Bingöl dağ keçileri avcıların hedefinde

Bingöl dağ keçileri avcıların hedefinde
Bingöl’de 7 çengel boynuzlu dağ keçisi ile 7 yaban keçisinin avlanması için ihale açıldı. BİNÇEVDER Başkanı Cuma Karaaslan, ihalenin ülke sathında katılımcılara açık olduğunu belirterek, “Kalan birkaç dağ keçisi, geyik, ceylan vb. hayvanların öldürülmesi doğal döngüde onulmaz yaralar açacaktır” dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce yayımlanan “Av Turizmi Uygulama Talimatı”nda, Dersim’de 17 dağ keçisinin avlanabileceği duyurulmuştu. Dağ keçilerine kutsiyet atfeden Dersimliler bu karara sert tepki gösterdiler ve izin iptal edildi.

 ‘AV ALANINDA KATLİAM OLACAKTIR’

Bingöl’de 2020-2021 av sezonunda 7 çengel boynuzlu dağ keçisi ve 7 yaban keçisinin öldürülmesi için izin çıktığı öğrenildi. Bu izin kullanıldı mı? Bu konuda bilginiz var mı?

Edindiğimiz bilgilere göre bu sezon 1 Nisan 2020 ve Mart 2021 dönemlerini kapsamaktadır. Bu konuda 03.07.2020 tarihinde 2 adet yaban keçisi (Ayanoğlu) 3 adet yaban keçisi (Kiğı Şeytan Dağları), 2 adet çengel boynuzlu dağ keçisi (Ayanoğu), 3 adet çengel boynuzlu dağ keçisi (Kiğı Şeytan Dağları) bölgelerinde olmak üzere toplam 10 adet yaban hayvanımız için ihale yapılmıştır. İhale Erzurum Yaban Hayatı Koruma Şubesi’nde yapılmış ve sonuçlarından haberdar değiliz. İhale yapıldığı ekte belge ile kesin olarak bilinmektedir.

Bingöl sınırları içinde kaç çengel boynuzlu dağ keçisi ve yaban keçisi bulunduğuna dair bilgi var mı?

Bingöl’de Şeytan Dağları (603) ve Ayanoğlu (390) bölgesinde toplam 1000 adet civarında dağ keçisi ve çengel boynuzlu dağ keçisi bulunmaktadır. Bingöl’de 7 yaban keçisi ve 7 çengel boynuzlu dağ keçisinin avlanmasına izin verildi. Her bir yaban keçisi için 14 bin TL avlanma ücreti belirlenirken, çengel boynuzlu dağ keçileri için ise 8 bin 500 TL avlanma ücreti belirlendi. Ülke genelinde, 480 yaban keçisi, 39 çengel boynuzlu dağ keçisi, 9 Anadolu yaban koyunu, 14 ceylan, 89 kızıl geyik, 167 karacanın avlanmasına izin verildi.

7 keçinin avlanması için izin verilmiş. Av için izin alan avcıların 7 keçi avlamakla yetineceğini düşünüyor musunuz?

Bu konu istismara açıktır. Bir defa ölümün azı çoğu yoktur. Bir tane keçi bile kıyılamayacak kadar değerlidir. Hayvanları zevk için öldüren ve bunu para ile yapan güç sahipleri bence o avlak alanı kendilerinin bozuk ruhlarını ortaya koyarak katliamı çoğaltacaklardır. Bu kapsamda parayı verip denetimsiz bir av ve asla denetlenemeyecek bir sürece katılan bu kişiler elinde silah ile nasıl bir ruh hali taşıyorlarsa artık düşünmesi bile ürkütücü. Biz az ya da çok değil, bu cinayetlerin ortadan kaldırılması ve hayvanlarımızın doğal döngü ile yaban hayatın parçası olarak yaşamlarını sürdürmelerini arzuluyoruz. Doğal ölümlerde ölenin eti o doğada kalanlara nimet olarak katkı sunmaya devam eder. Tüm canlılar için, ölüm de yaşam da doğal döngü ile devam etmelidir. Av yaparak zevk uğruna canlıların öldürülmesi cinayettir. İlk çağlarda insanın beslenmesi ve yaşamını idame ettirmesi için avcılık doğal döngü içinde bir hal iken, modern dediğimiz çağın insanı, üretim tüketim zincirini güçlendirerek, özellikle açlık konusunda riskleri aşmıştır. Ne yazık ki dünyada hala açlık ve yoksulluk çeken insanlar olmasına rağmen, avcılığı bu insanların değil, zenginlerin yoksullaştırdığı dünyaya inat doğadaki canlıları para ile vurması ve buna alet olan yöneticilerimizi anlamak mümkün değildir.

 

.

‘DOĞAL DÖNGÜDE ONULMAZ YARALAR AÇACAKTIR’

Devlet kurumu keçilerin avlanmasına izin verirken siz neden karşı çıkıyorsunuz?

Bir kurum bakmakla yükümlü olduğu alana giren tüm flora ve faunayı yaşatmak için para, emek, çaba harcaması gerekirken, para ile avcılığı başlatması ve gündemine olması akıl tutulmasıdır. Hızla tükenen hayvan nesli bir yana, kalan birkaç dağ keçisi, geyik, ceylan vb. hayvanların öldürülmesi doğal döngüde onulmaz yaralar açacaktır. Yeryüzünde yaşama dahil olan tüm canlıların dünya ve ekosistem üzerinde önemli fonksiyonel değerler ürettiği ve bu ürettiği değerler ile dünyanın doğanın döngüsüne katkı sunduğu muhakkaktır.
Bir hayvanın ölümü, insanın zevkine kurban edilmesi bu fonksiyonel değerlerin zincirinde kırılma yaratır. Bu kırılma zincirin bozulmasına neden olur. Hayvanlar ormanların, ormanlar ekolojinin, toprağın, insanın yaşamı için bedava çalışan ve karşılığını para ile sağlayamayacağımız lütuflardır.
Su, orman, iklim ve doğa düzenleme konusunda fonksiyonel değerler üreten bu varlıklar yok olduğunda dünya 10-40 yıl ancak yaşar. Ama insan nesli yok olduğunda dünya sonsuza kadar yaşar. İşte bu nedenle onurlu yaşamlar için her bireyin koruma ve ahlaksal erdemler ile bu varlıklara şükretmesi gerekirken, av denilen cinayet ile dünyanın kalbini sökmek, geleceği yok etmektir. Çocuklarımıza temiz bir doğa ve yaşanılabilir ekosistemi emanet olarak taşımamız şarttır.

Dersim ve Eskişehir’de tepkiler üzerine benzer izinler iptal edildi. Bingöl’de de bu konuda bir hassasiyet vardır diyebilir miyiz?

Dersim’de ve Eskişehir’de yapılan kampanyalara bizler de katkı sunduk. Bu arada komşuların kampanyalarını desteklemekle meşgul iken sessiz sedasız Bingöl’ün de kuyusu kazılmış meğer. Bingöl’de bu hassasiyet elbette var. 2-3 gündür gerek sosyal medya gerek yerel basın haberleri hem paylaşılıyor hem de iptal kampanyaları ile alabildiğine bir ilgi ile devam etmektedir. Şu anda herkes bu kapsamda ne yapabiliriz üzerine kafa yoruyor. En kısa zamanda bu yanlış karardan dönülmesini bekliyoruz.

‘BİNGÖL BAROSU HUKUKİ SÜRECİ ÜSTLENDİ’

Spor olarak nitelendirilen avcılık, Bingöl’de yaygın mıdır?

Spor olarak avcılığı tanımlama fikrine katılmıyorum. Bir şeyin ucunda ölüm var ise o spor değildir. Eğer spor olarak yapacaklarsa fotoğraf makinelerini alıp çıksınlar dağlara, en güzel hayvan ve doğa fotoğrafları çeksinler, biz de onların fotoğraflarına ödül verelim. Av değil, sanat yapsalar.
Bingöl, yüz ölçümü alan ortalaması olarak %28,4 orman varlığı ile Tunceli’den sonra en büyük orman varlığına sahiptir. Tunceli’ye komşu olması ve aynı cins meşe orman varlıkları ile ortak bir flora ve fauna ekosistemine sahiptir. Bu nedenle avcıların dikkatini çeken bir yaban alan olmaktadır.
Bingöl’de avcılık, atıcılık kulübü yıllardır var tabi. Eskiler ve yenilerin avcılık ve atıcılık hikayeleri hâlâ kulaklarımızda çınlıyor. Ancak bu alanda ihale ile yapılan çalışmalar tüm ülke sathından katılımcılara açık olduğundan ne tür bir katılım sağlanıyor bilememekteyiz. Bu dengeyi korumak ve gelecek neslin emaneti olarak onurla taşımak vazifemiz, ahlakımız ve tek işimiz olmalıdır. Hızla tükenen hayvan nesli bir yana, kalan birkaç dağ keçisi, geyik, ceylan vb. hayvanların öldürülmesi doğal döngüde onulmaz yaralar açacaktır. Bugün yaşadığımız salgın hastalıklar ve geçmişte yaşanan salgın hastalıklar insanın canlı varlıklar üzerindeki baskısı ve yanlış uygulamaları sonucu oluşmuştur. Ne yazık ki insan, dünyanın başına gelmiş en büyük bela halini almıştır. Çocuklarımıza temiz bir doğa ve yaşanılabilir ekosistemi emanet olarak taşımamız şarttır. Unutmayalım, aynı gemideyiz ve kamaranızın lüks olması sizi kurtaramayacaktır. Küresel felaketler herkesi eşit kılar

BİNÇEVDER ve Bingöl’deki diğer STK’lar, iznin iptali için girişimde bulunacak mı?

Bu konuda BİNÇEVDER, Bingöl Barosu ve Gazeteciler Cemiyeti olarak bir araya geldik. Baromuz hukuki süreci üstlendi. İlk etapta dilekçe ile iptal istemi oluşturmak üzere kuruma başvuru yapıldı. Bu süreci takip ederek verilen cevaplara göre hukuki süreç devam ettirilecektir. Kurum idari olarak iptal etme yetkisine sahiptir. Oluşan tepkiler ile geri adım atarak iptal ederse ne ala, etmezse, aynı anda mahkeme yoluna başvurularak Tunceli ve Eskişehir’deki içtihada binaen kısa sürede karar alınmasını bekliyor ve umut ediyoruz. Kaynak: Gazete Duvar

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.