TİHV'in Cizre raporu

TİHV'in Cizre raporu
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Cizre'de 79 gün süren 'sokağa çıkma yasağı' sonrasında 6-8 Mart tarihleri arasında Yafes, Sur, Cudi ve Nuh mahallelerinde yapılan gözlem ve incelemelerine dair hazırladığı raporunda önemli tespitlere yer aldı

 

. Genelkurmay'ın 24 Şubat itibariyle Cizre'de ölen kişi sayısını 665 kişi olarak açıkladığı hatırlatılan raporda, yapılan incelemelerde özellikle Yafes, Cudi ve Sur mahallelerindeki bütün evlerin tahrip edildiği belirtildi.

En az 38 çocuk hayatını kaybetti

Raporda yine TÜİK verilerine göre Cizre'nin çocuk nüfusunun 70 bin 957 kişi olduğuna dikkat çekilerek, çatışmalar sırasında en az 38 çocuğun yaşamını yitirdiğinin altı çizildi.

Yaşanan ölüm ve yaralamalara bizzat tanık oldukları belirtilen diğer çocuklar için ise şunlar dile getirildi: "Yasak boyunca aileler çocuklarını hastaneye götüremedi. Çocukların çoğu çatışmalardan sonra konuşmuyor. Uykudan sıçrayarak uyanıyorlar. Hasar ve yıkımlar çocukların güvenliği açısından ciddi tehlikeler oluşturmaktadır."

'Okullar karargahtan karakola dönüştürüldü'

İlçedeki okulların ise karargah yapıldıktan daha sonra karakola çevrildiğine işaret edilen raporda, "Karakola dönüştürülen İsmail Ebuli Ortaokulu Müdürü'nün verdiği bilgiye göre, okul yasaklar sırasında karargâh olarak kullanılmamasına rağmen boşaltılmış ve karakol olacağı söylenmiştir. Karakola çevrilen okulun öğrencileri ise başka Mümin Heybet Okulu'na taşınmış. Bu da mesajla ailelere bildirilmiştir" denildi.

Raporun sonuç kısmında ise şunlara dikkat çekildi:

"* Ağır insan hakları ve insancıl hukuk ihlallerinin yaşandığı, kanıtların kaybedildiği ve zaman sınırlaması bulunan durumlarda dahi araştırma ve incelemenin temel kuralları, uygulamaları ve bilimsel yöntemlerinden vazgeçilmemesi ilkesine riayet edilmemiştir"

* Sokağa çıkma yasağı vasıtasıyla, dış dünya ile olan ilişkisi kesilen alanlarda her bir ölümün nasıl gerçekleştiğini ortaya çıkarmak, öldürücü gücü kullanmanın "son çare" olup olmadığını tespit etmek ve sorumluları tayin etmek için etkili ve bağımsız bir soruşturma yürütülmesi gerekmektedir.

* İnsan hakları ihlalleri, işkence, siyasi cinayetler gibi ölümlerle ilgili kuşku olan durumlarda incelemelerin tümüyle objektif, bilimsel, uzmanların ve tarafların katılımına açık bir biçimde yürütülmesi esastır. Bu tür iddiaların varlığında ölümün araştırılması için izlenecek yol BM'in temel bir belgesi olan "Minnesota Otopsi Protokolü"ne göre yürütülmesi zorunludur. Türkiye'deki mevzuat ve uygulamalar da ölümle ilgili araştırmalar ve incelemelerin "Minnesota Otopsi Protokolü"ne göre yürütülmesini gerektirmektedir. Ancak Cizre'de sokağa çıkma yasakları ile başlayan dönem ve sonrasında "Minnesota Otopsi Protokolü"ne uyulmadığı ve bu konudaki başvuruların cevapsız kaldığı bilinmektedir.

* Ayrıca AİHM'nin Jordan kararında vurguladığı temel çerçeve olan "soruşturma makamları resen harekete geçmeli, bağımsız soruşturmacı olmalı, olayla ilgili tüm belge, bilgi, mektup, raporlar usulüne uygun toplanmalı, hemen harekete geçilmeli ve makul bir hızla soruşturma ilerlemeli, bu süreç soruşturma ve kovuşturma süreci olarak kamusal denetime açık olmalıdır."

 

* Toplumun, yaşanan olaylar sonrasında hakikati ortaya çıkartacak, suçu ve suçluları cezalandıracak, adalet duygusunu tatmin edecek mekanizmalara ihtiyacı vardır. Adalet duygusunu güçlendiren; yalnızca yargı süreçleri değil, süreçte yaşananlar, kurulan ve kullanılan dil, yaşanan travmaların ve acının farkındalık, samimiyet, sahicilik ve de en önemlisi hakikate ulaşma çabasının varlığıdır. Devletin etkin bir soruşturma ve araştırma yapabilmesinin ön koşulu ölen ve öldürülen kişilerin yakınlarını ve bağımsız uzmanları da sürece dahil etmesidir. Onarım süreci bilimsel, objektif, bağımsız uzmanların katılımına ve denetimine açık araştırma ve incelemelerle başlar.

* Bu gözlem raporuna konu olan mahalleler ve bodrumların bağımsız ve etkili soruşturma ilkeleri yerine getirilene kadar olay yeri olarak muhafaza altına alınması gerçeğin ortaya çıkarılması açısından elzemdir. Afet bölgesi ilanları ve hızlı kamulaştırma işlemleri delillerin ortadan kaldırılmasına ve hakikatlerin gizlenmesine, telafisi mümkün olmayacak yeni ihlallere yol açabilecektir."(diha)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.