Baluken: Sürecin gidişatı 3 adıma bağlı

Baluken: Sürecin gidişatı 3 adıma bağlı
HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, sürecin gidişatının bağlı olduğu 3 adımı yasal zemin, Öcalan'ın müzakere koşulları ve İzleme Kurulu'nu gösterdi.

Baluken, sürecin AK Parti için yol ayrımı anlamında olduğunu belirtirken, AK Parti'de bütünlüklü bir tutum görmediklerini, görüşme yaptıkları heyet ile dışarıya yansıyan AK Parti'nin yüzü arasında fark olduğunu söyledi.

DİYARBAKIR - HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, sürecin geldiği aşamayı ve atılması beklenen adımları değerlendirdi.  Baluken, yaptıkları bütün görüşmelerde sürecin yürümesi için olması gereken bazı adımların öne çıktığını söyledi. Baluken, bu konularda hükümetin beklemeden adım atması gerektiğini ve sürecin gidişatının da bu 3 adıma bağlı olduğunu söyledi. Baluken bu adımlardan ilkinin müzakere çerçeve yasasının oluşturulması olduğunu vurgulayarak, "Bu adımlar artık hükümetin süreçle ilgili yaklaşımını ortaya koyacak. Bunlardan ilki müzakere çerçeve yasasını oluşturulmasıyla ilgili. Sürecin başladığı günden bugüne kadar yaptığımız bütün görüşmelerde birinci gündem maddesi olarak bu vardı. Aradan geçen 1,5 yıla karşı hükümet adım atmadı. Yaptığımız görüşmelerde edindiğimiz izlenim bu yasama yılı dolmadan bu yasanın çıkması yönünde güçlü bir talebin olduğu ve sürecin devam edip, etmemesi ile ilgili bazı kararları bu müzakere çerçeve yasasının belirleyeceğini gözlemledik. Hükümet ile yeniden görüşeceğiz ve bunun değerlendireceğiz" dedi.

Öcalan'ın müzakere koşullarının düzeltilmesi

Baluken, ikinci adımın ise PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın müzakere koşullarının düzeltilmesi talebi olduğunu söyledi. Baluken, "Müzakereyi yürütecek şekilde bu koşulların ele alınması lazım. Bu konu çok önemlidir. Sayın Öcalan, bu süreci dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş büyük riskleri ve öngörüleri içinde barındırarak yürütüyor. Hükümet bu güne kadar bu kadar güçlü bir irade koyan Sayın Öcalan'ın müzakere koşulları ile ilgili değişiklik yapma yoluna gitmedi" ifadesini kullandı.  Baluken, Öcalan’ın çok kısıtlı bir bilgi akışının olduğunu ve kendi örgütü ile direk bir bağlantısının bulunmadığına da dikkat çekti. Baluken, Öcalan'ın toplumunu birçok kesimi ile iletişime geçmesinin sürecin geleceği açısından son derece önemli olduğunu kaydederek, "Öcalan bunu boş havuzda yüzmek olarak tanımlamıştı. Bu süreç devam edecekse o havuz dolmalı. Öcalan artık her bir konuda uzmanlaşmış heyetlerle görüşmeli. Tarih heyeti, kadın özgürlüğü heyeti, güvenlik konusunda uzman heyetler, hukuk heyetleri ile kapsamlı toplantılar yapacak şekilde müzakere koşullarının düzeltilmesi gereklidir" diye konuştu.

“Öcalan örgütü ile direk iletişim kurmalı”

Baluken, kendileri ile yapılan görüşmelerin tamamının perspektif sunma olduğunu ve Öcalan'ın çözüm projesini bütün başlıkları ile görüşecek zamanı bulamadıklarını kaydederek, uzman heyetlerin gitmesinin önemini hatırlattı. Baluken, şunları kaydetti:

"Öcalan'ın görüşmelerini topluma anlatmasının fırsatı sunulmalıdır. Sayın Öcalan direk olarak kendi hareketi ile iletişim kuracak koşullar sağlanmalıdır. Bölgede son derece zorlayıcı koşulların geliştiğini, halkın ve gerillanın müdahale etme durumuna girdiğini ve zaman zaman Sayın Öcalan'dan direk mesajlar gelmezse zorlanmanın yaşanacağını gözlemledik. Heyetimiz dışında Sayın Öcalan'ın direk kendi örgütüne mesajlar aktarabileceği veya alacağı mekanizmanın kurulması gerektiğini düşünüyor."

“HDP heyeti PKK'yi temsil eden bir heyet değil”

Baluken, "HDP heyeti, her yönü ile tamamen PKK'yi temsil eden bir heyet değil. HDP heyeti İmralı-Kandil ve Ankara arasındaki iletişimi koordine etmeye çalışan bununla ilgili bir eş güdümü somut bir çalışmaya yansıtmaya çalışan pozisyon ve işlev görüyor. Biz Sayın Öcalan ile kendi örgütü arasında bir bağ konumunda değiliz. Fakat böyle bir bağa ihtiyaç var. Kandil'de Başkanlık Konseyi dışında gerillalarla yaptığımız sohbetlerde böyle bir ihtiyacın bariz belirdiğini gözlemledik. Belirli konularda direk kendi önderliklerinin talimatları doğrultusunda süreci götürmek istediklerini ifade ediyorlar" dedi.

 

“Gelinen aşama hükümetin yol ayrımı”

Baluken, bir diğer ayağın ise İzleme Kurulu'nun oluşturulması olduğunu vurguladı. Baluken, Öcalan'ın İzleme Kurulu olması durumunda Lice benzeri olaylarda kimin hatalı olduğunun da ortaya konulabileceğini söylediğini hatırlattı. Hükümetin bu konuda çözümsüz tavrından vazgeçmesi gerektiğini kaydeden Baluken, süreç içinde İzleme Kurulu'nun olması durumunda hükümetin bölgenin her yerine kalekol yapma "pervasızlığını" gösteremeyeceğini de söyledi.

“AKP'de bütünlüklü bir tutum görmüyoruz”

Hükümet heyeti ile yaptıkları görüşmeyi de değerlendiren Baluken, AKP'de bütünlüklü bir tutum görmediklerine işaret etti. Baluken, "Bizim görüştüğümüz heyet ile yaptığımız toplantılardaki içerik ve dışarıya yansıyan AKP'nin yüzü arasında bir fark var. Görüştüğümüz heyet belirli konularda tartışma yapabildiğimiz ve yol alabildiğimiz bir içeriğe açık ancak heyetle yapılan tartışmalardan hemen sonra kabinin bir bakanı çıkıp, o toplantıda konuştuğumuz konuların tamamını tekzip edebilecek bir açıklama yapabiliyor. Yada Başbakan grup toplantısında partimizi, Kürt hareketini ve halkını hedeflendirecek şekilde savaş sürecinin dilini de aşan bir tavrın içine giriyor. Bu doğallığında güven bunalımını getiriyor. Heyetle yaptığımız görüşmelerde partimizin ve halkımızın rahatsızlığını dile getirdik ve hükümet kanadından verilen mesajların tutarlı olması gerektiğini ifade ettik" diye konuştu.

Baluken, kendileri açısından bağlayıcı olanın Başbakan Erdoğan'ın kamuoyuna karşı yaptığı açıklamalar ve verdiği mesajlar olduğunu kaydederken, Erdoğan'ın hakaret eden dili kullandığı sürece hükümetin samimiyetinin yeterli olduğu kanaatine varmayacaklarını vurguladı. (diha)

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.