‘Anneler’ artık ağlamayacak!

‘Anneler’ artık ağlamayacak!
İmralı cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla yayımladığı mesajında açlık grevi ve ölüm orucundakilere seslenip 'eylemlerini sonlandırmalarını' istedi.

Öcalan'ın çağrısı sonrası, eylemlerin sona erdiği açıklandı. Diyarbakır'daki açıklamada hem sevinç hem gözyaşı vardı.

dsc_1941.jpg

Öcalan'ın çağrısını, Çarşamba günü İmralı Adası'nda Öcalan'ı ziyaret eden avukatları iletti. Görüşmeden beş gün sonra İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna duyurulan mesajında Öcalan, 'eylemin amacına ulaştığını' söyledi. Öcalan'ın çağrısı sonrası eylemini sonlandırdığını duyuran DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven de "Direnişimiz amacına ulaşmıştır" dedi.

Seçimlerle ilgili bir şey konuşulmadı

Avukatlar, yapılan görüşmelerin yeni bir 'müzakere süreci' anlamına gelmediğini, İstanbul seçimleriyle ilgili konuşma olmadığını, görüşmenin kritik aşamaya gelen açlık grevleri ve ölüm oruçlarıyla ilgili olduğunu belirttiler. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de İmralı Adası'nda gerçekleşen ikinci avukat görüşüyle ilgili bir açıklama yaparak başlayan görüşmelerin mahkemece verilen bir izin sürecinin sonucu olduğunu söylemiş, bu görüşmelerin yeni bir çözüm süreci ve İstanbul seçimleri ile ilgili olmadığını ifade etmişti. Buna karşılık Öcalan'ın verdiği mesajların 'tüm demokrasi güçlerine, Türkiye'nin her yelpazesindeki siyasi yapılarına ve devlete' yönelik olduğunu vurguladılar.

dsc_2014.jpg

Milletvekillerinden açıklama

Abdullah Öcalan'ın açlık grevi ve ölüm orucundakilere seslenip, eylemin sonlandırılmasını istediği el yazılı ve imzalı mektubun, 7 Kasım 2018'den bu yana açlık grevinde olan Leyla Güven'e, milletvekilleri Dersim Dağ, Tayyip Temel, Murat Sarısaç ve cezaevindeki açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerindeki tutuklulara da Perşembe günü iletildiği açıklandı.

Açlık grevi ve ölüm orucuna girenler Abdullah Öcalan'a 'uygulanan tecridin kaldırılması ve demokratik siyasetin önünün açılması' talebinde bulunuyordu.

Abdullah Öcalan'ın mektubu şöyle:

"Başta açlık grevleri ve ölüm orucuna kendini yatırmış arkadaşlar olmak üzere iki avukatımın yapacağı geniş açıklamalar ışığında eyleminizin sona ermesini bekliyorum. Bana ilişkin maksadınızın hasıl olduğunu da rahatlıkla belirtip hepinize en derin sevgi ve teşekkürlerimiz sunuyorum. Asıl bundan sonrasında da bana yeterli yoğunluk ve iradeyle eşlik etmenizi de özenle belirtiyor ve umuyorum. Bitmeyen sevgi ve selamla."

dsc_1870.jpg

Leyla Güven: Direnişimiz amacına ulaşmıştır

Öcalan'ın mesajıyla birlikte Leyla Güven, açlık grevinde olan tutukluların aileleri aracılığıyla 'eylemini sonlandırdığı' mesajını Diyarbakır'da paylaştı.. Ayrıca cezaevlerinde açlık grevi ve ölüm orucundaki tutukluların da eylemlerini bitirdikleri de duyuruldu.

Eylemini sonlandırdığını yazılı bir açıklamayla duyuran Leyla Güven "Geldiğimiz aşamada, direniş mutlak tecridin kırılmasına yönelik bir kapı araladı" dedi ve 'tecridin tamamen ortadan kaldırılması için farklı yöntemlerle aktif mücadeleye devam edeceklerini' ifade etti.

Leyla Güven açıklamasında "Bugünden itibaren başlatmış olduğum açlık grevi eylemimi sonlandırıyorum. Belirtmek isterim ki açlık grevi direnişimiz amacına ulaşmıştır" dedi.

Leyla Güven, HDP'de yapılan basın açıklamasının ardından Diyarbakır'daki evinden tedavi edilmek üzere özel bir hastaneye kaldırıldı.

Keşke ölüm olmadan sonuçlansaydı

Hastaneye kaldırılırken kısa bir açıklama yapan Güven, "Bu direniş ile Türkiye halkları, Türkiye demokrasi güçleri kazandı. Sayın Öcalan'ın dışarıya sesinin çıkması Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Orta Doğu barışı için çok önemli. Yüreğimiz buruk ama direniş kazandı, keşke hiçbir ölüm olmadan sonuçlansaydı. Bu eylemin birinci gününden bu bugüne ilgi gösteren, katkı sınan herkese çok teşekkür ediyorum" dedi.

dsc_1974-001.jpg

Öcalan: Kürt sorunu dahil Suriye'nin tüm sorunlarında pozitif rol oynayacağım

Asrın Hukuk Bürosu avukatları Öcalan ile Çarşamba günü gerçekleşen görüşmede, 2 Mayıs tarihli yaptıkları görüşmede öne çıkan yedi maddelik metnin tartışılmasından 'memnuniyet duyduğunu' belirttiler.

Öcalan'ın 'toplumsal uzlaşı, demokratik siyaset, demokratik müzakere ve onurlu barış konularının tartışılmasının Türkiye'nin temel ihtiyacı olduğuna inandığını' söylediler.

Görüşmelerde ele aldıkları başlıkların Türkiye siyasetinin temel değerleri haline gelmesi açısından Öcalan'ın üzerine düşeni yapacağını, 2013 yaklaşımı ve duruşunun Türkiye'de yarattığı ortamı ve umudu herkesin bildiğini ve bu mesajının daha fazla tartışılması gerektiğini ifade ettiğini aktardılar.

Avukatlar, 6 Mayıs'ta kamuoyuna sunulan yedi maddelik mesajda önemli bir konunun 'Rojava, Kuzey Suriye, SDG ve Suriye'de sorunların çözümünün nasıl olması gerektiği' maddesi olduğunu hatırlattılar:

"Bu konuda düşüncelerini tekrarladı. İmkan olursa Suriye'nin bütünlüğü içinde Kürt sorunu dahil Suriye'nin tüm sorunları konusunda pozitif rol oynayacağını söyledi. Kendi düşüncelerinin ve çözüm önerilerinin Suriye'nin sorunlarını çözeceğini, Kürtlerin ve diğer toplulukların temel haklarının anayasal güvenceye alınmasının zorunluluğunu da özellikle vurguladı."

dsc_1988.jpg

Abdullah Öcalan'ın avukatları, bu tartışmaların daha derin, tarihi sonuçlara yol açacak şekilde yürütülmesi, günlük, dar siyasi gündemlere sıkıştırılmamasının temel ihtiyaç durumunda olduğunu söyleyerek sözlerine şu ifadelerle devam ettiler:

"İmralı tecridi hukuken ciddi bir problem olduğu gibi siyaseten de Türkiye'nin barış iklimini zedeleyen bir olgudur. Sayın Öcalan'ın politik bir özne olarak rolünü kısmen dahi olsa oynayabildiği zamanlar ise köklü sorunlara çözüm önerilerini sunabildiği dönemler olarak ülke iklimine olumlu tesirde bulunduğu deneyimlenmiştir.

"Sayın Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştığı son dört yılda Türkiye'de ve bölgede savaş, kaos ve krizlerin derinleşmesiyle birlikte tüm toplumsal kesimlere karamsarlık hakim olmuştur. Buna karşın yirmi gün içerisinde sadece iki defa görüşlerini sınırlı bir şekilde paylaşma imkanı bulmuş olması dahi derinleşen sorunlara dönük farklı ve yeni bir perspektifin geliştirilebileceğinin umudunu büyütmüştür."

Ne olmuştu?

HDP Hakkâri Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven Afrin'e gerçekleşen Zeytin Dalı Operasyonuna karşı yaptığı açıklamalar ve DTK hakkındaki soruşturma nedeniyle tutuklanmıştı.

Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla 7 Kasım 2018'de açlık grevine başlayan Güven bir yıl tutuklu kaldığı Diyarbakır E tipi Cezaevi'nden 25 Ocak tarihinde tahliye olmuştu. Güven 200 gün devam eden açlık grevinin büyük bir bölümünü Diyarbakır'daki evinde sürdürdü.

Açlık grevi eylemine Erbil'de Nasır Yağız adındaki Kürt siyasetçi de Leyla Güven'de hemen sonra başladı. Yağız'ın eylemi de 187 gün devam etti.

dsc_2020-003.jpg

Cezaevlerinde sayısı binlerle ifade edilen tutukluların başlattığı grev ise 162. günde. Dilek Öcalan'ın da aralarında bulunduğu onlarca kişi Strasburg kentinde 162 gün sürdü. Ölüm orucuna başlayan 15 kişilik birinci grup 27, 15 kişilik ikinci grup 17 gün eylem yaptılar. Açlık grevi sırasında Mart ayında yedi tutuklu farklı cezaevlerinde tecritleri protesto etmek amacıyla hayatına son verdi. (Kaynak: BBC)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.