“Avukatlar engelleniyor”

“Avukatlar engelleniyor”
‘Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü’nde konuşan Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Habibe Danışman Deyar, meslektaşlarının karşılaştığı zorluklara değindi.

Tigris Haber- Diyarbakır Barosu, eski başkanları Tahir Elçi’nin katledilişinin 161. haftası etkinliği bugün adliye önünde meslektaşlarının katılımıyla yapıldı.

Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü’nde bu hafta Baro Yönetim Kurulu Üyesi Av. Habibe Danışman Deyar konuştu.

baro-2-001.jpg

“3 yıl 2 aydır bu Adalet sarayı önünde ‘Tahir için Adalet’ talebi”ni dillendirdiklerini belirten Deyar,  avukatların maruz kaldıkları hukuk ihlallerine değindi.

Avukatlar tehlikede

Deyar, şunları söyledi: “Tehlikedeki Avukatlar Günü, Avrupa Demokrat Avukatlar Birliği (AED); Dünyada İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Avrupalı Avukatlar Birliği (ELDH) ve Avrupa Barosu İnsan Hakları Enstitüsü (İDHAE) tarafından avukatların meslek yaşamlarında karşılaştıkları baskı ve tehlikelere dikkat çekmek amacıyla ilan edilmiştir.  Bu yıl 9. kez düzenlenen gün her yıl tehlike altında mesleğini ifa etmeye çalışan bir ülkenin avukatlarına 3. kez ithaf edilmiştir. Bir ülkeye bu günün 3. Kez ithaf edilmesi avukatların çok zor şartlar altında çalıştıklarının ve şiddete maruz kaldıklarının açık bir göstergesidir. ‘Tehlikedeki Avukatlar 2019 ‘ raporunda yoksulların haklarını savundukları ve insan hakkı ihlali davalarında görev aldıkları için katledilen yahut ölüm tehdidi altında yaşayan Avukatlar ve katledilen Diyarbakır Baro Başkanımız Av. Tahir Elçi anılarak, raporun Türk ve Kürt avukatlara ithaf edildiği ifade edilmektedir.”

Hak savunucularını suçlu gibi göstermeye çalışıyorlar

Yüzlerce avukatın görevlerini yapma sürecinde soruşturma ve kovuşturma, tutuklama ve cezalara maruz kaldığını ifade eden Deyar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aralarında Av. Selahattin Demirtaş, Av. Aysel Tuğluk, Av. Bekir Kaya; Av. Selçuk Kozağaçlı’nın da bulunduğu sivil toplum örgütlerine üye pek çok Avukat hala cezaevlerinde tutulmaktadır. Gözlerimiz önünde Baro Başkanımızın öldürülmesi ve cinayetin halen çözülmemiş olması 3yıl önce başlayan ve yaşadığımız siyasi süreçle ilintilidir. Tahir’in öldürülmesinden hemen önce başlayan süreçle aslında Diyarbakır özelinde tüm ülkeye ders verilmeye çalışılmış Barış’tan yana; Demokrasiden; İnsan haklarından; Savunma hakkından; Adaletten; Özgürlükten; Adil Yargılanmadan yana düşen yolumuzun önü kesilmeye çalışılmıştır. Bu süreçte çatışmalardan zarar gören; mahsur kalan; can güvenliği-beden sağlığı zarar gören kişilerin davalarını AİHM’ne taşıyan Av Ayşe Acinikli ve Av. Ramazan Demir tutuklanmış; 1136 sayılı Avukatlık kanununun 76. Maddesinde düzenlenmiş, yasadan doğan bir görevi–İnsan Hakları ihlallerine karşı hukukun üstünlüğünün sağlanması görevini yerine getiren Diyarbakır Barosu eski Başkanı Av Ahmet Özmen ve yönetici meslektaşlarımız Av. Sertaç BULUTTEKİN, Av. Serhat EREN, Av. Velat ALAN; Av. İmran GÖKDERE; Av. Nuşin UYSAL; Av. Mahsum BATI; Av. Nahit EREN; Av. Cihan ÜLSEN; Av. Ahmet DAĞ; Av. Neşet GİRESUN hakkında saçma sapan hezeyanlara dayalı iftiralarla dava açılmıştır. Çatışmalı sürece karşı çıkan –itiraz eden Barış imzacısı Akademisyenlerin avukatlarından Av Oya Meriç Eyüboğlu geçen hafta tartaklanmak ve savunma sırasında sözü kesilmek suretiyle İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonundan dışarı atılmıştır. Hak savunucusu meslektaşlarımız yüzlerce dava ve soruşturmaya maruz kalmıştır. Legal Kürt siyasetine yönelik açılan davalarda savunmanlık görevini ifa eden aralarında Baromuz eski Başkanı Av. Emin Aktar ve Baro Başkanımız Av. Cihan Aydın’ında olduğu Diyarbakır Barosu üyesi 42 meslektaşımız uyduruk suçlamalarla 6 Şubat tarihinde Diyarbakır 12. Ağır Ceza Mahkemesinde sözde yargılanacaklardır. Hak savunucularını suçlu gibi göstermeye çalışanlar ‘Adil Yargılanma Hakkı’nın temsilcisi Avukatların görevini yapmasını engellemeye çalışmakla meşguldür.”

baro-4.jpg

Kozağaçlı için suç duyurusunda bulunacağız

Yargılama sistematiğinin çökme aşamasına geldiğini ifade eden Deyar, “Bu günlerde uzun tutukluluk- tutuklamanın devamının dayanaksızlığı/gerekçesiz oluşu-önce tahliye edilip delil durumunda bir değişiklik olmamış iken 1 saat sonra itiraz üzerine tekrar tutuklamanın gerçekleşmiş olması ve bu hukuksuzluğu teşhir edebilmek adına meslektaşlarımız Av Selçuk Kozağaçlı; Av Behiş Aşçı; Av Aytaç Ünsal 24 Ocak tarihinden beri açlık grevine başlamışlardır. Meslektaşlarımızın yaşadığı hukuksuzluğa karşı hukuki savunmanın anlamsızlığı sebebiyle yaşam haklarının zarar görmesinden endişe etmekteyiz. Açlık grevinin 2. Gününde babasını kaybeden Av. Selçuk Kozağaçlı Ceza Muhakemesi Kanunu 93. Maddesine aykırı bir şekilde –kaçacağı yahut başkasının beden bütünlüğüne zarar vereceğine- dair bir emare olmadığı halde en acılı gününde babasının mezarı başına kelepçeli olarak getirilmiş ve bu resim tüm insanların hafızasına utançla kazınmıştır. Meslektaşımıza yönelik bu saldırgan tutum içerisindeki görevliler hakkında Baromuzca açıklama akabinde suç duyurusunda bulunulacaktır” diye konuştu.

Avukatlık yapmak gün geçtikçe zorlaşıyor

Avukatların maruz kaldıkları hukuk ihlallerinin politik davalarla sınırlı kalmadığını belirten Deyar, son olarak şunları vurguladı: “Boşanma davalarında –Ağır ceza duruşma salonları önlerinde; İcra işlemleri esnasında icra mahallerinde silahlı- sözlü – fiziki saldırılara maruz kalmaktadır. Baromuz üyesi Av. Ali Yavuz Aktan ve A Ferdi AKELMA, Ağır Ceza Mahkemesinde gerçekleştirdikleri savunmanlık görevi sebebiyle duruşma sonrası fiziki şiddete maruz kalmışlardır. Meslektaşlarımız; görev ifa etmenin gün geçtikçe zorlaştırıldığı ve mesleğin niteliksizleştirilmesi- itibarsızlaştırılması politikası içinde kokuşmuş bir alanda kirlenmeden direnmeye çalışmaktadırlar. Avukatlara yönelik bu saldırıların bu kadar pervasızlaşması sistematik olup; Hukuksuzluğu ortaya koyacak –Özgürlük ve Adalet –Hak taleplerine ses olacak Meslektaşlarımız susturulmaya çalışılmaktadır. Şüphesiz ki bu politik tavra karşı Diyarbakır Barosunun tutumu, öteden beri insan hakları ihlallerine karşı mücadele vermek ve yine hukuktan yana olan tutumundan taviz vermeden yola devam etmektir. İnsanın en doğal haklarından olan Barış içinde güvenle yaşama istemine ses veren; bunun bedelini canıyla –özgürlüğü ile ödeyen Meslektaşlarımız hep var olsunlar; sağ olsunlar. Diyarbakır Barosu mesleğini onurluca ifa eden- sistematik/politik saldırılara dirayetle göğüs geren her meslektaşının hemen yakınında omuz başında yol arkadaşlığına talepkardır.”

Etkinlik oturma eylemi ile sonlandırıldı.

baro-3.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.