Temelli: Barış ve demokrasiden yana olanlar sesini yükseltmeli

Temelli: Barış ve demokrasiden yana olanlar sesini yükseltmeli
HDP Yerel Yönetimler Komisyonu tarafından “Kriz Koşullarında Yerel Demokrasi Arayışları: Biriken, Bekleyen Deneyimler ve Yeni Siyaset İmkânları Çalıştayı” düzenleniyor.

Tigris Haber- HDP Yerel Yönetimler Komisyonu tarafından “Kriz Koşullarında Yerel Demokrasi Arayışları: Biriken, Bekleyen Deneyimler ve Yeni Siyaset İmkânları Çalıştayı” düzenleniyor. 

Basına kapalı gerçekleştirilen çalıştayın açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Barış ve demokrasiden yana olanların seslerini yükseltmeleri gerektiğini söyledi. 

Temelli'nin yerel seçimlere ilişkin yaptığı konuşma şu şekilde:

Yerel yönetimlerde iktidara gelmek, yerel yönetimlerde yerel demokrasi anlayışımızı var etmek ve bunu hayata geçirmek, Türkiye’nin sürüklendiği bu girdapta büyük bir umut yaratıyor. Bu umudu büyütmeli ve bununla iktidara gelmeliyiz. Çağrımızı bütün Türkiye’ye yapıyoruz; tüm Türkiye’de AKP iktidarının otoriter anlayışını geriletmek çok kritik bir eşiğe işaret ediyor. Yerel yönetim stratejimizi oluştururken kayyumları süpürüp atmak, faşizme karşı en güçlü hamleyi ortaya koymak, Türkiye’nin her yerinde doğal ve güçlü ittifaklarla AKP’ye karşı önemli bir hamleyi geliştirmek önemli.

Tercihini barış ve  demokrasiden yana yapanlar sesini yükseltmelidir

Faşizm örgüsü her yerde kendisini yeniden yapılandırma gayreti içinde. Erdoğan-Bahçeli görüşmesi demokrasi ittifakına karşı Cumhur İttifakı’nın yerel seçimlerde de olacağını gösteriyor. Böyle bir hamleye karşı bizler yeniden düşünmeliyiz. Bu sistemden ve rejimden mağdur olan herkese buradan çağrımızı yeniliyoruz. Sadece bize oy verenler, bizim gibi düşünenlere değil, AKP’ye oy verenlere de çağrı yapıyoruz. Yerel yönetimlerde tercihini demokrasiden yana yapanlar Türkiye’de tercihini barıştan yana yapanlar şimdi sesini yükseltmelidir. Ya demokrasi ya faşizm diyoruz. İnanıyoruz ki Türkiye halkları tercihini demokrasiden yana yapacaktır. 12 Eylül rejimine karşı nasıl ki, bir itirazı o koşullarda bile örgütlemişsek bugün de bu itirazı örgütleyebilir ve sandıklara taşıyabiliriz. 

Ne yapmalı, nasıl yapmalı sorusuna cevap arıyoruz

Bu kadar önemli bir dönemde bir araya gelirken 31 Mart’tan sonra yerellerde iktidara geldiğimizde ne yapacağımız konusunda çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Yerel  Yönetimler Komisyonumuz yoğun bir çalışma sürdürüyor. Diğer komisyonlarımızla ekonomi ve ekoloji, eğitim komisyonlarımızla ortaklaşarak yerel demokrasinin yerelde nasıl örgütleneceğini ve hayata geçirileceğini bugünden yapılandırmaya ve hazırlıklarını tamamlamaya ve geçmişin birikimlerinden gerekli dersler çıkararak bu siyasi iklimde, yeni öğrendiklerimizin de ışığında geleceğe taşımak için ne yapmalı nasıl yapmalı sorusuna cevap arıyoruz. Bunu da bu tarz çalıştaylarla güçlendiriyoruz. Arkadaşlarımız yoğun bir çalışma içinde. HDP’nin komisyonları birer akademiye dönüşmüş durumda. Bu yoğun çalışmaları yürüten arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum, onları kutluyorum. Yerel yönetim anlayışımız 3 ayak üzerinde şekilleniyor. Birincisi kadın mücadelesi, ikincisi emek mücadelesi, diğeri ekoloji mücadelesi. 

Sistemin ve devletin tahribatlarına karşı yerel demokrasiyi inşa etmeliyiz

Kriz koşullarında yaşıyoruz. Krizin temel dinamiğinin sadece Türkiye koşularından kaynaklanmadığını biliyoruz. Türkiye’de neo-liberal sistemin yarattığı tahribatı görmeden sadece devlet meselesiyle değil; kapitalizmin sorunları ve devletin kamusal alanı düzenleme meseleleriyle birlikte bu konuyu ele almalıyız. Yerel siyaset meselesi üzerinden siyaseten bir söz söylüyorsak yerelde ekonominin, kapitalist birikim rejiminin tahribatlarına karşı da alternatifler ortaya koymak ve yeni bir şeyler dile getirmek zorundayız. Bir yandan kapitalist sistemin krizini diğer yandan devletin yarattığı tahribatları dile getirirken, devletin ceberut anlayışına karşı yerel demokrasi üzerinden düşünmeyi amaçlıyoruz. 

Üretilen eşitsizliklere karşı adil üretim ve adil bölüşümü esas alıyoruz

Kapitalizm eşitsizliklerin yeniden üretildiği ve sürdürüldüğü bir sistemdir. Bu eşitsizlik artı değerin yaratılmasıyla ilgilidir. Bu artı değerin üretildiği bir mekanizmada nasıl bölüşüleceği konusunda değerlendirmeler yapmaya ihtiyacımız var. Biz son dönem çalışmalarımızda hem kapitalizmle hem emperyalizmle mücadele hem de devletin otoriter sistemiyle mücadele kapsamında radikal demokrasi çerçevesinde çözüm arayışındayız. Nasıl bir yerel yönetim derken anti kapitalist anlayışımızla yerel yönetimin nasıl toplumsallaşacağı konusunu düşünmek istiyoruz. Bu anlamda ne yapabiliriz, nasıl yapmalıyız arayışı içindeyiz. 

Yerel demokrasi yol gösterici bir kavramdır

Yerel demokrasi bu anlamıyla bizim açımızdan yol gösterici bir kavram. Yerel demokrasi önemli bir tartışma başlığı. Daha fazla katılımın daha fazla demokrasi anlamına geleceğinden hareketle, temsiliyet mekanizmalarının giderek köreldiği bu sisteme karşı katılımı önceleyen bir anlayışımız var. Üretimin nasıl olacağı üzerinde yoğunlaşıyoruz, üretimin toplumsallaşması ve bu anlamıyla eşitsizliğin giderek azaltılması önceliklerimiz arasında. Katılımcı demokrasiyi, katılımcı bütçe anlayışı ile ele almak istiyoruz. Bütçe aracılığı ile bölüşümü iyileştirmek, adaletli bir gelir dağılımı sağlamak, adaletli bir yerinden yönetimi var etmek önceliklerimiz arasında. 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.