Skandal rapor reddedildi

DİYARBAKIR’da 10 Şubat 2013 tarihinde Yenişehir ilçesi Şehitlik semtinde akrep tipi zırhlı polis aracının ezmesi sonucu hayatını kaybeden Şahin Öner (19) ile ilgili Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunu 26 Eylül 2013 tarihinde tamamlayarak, soruşturmayı yürüten Diyarbakır TMK 10. Madde ile Yetkili Savcılığa göndermişti. ATK, raporunda Öner'in yaşamını yitirişini, "Patlayıcı maddeye bağlı olduğu" belirtilerek, sadece polislerin ifadeleri dikkate alınmıştı. ATK'nin raporunu inceleyen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, raporu tüm deliller değerlendirilmediği için reddetti.

“Patlayıcı madde kalıntısı yok”

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Öner'in yaşamını yitirmesine ilişkin açılan soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan delillerin tekrar incelenmesini isteyerek, "Bulgular, inceleme ve tanıklar olayın patlayıcı değil çarpmadan kaynaklandığını gösteriyor. Patlayıcı madde kalıntısı bulunmadığı, sadece sağ ön koldan alınan svapta 'toluen' (benzin, gazyağı gibi ateşleyici madde) bulunduğu tespit edilmiştir" dedi.

“Sanıklar aracı beyan etti”

Savcılık, olaya müdahale eden 'şortland 45' kodlu polis aracı ile 'şortland 75' kodlu polis aracında bulunan toplam 7 polis memurunun tanık olarak dinlendiğine, tanıkların olayın nasıl gerçekleştiğini görmedikleri yönünde beyanda bulunduklarına dikkat çekerek, "Hiç birisi maktulün elinde patlayıcı atarken patlayıcının infilak ettiğine ilişkin beyanda bulunmamıştır. Olayı gördüğünü beyan eden Yılmaz Dağ ve Levent Çartay isimli iki tanık dinlenmiş, her iki tanık da maktule zırhlı aracın çarptığını beyan etmiştir" dedi.

“Rapora ilişkin tereddütler oluştu”

Savcılık ATK'nin raporunun deliller göz önüne alındığında tereddütlü olduğuna da dikkat çekerek, "Dosyanın bu tespitler ve yeni giren deliller ile birlikte tekrar gönderilerek yeni bir rapor aldırılmasına gerek görülmüştür" diyerek yeniden kuruma gönderdi.

“ATK tarafsızlığını kaybetti”

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Öner'in avukatı Rahşan Bataray, Öner'in yaşamını yitirişinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hiçbir sanık hakkında dava açılmadığını ifade ederek, "ATK tarafından düzenlenen rapor da, ATK'nin tarafsızlığını bizler açısından tartışılır hale getirdi. Keza, raporda dosyada polis memurlarının aleyhine olan deliler hiçbir şekilde değerlendirilmeden, polisler tarafından tutulana tutanaklar ve polis ifadeleri esas alınarak değerlendirme yapılmış. Bu husustaki itirazlarımız ve tepkiler üzerine, savcılık dosyayı tekrar ATK'ya göndererek belirtilen çelişkilerin giderilmesi ile ek rapor düzenlenmesi istendi. Bu dosya nezdinde cezasızlık politikasının kırılmasını ve şüpheliler hakkında bir an önce dava açılmasını bekliyoruz” dedi.