuduğum Avesta Yayınevi "Yankesiciyim Efendim"e keşke iyi bir editörlük yapabilseydi… Anlatıcının Diyarbakır Ağzı üzerinden Qırıx dili konusunda hayli sorun var. Ayrıca çok özel ve ancak Diyarbakır Qırıx Kültürünü bilenlerin anlayacağı jargonu en azından bir dipnot, ya da kitap sonunda bir küçük açıklayıcı sözlükle pekiştirmek gerekirdi. Belki kitabın yeni baskısında bu eksiklikler giderilir.

Yankesiciyim Efendim'i dosya olarak okumuştum, şimdi kitap olarak yeniden okudum. Siz de okuyun seveceksiniz...

Şeyhmus Diken

Aralık 2015 Diyarbekir

 

 



 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeyhmus DİKEN Arşivi
SON YAZILAR