Zeynep Turgut: Öldükten sonra kimse arkamdan 'jin jiyan azadî' demesin!

VAN - Şiddetin dozu artınca ve eşinin kendisini ve çocuğunu istememesi üzerine evden ayrılan Turgut, boşanmak istediği eşinden ölüm tehditleri aldığını ileri sürerek, "Öldürülmek istemiyorum. Öldükten sonra kimse arkamdan 'Jin jiyan azadî' demesin. Ben öldükten sonra o cümleler canı geri getirmiyor" ifadelerini kullandı. 

Van Başkale'nin Köprazi köyünde doğan ve henüz 13 yaşındayken, babası tarafından "başlık parası" adı altında kendisinden 20 yaş büyük biri ile evlendirilen Zeynep Turgut (24), evlenmelerinin hemen ardından eşinin şiddetine maruz kaldı. Gördüğü şiddetten dolayı boşanma davası açan Turgut, bu kez de eşinden ölüm tehditleri aldı. Evlendiği kişinin kendisinden 20 yaş büyük olduğunu belirten Turgut, "Evlendikten 2 hafta sonra eşim beni dövmeye başladı. 'Kardeşlerime bakmıyorsun' bahanesiyle sürekli şiddet uyguladı" dedi. Gördüğü şiddetten sonra yaralı halde ailesinin evine gittiğini söyleyen Turgut, daha yaraları iyileşmeden babası tarafından "namus-töre" bahanesiyle eşinin evine geri gönderildiğini belirtti. 

ŞİDDET HAMİLEYKEN DE SÜRDÜ 
Mecburen gittiği eşinin evinde bir süre sonra daha 16 yaşındayken ilk çocuğuna hamile kaldığını anlatan Turgut, hamileliğinin 8'inci ayına kadar eşinden şiddet gördüğünü söyledi. Hamilelik döneminde gördüğü şiddetten dolayı çocuğunun kafasında yaralar oluştuğunu dile getiren Turgut, "Daha sonra çocuğum doğdu. Ben daha 16 yaşında, küçük bir anneydim, ama her şeye rağmen çocuğumla mutluydum" ifadelerini kullandı. Doğumdan sonra eşinin kendisine "Seni ve çocuğunu istemiyorum" diyerek şiddet uyguladığını, ancak her şeye rağmen evliliğini sürdürdüğünü belirten Turgut, "10 yıl boyunca ona katlandım. Sonra kızım dünyaya geldi. Baba evine de gidemedim, çünkü babam beni kabul etmiyordu. 'Töredir, namustur, başımızı önümüze mi eğeceksin' diyerek beni kabul etmedi. Ben de katlandım o işkencelere" dedi. 

'TÖRE KURBANI OLABİLİRİM'
Bir gün evine gelen annesinin kendisini kanlar içinde gördüğünü anlatan Turgut, annesinin kendisine "Biz yaşadık sen de yaşa" diyerek, sahip çıkmadığını söyledi. Gördüğü şiddete rağmen eşinin evinde kaldığını ve bu sırada eşinin ihanetine, dayısının ve kız kardeşlerinin iftiralarına maruz kaldığını anlatan Turgut, şiddete daha fazla dayanamayarak evden ayrıldığını ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van İl Örgütü'ne sığındığını belirtti. DBP'ye sığındıktan sonra sığınma evinde kaldığını ve kendisine Van Büyükşehir Belediyesi Kadın Yaşam Merkezi'nin destek çıktığını söyleyen Turgut, "Şu an tek başıma hayata tutunmaya çalışıyorum. Ailem bilse benim tek başıma yaşadığımı bir töre kurbanı olabilirim. Ama Allah da biliyor ki baba evinde nasıl çıkmışsam hala da öyleyim" diye konuştu. 

EŞİ ÇOCUKLARINI GÖSTERMİYOR!
Van Barosu'ndan avukat talep ederek, eşine boşanma davası açtığını, davadan sonra eşinin DBP'ye gelerek her istediğini yapacağını, çocukları istediği zaman görebileceğini söylediğini aktaran Turgut, ancak eşinin 2 gün sonra telefon açarak tehditler savurduğunu söyleyerek, "Bana 'Sen Van'ın topraklarında gezersen, dava açarsan seni öldürürüm' diyerek tehditler savurdu. Tehditlere rağmen direndim ve dava açtım. Eşim bana herhangi bir tazminat ödememek için tüm mal varlığını kardeşinin üzerine yaptı. Mahkeme açmama rağmen mahkemede hiçbir şekilde hak beyan edemiyorum. İşim, sigortam olmadığı için çocuklarımı alamıyorum. Şu anda anlaşmalı bir şekilde hiçbir hak beyan etmeden mahkemeye boşanma talebinde bulundum" dedi. Eşinin çocukları kendisine göstermediği için çocukların okuduğu okula gizlice girerek görüştüğünü belirten Turgut, "Mahallede veya başka bir yerde onları görmeye gitsem öldürülebilirim. Öldürülmek istemiyorum. Öldükten sonra kimse arkamdan 'Jin jiyan azadî' demesin. Ben öldükten sonra o cümleler canı geri getirmiyor" ifadelerini kullandı. Turgut, çocukların kendisi gibi henüz hayatının baharında evlendirilmemesi gerektiğini dile getirerek, kadınlardan destek beklediğini sözlerine ekledi.Meralyıldız(Diha)