Bölge Baroları toplandı
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin ölümüyle ilgili sır perdesinin aralanmasının istendiği açıklamada, Türkiye'nin iç ve dış siyasetindeki en temel açmazın Kürt sorunu olduğu vurgulandı.
Diyarbakır Barosu ve Bölge Barolar Birliği Üyeleri, Adli Yıl açılışı nedeniyle Diyarbakır’da toplandı.
Muş Baro Başkanı ve Bölge Borlar Birliği Dönem Sözcüsü Av. Feridun Taş, günün anlam ve önemine yönelik bir açıklama yaparak, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin ölümüyle ilgili sır perdesinin aralanmasını istedi.
Daha sonra söz alan Diyarbakır Baro Başkanı Yardımcısı Ahmet Özmen, yeni bir Adli Yıla ve 1 Eylül Dünya Barış gününe girerken, yeni adli yılın ve dünya barış gününün, ülkemize, milletimize, insanlığa ve dünyaya, barış, sağlık ve mutluluk getirmesini dilediğini söyledi.
“SORUNU AŞMANIN YEGANE YOLLU BARIŞTIR”
Özmen, Baro Başkanları Tahir Elçi’nin hunharca bir kurşunla katledilmesinin hemen akabinde bölgede ve özellikle de Diyarbakır’da aylarca süren çatışmalar yaşandığını belirtti.
Özmen, “Kentlerimiz yakılıp yıkıldı. Yüz binlerce insanımız evini barkını terk etmek zorunda kaldı. On binlerce insanımız kış soğuğunda sokaklarda yaşadı. Yurttaşlarımız beslenme, barınma, sağlık, eğitim ve başta yaşam hakkı olmak üzere birçok temel hak ve özgürlüklerden mahrum bırakıldı. Nice sivil insanımız, çocuklarımız, kadınlarımız öldürüldü. Çatışan taraflardan, hayatlarının baharında yüzlerce, asker, polis veya örgüt üyesi olan gençlerimiz yaşamlarını yitirdi. Bilinmelidir ki Türkiye'nin iç ve dış siyasetindeki en temel açmaz Kürt sorunudur. Bu sorunu aşmanın yegane yollu da barıştır. Demokrasidir. Müzakeredir. Bu acıların yaşanmaması için şiddette ve çatışmasal ortama derhal son verilmelidir” dedi.
Yeni umutlarla yeni bir adli yıla girmek isterken maalesef hukukçulara ve topluma umut olabilecek olumlu hiçbir gelişmeyi göremediklerini ifade eden Özmen, çünkü şiddet ve çatışma ortamında bir iyileşme görülmediğine dikkat çekti.
“YETKİLİLERİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ”
Her geçen gün adalete ve hukuk devletine olan inançlarının daha da azaldığını kaydeden Özmen, şöyle dedi:
“İnsan hak ve özgürlükleri ile kutsal yaşam hakkını hiçe sayan bu kadar aykırılıkların, keyfiliklerin ve şiddetin olduğu bir yılda, maalesef adli yıl açılışını bir kutlama şeklinde yapamıyoruz. Ancak, yine de insan hakları ve hukuk mücadelemizi hiçbir yılgınlığa kapılmadan sürdüreceğimizi yineleyerek, herkesten temenni ve beklentilerimizi dile getireceğiz. Öncelikle yeni bir Adli yılla girerken değerli Baro Başkanımız Tahir Elçi’nin onlarca kamera önünde katledilmesinden bu güne kadar dokuz ay gibi bir süre geçti. Tüm ilgili yetkililerce tarafımıza söz verilmesine rağmen, soruşturma dosyasında henüz her hangi bir olumlu ve umut verici ilerlemenin sağlanamadığını üzüntüyle dile getirmek ve hatırlatmaz zorundayız. Bunca süre içinde soruşturma dosyasında henüz tek bir kişi bile şüpheli sıfatıyla sorgulanmamıştır. Bu durum dahi tek başına adli mekanizmaların içler acısı halini yeterince ortaya koymaktadır. Bu bağlamda yetkilileri göreve davet ediyoruz.”
“YARGININ BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI HEP SORUNLU”
Yıllarını insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesine adamış, toplumsal barış ve hukuk devleti içinde birlikte yaşamaya engel teşkil eden ve dinamitleyen askeri/sivil darbe veya darbe girişimleriyle şiddetin tamamını bir kez daha buradan kınadıklarını ifade eden Özmen, “Her kesimce, sivil demokratik yol ve yöntemlerin önünün açılması için, gereğinin bir an evvel yapılmasını ayrıca ve ısrarla belirtmek istiyoruz. Yine, darbe veya benzeri, sivil meşru otoriteye karşı gelen her türlü saldırıyla mücadelenin ise hukuk nizamı içinde evrensel kabul görmüş hukuk değerleri ve yasal normlar çerçevesinde yapılması gerektiğini belirtiyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen olağan üstü hal ile beraber birçok hak kullanılamaz duruma geldiği gibi temel hak ve özgürlüklere aykırı uygulamalarda da artış görülmektedir.
Yaşanan bu aykırılıkların yargı denetimi dışında bırakılması ise erkler ayrılığı üzerine kurulu olan demokratik sistemlerdeki güçler ayrılığı ve denetim prensiplerine aykırılık teşkil etmektedir. Bu uygulamalara derhal son verilmelidir. İlan edilen olağan üstü hal ile beraber gözaltı süreleri 30 güne çıkarılmış, şüpheli müdafi görüşmeleri kısıtlanmış, yargının dışında görülen avukatlık mesleği neredeyse tümden işletilemez hale getirilmiştir”
“Demokratik ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumda, bireyin ve toplumun en temel güvencesi bağımsız ve tarafsız yargıdır” diyen Özmen, maalesef Türkiye’de yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı hep sorunlu bir alanı oluşturduğunu söyledi.
‘‘HERKES İÇİN ADALET, ADALET İÇİN AVUKAT’’
Yargının içinde olduğu içler acısı bir durum bütün çıplaklığıyla ortaya çıktığını anlatan Özmen, konuşmasını, şöyle tamamladı:
“Yargı içindeki ideolojik-politik klik ve gruplaşmalar, oldukça keskin bir şekilde belirginleşmiş su yüzüne çıkmıştır. Geçmişte kimi yargı mensupları adeta iktidar muhalifi gibi işlem yaparken, şimdilerde de kimi yargı mensupları da sanki iktidar partisinin siyasi komiserleriymiş gibi davranmaktadırlar. Ne acıdır ki bu kutuplaşmalar sonucunda 4000’e yakın hakim ve savcı örgüt üyesi gerekçesiyle açığa alınmış yada görevlerinden uzaklaştırılmış, bir kısmı da tutuklanmıştır. Onun içindir ki yürütme ve diğer tüm erk ve gruplardan bağımsız ideolojik ve politik olmayan bir yargının derhal bugünden inşası elzem olmuştur. Son olarak; ‘‘Herkes için adalet, adalet için avukat’’ diyor huzur ve barış içinde verimli çalışabileceğimiz bir adli yıl diliyoruz.”
Konuşmanın ardından, baro temsilcileri ve avukatlar bir süre oturma eylemi yaparak, etkinliği sonlandırdı.
ADLİYE’DE KOKTEYL
Öte yandan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre’nin ev sahipliğini yaptığı kokteyle Vali Hüseyin Aksoy’un yanı sıra Diyarbakır İdare Mahkemesi Başkanı İrfan Ceren, Baro Başkan Vekili Av. Ahmet Özmen, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Demir, İl Emniyet Müdürü Adnan Taşdan, gazeteciler ve adliye personeli katıldı.
haber:Mehmet ÇAKAN





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.