Anlı: 'Kentsel dönüşüm' değil yerinde dönüşüm

Anlı: 'Kentsel dönüşüm' değil yerinde dönüşüm
TOKİ eliyle devam eden "kentsel dönüşüme" karşı BDP'li yerel yönetimler, "yerinde dönüşüm" gerçekleştirmeyi hedefliyor.

DİYARBAKIR - BDP'li belediyeler olarak bölgede ve özelde Diyarbakır'da "kentsel dönüşüme" karşı mücadele edeceklerini ifade eden Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Fırat Anlı, "İnsanlara ikinci bir zorunlu göçü dayatmak kimsenin hakkı ve haddi değildir. Buna asla izin vermeyeceğiz. Bu konuda Diyarbakır kamuoyunun hassasiyeti yerel yönetimlerin ve belediyelerin de hassasiyetidir. Biz de 30 Mart'tan sonra kesinlikle yasal ve meşru haklarımızı kullanacağız" dedi. 


TOKİ eliyle son yıllarda "kentsel dönüşüm" adı altında başlatılan süreçle birçok kentte yurttaşlar uzun yıllardır yaşadıkları yaşam alanlarından kopartılarak kentlerin dışına gönderildi. BDP'li yerel yönetimler ise insanları yurtlarından göçe zorlayan "kentsel dönüşüme" karşı "yerinde dönüşümü" gerçekleştirmeyi hedefliyor. BDP Yerel Seçim Beyannamesi'nde de geniş bir şekilde yer verilen konu ile yerinde dönüşüm ve sosyal konut inşasını nasıl gerçekleştireceğini ortaya koyuyor. TOKİ'nin bölgede özellikle Diyarbakır'da başlatmak istediği "kentsel dönüşüme" karşı duracaklarını ifade eden Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Avukat Fırat Anlı, "Kentlerimizin dokusunu tahrip eden ve insanı doğasına yabancılaştıran 'kentsel dönüşüm' yerine, planlama ve uygulama süreçlerini kentin tüm dinamikleriyle birlikte yürüterek 'yerinde dönüşümü' esas alacağız" dedi. Anlı, 30 Mart'tan sonra hem yasal hem meşru tüm haklarını kullanacaklarını ifade etti. 

'Kentlerin, yaşanabilir mekânları haline gelmesini sağlayacağız'

Sanayileşmeyle birlikte kentlere yönelen kırsal nüfus, binlerce yıldan beri doğa ile arasındaki dayanışma ve yakınlığa da son verilerek yeni bir insan tipi ortaya çıkartıldığının ifade edildiği BDP beyannamesinde, "Kent nüfusunun yüzde 70'e vardığı Türkiye'de ise cumhuriyetin siyasal çürüme yaşayan hükümetleri ve belediye yöneticileri, özellikle Kürdistan kentlerini 80 yıl boyunca deyim yerindeyse katletmişlerdir. Kişisel ve zümre çıkarlarına dayalı yönetim anlayışları, kentlerimizin başta imar olmak üzere plansız ve kontrolsüz büyümelerine yol açmıştır. Doksanlı yıllarda devletin köy yakma ve boşaltmaları ile yaşanan sosyal felaket, zaten plansız büyüyen kentlerin tüm hizmetlerinin çökmesine neden olmuştur" denildi. 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.