BARIŞ İÇİN 1000 KİŞİ SİVİL CUMA NAMAZI KILDI

BARIŞ İÇİN 1000 KİŞİ SİVİL CUMA NAMAZI KILDI
Demokratik İslam Kongresi, Diyarbakır’da 14 gündür sürdürdükleri ‘Zulme karşı direniş orucu’ eylemini sonlandırdı.

Yaklaşık bin kişinin katıldığı Cuma namazı sonrası DİK Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu bir açıklama yaptı. Bölgedeki çatışmaların son bulması çağrısında bulunan Bedirhanoğlu, “Allah'ın Bakara suresinin 208. ayetindeki barış ile ilgili emrine itaat etmelerini, barış çağrıları ve girişimlerine olumlu cevap vermelerini, hiç kimsenin yararına olmayan bu kirli savaşı derhal durdurmalarını, sorunun çözümü için diyalog ve müzakerelerin yeniden başlatılmasını talep ediyoruz” dedi.

 

Demokratik İslam Kongresi dün Sümerpark Ortak Yaşam Alanında sivil Cuma namazı kıldı. Sivil Cuma'ya DİK üyeleri, DİAY-DER üyesi melleler, çocukları Sur'da yaşamını yitirenlerin aileleri, HDP Milletvekili İmam Taşçıer'in de aralarında bulunduğu binlerce kişi katıldı. Bölgede yaşanan ölümlere karşı kılınan namazda birlikte saf tutan binler savaşa karşı barış duası okudu. Sivil Cuma namazında 50 kişilik bir kadın grubu da erkeklerin arkasında saf tuttu.

 

Ölümlerin olmaması için duaların edildiği sivil Cuma namazının ardından Demokratik İslam Kongresi adına bir basın açıklaması yapıldı. İki haftadır Sümerpark Ortak Yaşam Alanında ‘Zulme karşı direniş’ orucu tutan ve dualar eden Demokratik İslam Kongresi, dün yaptığı basın açıklamasıyla oruç tutma eylemine son verdiklerini açıkladı. Bölgede yaşanan çatışmalarda yaşamını yitirenler için ve çatışmaların son bulması, barışın gelmesi için dualarda bulunan Demokratik İslam Kongresi adına basın açıklamasını DİK Eş Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu okudu. Kur’an-ı Kerim’den ayetlerle de desteklenen basın açıklamasında barış vurgusu öne çıktı.

14 gündür sürdürdükleri oruç tutma eylemini sonlandıran Demokratik İslam Kongresi açıklamasının satır başları şöyle:

 

“Hiç bir dini referansla izahı mümkün olmayan kirli bir savaş, bütün acımasızlığıyla devam etmektedir”

 Uzun süredir ülkemiz ve bölgemizde akıl tutulması da diyebileceğimiz bir durumun var olduğunu ve günümüze kadar da devam ettiğinin tanıklığını hep birlikte yapmaktayız. İktidar tarafından Kürdistan bölgesinde yürütülmekte olan ve hiç bir dini referansla izahı mümkün olmayan kirli bir savaş, bütün acımasızlığıyla devam etmektedir. Özellikle Cizre ve Sur ilçeleri, iki ayı aşkın bir süredir bütün yaşamsal ihtiyaçlardan mahrum bırakılmak suretiyle acımasız bir abluka içine alınmıştır. Bu ablukayla birlikte her türlü ağır silahlarla, bu şehir merkezleri yoğun bir bombardımana tabi tutulmakta, insanlar öldürülmekte ve yaralanmakta, öldürülenler günlerce öldürüldükleri yerlerde bırakılarak, dini bir vecibe olan teçhiz, tekfin ve defin işlemlerinin yapılması engellenmekte, yaralıların hastaneye kaldırılmasına müsaade edilmemektedir. Özellikle son günlerde, basına ve kamuoyuna da yansıdığı gibi, bazı binaların bodrum katlarında mahsur kalan çok sayıda yaralı insan, hastaneye götürülmeleri için yaptıkları çağrıya rağmen, hastaneye götürülmeleri yerine, içinde bulundukları binalar günlerce bombardımana tabi tutulmuş, söz konusu binalarda ölü ve diri olanlar yanarak tanınamayacak cesetler haline geldiği, cesetler hastanelere taşınmasıyla anlaşılmıştır.

 

Kur’an ayetleri ile barışa çağrı

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de, "Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun, işte onlar kurtuluşa erenlerdir".(Ali İmran, 104) buyurmaktadır.

Peygamberimiz(SAV) ise, bir hadis-i şeriflerinde şöyle emreder:

"Sizden kim bir münker görürse, onu eliyle değiştirsin; buna göçü yetmiyorsa diliyle, buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir". (Müslim, İman, 78;İbn Maceh, Fiten, 20)

“Maalesef devlet yetkilileri, gözleri var ama görmez, kulakları var ama işitmez bir tutum içinde oldular”

Demokratik İslam Kongresi ve tüm bileşenleri olarak, ağır münkerlerden olan tüm bu uygulamalara karşı, Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimiz(SAV)'in sünnetinin rehberliğinde, değişik zamanlarda tepki ve uyarılarımızı, yaptığımız basın açıklamalarla kamuoyuyla paylaştık… Gelinen aşamada, 14 günlük eylemimizin devam ettiği süre içinde bir-çok basın ve yayın kuruluşlarıyla ilişkiye geçerek, yaptıkları programlara katılım sağlayarak, Direniş Orucunun amaç ve hedefleri anlatıldı, devam eden insani ve İslami olmayan savaşın derhal son verilmesi gerektiği konusunda elimizden geldiğince kamuoyu oluşturmaya çalıştık. Çok sayıda siyasi parti, akademisyen ve sivil toplum örgütlerinin de buna benzer etkinliklerle tepkilerini ifade etmelerine rağmen, maalesef devlet yetkilileri, gözleri var ama görmez, kulakları var ama işitmez bir tutum içinde oldular. Kendilerinden olumlu bir tepki beklenirken, zaman zaman eylemcilere tehditler savurarak, savcıları göreve çağırmak suretiyle eylemciler hedef gösterildiler.

 

“Sorunun çözümü için diyalog ve müzakerelerin yeniden başlatılmasını talep ediyoruz”

Demokratik İslam Kongresi ve tüm bileşenleri olarak, insani ve İslami olmayan bu tutum ve davranışları kınıyor, bu savaşı sürdüren herkesten, Allah'ın Bakara suresinin 208.ayetindeki barış ile ilgili emrine itaat etmelerini, barış çağrıları ve girişimlerine olumlu cevap vermelerini, hiç kimsenin yararına olmayan bu kirli savaşı derhal durdurmalarını, sorunun çözümü için diyalog ve müzakerelerin yeniden başlatılmasını talep ediyoruz.

 

Haber: Ali Abbas YILMAZ

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.