Çocuklar sokağa topaç çevirmeye

Çocuklar sokağa topaç çevirmeye
Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesi, Yenikapı sokakta, Dört Ayaklı Minareye karşı topacını çeviren Veysel Elbahadır,  bir yanda çocuk düşlerini diri tutarken bir yanda da bilgisayar ekranı karşısında sanal aleme hapsolan çocukları sokağa çağırıyor.

Tigris Haber - Bundan 18 yıl önce Bağlar’ın Kaynartepe mahallesinin dar sokaklarında topaç çeviren Veysel Elbahadır, topaç çevrilerek oynanan bir oyunu da hatırlatıyor: “Bir daire çiziyoruz ve topacı dairenin orta noktasına bırakıyoruz. Döndüreceğimiz topacı ise dairenin ortasındaki topaca vurarak dairenin dışına çıkarmaya çalışıyoruz. Daireden çıkardığınız topaç ise sizin oluyor.”

img_9423.jpg

Devir değişti, her şeyi olduğu gibi çocuk oyunlarını da değiştirdi, eski oyunları unutturdu, yenilerini ekledi. Artık çocukların oyunları bir oda içinde bilgisayara ekranına hapsolsa da; çocukları doğal oyun o alanları sokaklarda göremez olsak da yine de her şeye rağmen çocuk oyunlarını sokaklara taşıyan birileri az da olsa var.

sur-topac-vevirme-(3).jpg

Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde Dört ayaklı minarenin bulunduğu Yenikapı sokakta çocukluğundan vazgeçmemiş bir genç Veysel Elbahadır. Dört ayaklı minareye karşı topacını vuruyor, binlerce yıllık sokağın kara taşlarına. Topacı döndükçe yüzünü bir gülümseme kaplıyor, yine başardım diye iç geçiriyor ve dönen topacın ardından çocukluğuna kısa bir yolculuk yapıyor.

Veysel aslen Bingöllüyüm ama yıllardır Diyarbakır’da yaşıyor. Yenikapı sokakta bir restoran’da çalışan Veysel, sokağın tenhalaştığı akşam saatlerinde komşu esnaflardan ödünç aldığı topaç sayesinde çocukluk anılarını tazeliyor. Sanal oyunlarla eve hapsolan, bilgisayar başında sosyal yaşamdan uzaklaşan, sokakları boş bırakan çocuklara inat Veysel, ileri yaşına rağmen içindeki çocuk düşlerini yaşatmaya çalışıyor.

img_9422.jpg

‘İşten fırsat buldukça çocukluğumu yaşıyorum’

Veysel Elbahadır’a göre çocukluğunun üzerinden 18 sene geçmiş ama o hala bir çocuk coşkusu ile topacını çevirmeye devam ediyor. Veysel topacına ipini büyük bir özenle sararken anlatıyor: “Diyarbakır’da doğdum, büyüdüm ve burada yaşıyorum. 11 yıldır Yenikapı sokakta bir restoranda çalışıyorum. İşten fırsat buldukça ara sıra bu sokakta topaç çeviriyorum, çocukluğumu yaşıyorum. Akşam saat beşten sonra esnaflar işyerlerini kapattığı için bizim de işlerimiz hafifliyor, sokak tenhalaşıyor.  Bu boş zamanları ara ara topaç çevirerek değerlendiriyorum. Topaç benim değil, kahveden arkadaşlardan alıyorum.”

sur-topac-vevirme-(2).jpg

‘Daireden çıkardığınız topaç sizin’

Çocukluğu Bağlar’ın Kaynartepe mahallesinde geçen Veysel, topaçla oynanan bir oyunu bizimle paylaşıyor: “ Yaklaşık 18 sene önce çocukluğumda mahallede çok topaç çevirirdim. Artık evliyim ve Ofis semtine taşındım. Topaç’ta farklı bir oyun da var. Bir daire çiziyoruz ve topacı dairenin orta noktasına bırakıyoruz. Döndüreceğimiz topacı ise dairenin ortasındaki topaca vurarak dairenin dışına çıkarmaya çalışıyoruz. Daireden çıkardığınız topaç ise sizin oluyor. En az iki kişiyle oynanan bu oyuna beş altı kişi katılabiliyor.”

Ara sıra da olsa topaç çevirerek hem çocukluk anılarını tazeleyen hem de yüzyıllardır oynanan bir çocuk oyununun sanal dünyanın vurdulu kırdılı oyunlarına hapsolmuş çocuklara hatırlatan Veysel, kaybolmaya yüz tutmuş bir kültürel değere işaret ediyor.

img_9419.jpg

Topaç oyununun tarihçesi…

Topaç çevirme Asya'dan Avrupa'ya, yakın doğudan uzakdoğuya, Antik Yunan’dan Roma’ya hata dünyanın bir ucundan diğerine, Yeni Zelanda'ya kadar tüm çocukların ve çocukluğunu yaşatan yetişkinlerin oynadığı tarihi çok eskilere dayanan bir oyundur.

Asya'da yemiş kabuklarından ve taşlardan yapılmış topaçlara rastlanırken, Japonya'da ise yüzyıllardan beridir yetişkinler arasında da çocuklar arasında olduğu kadar yaygın bir şekilde oynanan bir oyundur. Antik Yunanlıların ve Romalıların tahta ve terrakottadan topaçlar yaptıkları bilinmektedir. Shakspeare dönemi İngiltere'sinde, köy meydanında ısınmak için oynanan büyükçe bir topaç bulundurulurdu. Napolyon döneminde ise Ko-en-gen isimli Çin oyunu Avrupa'da Diablo olarak tanındı ve büyük bir moda haline geldi. Bu oyunda Şeytan'ı temsil eden topaç etrafına sarılan kırbaçla döndürülüyor, sonra kırbaçla yeniden yakalanıyordu. Yeni Zelanda'daki Maori halkı su kabağından uğuldayan topaçlar yaparlardı. İnlemeye benzer sesler çıkaran bu topaçlar ölülerin anıldığı törenlerde veya rakip kabilelere büyü yaparken kullanılırdı.

Topaç çevirme, dünyanın hemen her ülkesinde çocukların çok sevdiği bir oyun olsa da büyükler tarafından da oynanır.  Tarihi kaynaklar eski Roma da ünlü devlet adamı Cato’nun anne babalara ilginç öğüdünü yazar. “Ey anne ve babalar, eğer çocuklarınız konusunda dertlerden kurtulmak istiyorsanız onlara birer topaç alın. Böylece çocuklarınız kötü alışkanlıklardan kurtulur, iyi birer vatandaş olma yolunu bulurlar.” Yine tarihi kaynaklar incelendiğinde topacın 14. yüzyılda özellikle İngiltere’de çok yaygın bir biçimde oynandığı ortaya çıkıyor. Bunun ise kilise ayinleriyle ilgisi açık bir biçimde anlaşılıyor. Yine bu belgelerden papazların bile boş zamanlarında aralarında topaç yarışmaları yaptıkları anlaşılıyor. Yine bazı Afrika ülkelerinde çocukların büyük bir eğlence ile oynadıkları topaçların gürültü, hatta ıslık çaldıkları gözleniyor. Kısacası topacın tarihi çok eskilere dayanıyor ve yüzlerce yıldır Anadolu’da çocukların başlıca oyunlarından biri olan topaç çevirme oyununun M.Ö. 2. yüzyılda Mısır’da oynandığına dair bulgular da mevcut.

Ali Abbas Yılmaz / Özel

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.