Bismil’den Avrupa’ya açılan marka

Bismil’den Avrupa’ya açılan marka
Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’nde yaklaşık 20 yıl önce 100 metrekarelik bir alanda kurulan TEKBOR, hem ülke geneline hem de Avrupa, Asya ve Ortadoğu ülkelerine çelik boru ihracatı yapıyor

İlyas AKENGİN / ÖZEL - Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’nde yaklaşık 20 yıl önce 100 metrekarelik bir alanda kurulan TEKBOR, hem ülke geneline hem de Avrupa, Asya ve Ortadoğu ülkelerine çelik boru ihracatı yapıyor.

Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 20 yıl önce 3 işçi ile başlayan ve bugün bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla yürüyen TEKBOR’un serüvenini gazetemize değerlendiren TEKBOR Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tekin, İlçede üretilen çelik boruların Türkiye’nin yanı sıra Avrupa ve Asya ülkelerine gönderildiğini söyledi.

TEKBOR Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tekin ile şirketin CEO’su Haktan Tekin, TEKBOR’un dünü, bugünü ve geleceği ile ilgili merak edilen birçok konuyu ve şirketin hedeflerini Tigris Habere değerlendirdiler.

bismil’den-avrupa’ya-acilan-marka.jpg

Mehmet Tekin kimdir, bu kademeye nasıl geldi, ne tür bedeller ödedi?

1961 yılında Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’ne bağlı Tepecek Köyü’nde doğdum. İlk Okulu aynı köyde Ortaokul ve Liseyi Batman’da tamamladım. 1980 yılının siyasi atmosferinden dolayı kazandığım üniversiteye başlayamadan köye geri döndüm. 12 Eylül darbesinden sonra Diyarbakır’a yerleştim. Askerliğimi yapıp evlendikten sonra çok değişik ve ağır işlerde çalıştım. Bunların içinde amelelik, kalıpçılık, bakkal, minibüsçülük, kamyon şoförlüğü ve taksicilik yaptım. Bu zahmetli işlerde bir türlü aradığımı bulamayınca ticarete atılmaya karar verdim. Rahmetli babamın katkılarıyla kardeşlerimle ortak bir sac, demir, köşebent ve benzeri mamuller satan dükkan açma kararı verdik ve açtık. Bir yıl kadar çalıştıktan sonra daha önce müdavimi olduğum memurluk sınavlarından maliyeyi kazandığıma dair elime bir yazı geldi. Açtığımız küçük ve az sermayeli işletme üç kardeşi geçindirmeye yetmeyince işletmeyi kardeşlerime bırakıp memurluğa başlama kararı aldım. Yaklaşık 5 yıl çalıştıktan sonra Maliyeden ayrılıp tekrar işletmenin başına geçtim. Tarih 1995 yılını gösteriyordu. Bu tarih Bismil’de pamuk ekiminin yavaş yavaş geliştiği bir dönemdi. Pamukçular için el kaynağı ile boru üretmeye başladık. İlçemiz küçük olduğu için herkes Diyarbakır yada Batman’a gidip Boru yapıyordu. Bizde bu süre zarfında işi nasıl büyütürüzün hesabını yaptık. Sanayi’deki bütün kaynakçılarla bir araya geldik, az kar ve kaliteli iş yapma ve sürümden kazanma konusunda herkesi ikna ettik. Çalışmalarımız sonuç verdi, Bismil’de 1 yıl içinde yapılan boru 5 bin metre kareyken, iki yıl içinde 50 bin metre kareye, 5 yıl içinde ise 200 bin metre kareye çıktık. Artık boru denince akla Bismil geliyordu. Başta Adıyaman olmak üzere Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin ve Siirt gibi illerin merkezi haline gelmiştik. Kalitemizin ünü bütün bölgeye yayılmıştı. Artık yavaş yavaş resmi kurumların da boru talebi başlayınca ilkel yöntemlerle yaptığımız borunun ihtiyaçlara cevap vermediğini görünce fabrika kurma kararı aldık. 2000 yılında makine siparişlerimizi verdik. Tam bu esnada meşhur 2001 krizi yaşandı. Aldığımız ham madde ve makinelerin tamamını dolar bazlı olduğu için çok zorlandık. 660 TL’den dolar 1350’ye çıktığı için neredeyse her şeyimizi kaybedecektik. Makineler geldikten sonra altı beton yapılmış üstü açık olan arsamıza bıraktık. İşleri 3-4 yılda ancak toparladık. 1000 metrekareyle başladığımız fabrikamızı parça parça büyüterek 2008 yılında 12 bin metrekare kapalı alana ulaşmayı başardık.

bismil’den-avrupa’ya-acilan-marka-001.jpg

200 metre karelik bir alandan Türkiye'nin en önemli firması haline nasıl gelindi?

Tabi ki büyümek için önce var olanla yetinmemek statükocu, olmamak, ileriye yönelik hedef ve hayallerin olması lazım. Bu hedeflere ulaşmak için de çalışmak ve risk almak gerekiyor. Önümüze çok büyük engeller çıktı. Yıllarca telefon ve interneti fabrikaya getirmek için uğraştık. Elektrik kesintileriyle uğraştık. Bölgemizde kalifiye eleman sıkıntısı had safhada olduğu için bütün elemanlarımızı tarladan, bağdan, bahçeden getirip sıfırdan kendimiz yetiştirdik. Bugün dünya standartlarında boru üretmemiz öyle kolay olmadı. Tabii büyümenin temel şartlarından biri de başarma azmi ve inançtır. Birazda felsefendir. Kendi memleketine yatırım yapmak çok önemlidir, bizi bu günlere getiren insanlara karşı vefa borcumuz vardı. Yıllardır 120-150 kişiye istihdam sağlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. Küçücük İlçemizden Avrupa, Afrika ve Asya kıtasından 15 ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye’nin hemen hemen bütün şehirlerine mal gönderiyoruz. Daha önce bölgemizden batıya para gidip mal gelirken şimdi tersine bir hareketle dışarıdan yurtiçinden ve yurtdışından ilçemize para gelmektedir. Buda katma değeri artırmakta refahı yükseltmekte aş ve iş olarak sahaya yansımaktadır.

bismil’den-avrupa’ya-acilan-marka.JPG

Peki bu başarınızın sırrı nedir?

Başarın sırrı belki klasik olacak ama üç dört başlıkta toplayabiliriz. Birincisi bence dürüst olmaktır. Verdiğin sözü mutlaka tutmak, siparişlerini zamanında teslim etmek ve güven vermektir. İkincisi kalitedir. Kaliteli mal üretmek dünya standartlarında mal üretmek ve malının arkasında durmaktır. Üçüncüsü azim ve çabadır. Yılmadan en olumsuz koşuları bile olumluya çevirmektir. Bakınız 35 yaşından sonra üniversiteyi 40’ında mali müşavirlik diplomamı aldım. İnsanın hedefine koyup ta yapamayacağı şey yoktur. Yeter ki istesin. Tabi ki bölgemizin olumsuz koşulları dezavantajları, yılların sıkıntıları var. Eksilerden başlıyoruz. Ama bu durum yıldırmamalı daha çok çalışmalı ki aradakini telafi edebilelim. Dördüncüsü  sürekli ileriye bakmak dünyayı okumak gelişmeleri  teknolojiyi takip etmektir. Yenilikleri takip etmeden okumadan başarmak çok zordur. Dünya endüstri 4/0 ile meşgulken yapay zekayla uğraşırken, değişen dünya koşullarına ayak uydurup ona göre pozisyon almazsan başarmak imkansızdır.

Bundan sonraki hedefiniz ne. Son iki yıldır Türkiye'de ciddi bir durgunluk var. Bu durum sektörünüzü nasıl etkiliyor?

Hepimizin malumudur son iki yılda ciddi anlamda bir durgunluk kriz hali var. Bu bütün sektörleri olduğu gibi bizi de etkilemektedir. Yükselen faizler, finansmana erişimdeki ciddi sıkıntılar, ihracat desteğindeki eksiklikler, teminatların gerçek değerlerinden gösterilmeme gibi olumsuzluklar, sıkıntılarımızdan bazılarıdır. Bizim TEKBOR olarak en büyük avantajımız krizi önceden görmemizdir.2017’nin sonlarında yaklaşan sıkıntıyı gördük ona göre tedbirler aldık. Uzun vadeli kredilere döndük ihracata yönelerek ihracatımızı üç katına çıkardık, döviz TL dengemizi sağladık. Bu vesileyle krizi daha az hasarla atlatmayı başardık. Aksi halde atlatma durumumuz çok zordu. Kısacası dünya ekonomisini takip etmenin olumlu yansımasını yaşadık.

bismil’den-avrupa’ya-acilan-marka-001.JPG

Bu durgunluk nedeni ile küçülmeye gitmeyi düşünüyormuunuz?

Büyüme konusu şu an sıkıntılı bir durum biraz daha beklemek durumu izlemek gerekiyor. Ekonomik durgunluk sadece Türkiye’nin değil şu anda dünyanın da sorunu izliyoruz. Küçülmeyi şimdilik düşünmüyoruz.

Siz bu aşamaya gelmek için çok bedel ödediniz. Son iki yıldır bayrağı oğlunuza devir ettiniz. Bu durumla ilgili neler söylemek istersiniz?

Tabii bu aşamaya gelinceye kadar büyük sıkıntılar yaşadık. Demin de bahsettiğim gibi nitelikli eleman, teknik eleman, profesyonel yönetici profesyonel ihracatçı gibi konularda çok sıkıntı yaşadık. Bölgemizde sanayinin evveliyatı olmadığı için neredeyse bütün ilkleri biz yaşadık. Bunun için bizim yaşadığımız sıkıntıları onlar yaşamasın diye çocuklarımı yurt dışına eğitime gönderdim. Büyük oğlum Haktan eğitimini başarıyla tamamlayıp döndü. Şirketin Ceosu dış ihracattan sorumlu yönetim kurulu üyesidir. 4 dil bilmesinden dolayı ihracatta büyük ivme kazandırdı. Küçük oğlum Zuhat hem okuyor hem de bizde çalışıyor. Satın alma finans ve lojistik kısmına bakıyor. O da kendi alanında başarıyla çalışmaktadır. Ben deneyim ve tecrübelerimi aktarmaya devam ediyorum. Şirketi daha iyi yerlere taşıyacaklardan eminim son derece sorumluluklarının farkındalar. Buralara kolay gelinmediğinin de farkındalar.

Çocuklarınız mirasınızı ve bayrağı yukarı taşıyabilir mi?

Bayrağı yukarıya taşıyacaklarından hiç bir şüphem yoktur.  Bu röportaja zaman ayırıp bana bu fırsatı tanıdığınız için teşekkür ederim.

Şirketin CEO’su Haktan Tekin ise babasının bıraktığı mirası büyütme hedefinde. 4 dil bilen Tekin Viyana’daki okulunu tamamladıktan sonra Diyarbakır'a geldi. Tekin 2 yıldan bu yana babasına ait olan şirkette çalışıyor. Şimdi de Haktan Tekin’in hikayesine ve hedeflerine bakalım.

Haktan Tekin kimdir?

dsc_3094.jpg

1986 yılında Diyarbakır’da doğdum. İlkokul, Ortaokul ve Liseyi Diyarbakır’da tamamladıktan sonra yabancı dil öğrenebilmek için fabrika yerine Antalya’ya gittim. Burada garsonluk, bodyguardlık yaptım. Bu sırada yeni diller, yeni insanlar tanıdım. Kocaeli Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünü okurken yurt dışına çıkma gereksinimi duydum ve Viyana Üniversitesine geçiş yaptım. Geçiş yaptıktan sonra ilk bir yıl Almanca dilini öğrendim ve sonra da üniversite hayatına giriş yaptım. Okulumu başarılı bir şekilde tamamladım. Oradan Viyana Üniversitesi Uluslar arası ilişkiler bölümüne geçtim. 2015 yılında mezun oldum. Mezun olduktan sonra hemen dönüş yapmadım çünkü o dönem siyasi bir takım olaylar vardı. Ben orada kalıp gastronomik olarak daha önce de turizmden elde ettiğim deneyimi pratiğe dökmek adına ilk Restaruantımı Viyana’da açtım. İki yıl içinde Viyana'nın farklı yerlerinde 3 restorant açtım. Ardından babamın isteği üzerine Diyarbakır’a döndüm. Ben de yurt dışında elde ettiğim deneyim olsun, dil olsun bunları hem memleketimiz  için hem ailem için kullanmak  adına her şeyimi  bıraktım. 4 dil biliyorum. İki yıldır şirkette çalışıyorum.

bismil’den-avrupa’ya-acilan-marka-002.JPG

Fabrikadaki göreviniz ne?

Şuan şirketin Cio’su durumundayım; yani ilgilenmediğim hiçbir alan yok. Ancak daha çok ihracat departmanı üzerinde duruyorum.

Zor olmadı mı?

İlk başlarda oraya gittiğim için bana deli diyenler oldu çünkü çok zorlandım. 15 yıllık süre zarfında çalışmadığım an yoktur. Evet zor oldu ama gidip okuduk ve o diplomayı da alıp getirmek boynumuzun borcuydu.

Burada işler hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

Yıllık kapasitemiz 72 bin ton. Bu sene 30 binini gerçekleştirmek üzereyiz. Kriz yılı olmasına rağmen 14 ülkeye ihracatımız sürmekte. Avrupa’da İtalya, Portekiz, Hırvatistan, Romanya, Bulgaristan, Ortadoğu’da Ürdün, Kuzey Afrika, Cezayir, Tunus, komşu ülkelerden ise Irak, Ermenistan Gürcistan. Hedefimiz 2020’ye kadar bu ülke sayısını 20’ye çıkarmak.

Şirket bünyesinde kaç kişi çalışıyor?

Krize rağmen 25 kişi daha aldık. Şu an çalışan sayımız 110. Hedefimiz bu sayıyı 150 kişiye çıkarmak. Dünyadaki teknoloji sistemlerinin gelişmelerini takip etmek ve kendi makinelerimizi bu şekilde revize ediyoruz bununla ilgili her sene ciddi bir bütçe makinelerimizin revizelerine ayırıyoruz bu bizim için çok önemlidir.  Benim buraya gelme nedenim bayrağı alıp ileriye götürmek. Onca şeyi bırakıp geliyorsam benim burada hedeflerim var.

Peki sizin hedefiniz ne?

Burada 3 hedefim var. Birincisi BOTAŞ doğal gaz boruları  için gerekli belgeyi  almak, personel sayısını 150’ye çıkarmak ve 21 ülkeye ihracat yapmak

Çalışanlar Bismil’den mi?

Büyük çoğunluğu Bismilli, Diyarbakır’dan gelen 5-6 kişi var. Çalışma koşullarımız Avrupa standartlarında. Bu konuda kesinlikle taviz vermiyoruz. Çalışanlar, hafta sonu izinlerini yapar varsa fazla mesaileri yazılır. Servis ve yemek hizmetleri var. Sigortasız çalışan hiç kimse yok.

Ekonomik olayların gidişatını siyasi olaylara paralel olarak takip etmekteyiz. FED’in faiz indirimi, doların artışı, dış ülkelerin Türkiye’ye  kotası olduğu zaman bizde kendimize göre tedbirler alıyoruz.  Bu işin okulunu okuduğum için gerekli müdahaleleri yapıyoruz. Yani bizi tehlikeye sokacak işlere girmemeye çalışıyoruz. Bazen TL bazlı projeler çıkıyor, araştırıyoruz soruyoruz parası altı yedi ay sonra alınacaksa ya kurumuzu ona göre belirliyoruz yada hiç girmiyoruz. Bu konuda da kendimize güveniyoruz.

bismil’den-avrupa’ya-acilan-marka-003.JPG

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sorunların sektöre yansıması oluyor mu?

Hammaddeyi,  Tosyalı holding değimiz firma satıyor. Ton bazında ve dolar karşılığında alıyoruz. Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılardan daha kötü bir dezavantajımız var. Biz diğer fabrikalara göre çok dezavantajlı durumdayız. Bu işi yapan fabrikaların yüzde 80’i İskenderun’da. Ham madde ve liman çok yakın olduğu için kendilerine ciddi anlamda avantaj sağlıyorlar. Biz ise hammaddeyi İskenderun’dan getirtip işleyip, tekrardan boruyu işleyip batıya gönderdiğimiz için iki kere nakliye parası ödüyoruz.  Bunun içinde biz girdiğimiz ihalelerde karımızı minimalize ediyoruz etmek zorundayız. Yoksa diğer büyüklerle yarışamayız. Bizi var eden dürüstlüğümüz ve itibarımızdır. Bizi tanıyanlarla ilişkimiz uzun süreli oluyor. Çok esnek bir sistemimiz vardır. Verdiğimiz söz ne olursa olsun bilsek ki biz o projeden 300 bin 500 bin dolar zarar edeceğiz sözümüzden geri dönmüyoruz. Bizi ayakta tutan dürüstlüğümüz ve itibarımız, başka hiçbir şey değil. Biz bu şartlarda İskenderun’daki bir fabrikayla yarışma şansımız çok az ama adam tek boru deyince tamam bu sözünde durur diyor.

Dezavantajlı durumda olmamıza rağmen biz büyüklerle yarışıyoruz. İSKİ için bir parantez açmak istiyorum. İSKİ şimdi bizim için bir devrimdir. İSKİ borunun son noktasıdır. İSKİ’ye boru verebilen bir firma Türkiye’de veremeyeceği, satamayacağı hiçbir yer yoktur. Çünkü şartnamesi ağırdır, testleri ağırdır, kontrolleri ağırdır ve bize kimse ihtimal vermiyordu. Devler liginin içinde biz de ihaleye gidip üç büyük kalemini aldık. Devler ligine giren ilk firmayız, bu konuda mütevazi olamayacağız çünkü orası parsellenmiş bir yerdi. Çok şükür de ilk sevkiyatımızı da ikinci sevkiyatımızı da başarıyla  yaptık , geri kalan sevkiyatları da başarıyla yapacağımıza inanıyoruz.

Onlara ne kadar malzeme veriyorsunuz?

Aylık 1200 ton gönderiyoruz. Biz devlerle daha adaletli ortamlarda bu devlerle yarışmak için fabrikamızı bir tanesini de İskenderun taraflarında açmayı hedefliyoruz. Bu en büyük hedefimizdir. Krize denk gelmeseydik adımları da atılmıştı. Erzin’de arsa almıştık. Bir süreliğine erteledik, iptal etmedik. Çünkü biz biliyoruz ki geleceğimiz o taraflardadır. Buradaki fabrikayı da gelişmekte olan Suriye Irak bölgesi için açık tutacağız. İskenderun’daki boru fabrikası ise dünyanın dört bir yanına ihracat yapacak.

dsc_3091.jpg

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey varmı?

Zaman ayırıp buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Bağımsız ve tarafsız haber anlayışınızın sürmesini diliyorum. Sona olarak şirket olarak sosyal sorumluluk projelerine destek olmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda Bismil İlçesi’ndeki bir Anaokulunun kütüphanesini yapıyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum