Dersim Katliamı’nın 88. Yılı: “En azından bir mezar yerleri olmalı”
TİGRİS HABER - Resmi kaynaklara göre 13 bin, dönemin bağımsız kaynaklarının 70 bin kişinin katledildiğini belirttiği Dersim Katliamının üzerinden 88 yıl geçti. Katliamın ardından "İsyan lideri" olduğu iddiasıyla 74 yaşındaki Seyîd Rıza, dönemin yasalarında belirlenen yaş aşımının idama olanak tanımaması nedeniyle yaşı küçültülerek idam edildi. 16 yaşında oğlu Reşik Ûşen'in ise yaşı büyütülerek idam edildi. Seyîd Riza, oğlu Reşik Ûşen, Ûşenê Seydî, Aliyê Mirzî Silî, Hesenê İvaîmê Qijî, Hesen Axa, Fındık Axa Ekazığ’da Buğday Meydanı'nda idam edilişlerinin üzerinden 88 yıl geçmesine rağmen mezar yerleri açıklanmadı.
'MEZAR YERİ AÇIKLANSIN'
Seyîd Rıza'nın torunu Zeliha Polat, 88 yıldır açıklanmayan dedesi ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanmasını isteyerek, "Herhangi bir adım atılmadan beklemeye alınıyoruz. Bu konuda ne samimi ne de ciddi bir adım atılmıyor. Benimde durumum belli, bu yıl ki anmaya hastanede olduğum için katılamıyorum. Yoksa her yıl olduğu gibi orada mezar yerini talep etmeye devam edecektim. Eskiden olduğu gibi bu gündeme yine değinmiyorlar. O soykırımında bu şekilde üstünü örtmeye çalışıyorlar. Benim umudum kalmadı artık. Barış konuşuluyor bu çok güzel bir şey; ama samimi davranmıyorlar. Biz üzüntülerimizi acılarımızı yaşadık; bundan sonra bunların yaşanmaması dileğim; ama umutsuzum" ifadelerini kullandı.
'GÖZÜMÜZ AÇIK KALACAK'
Mezar yerini bulmak, yüzleşmek yerine Seyîd Rıza'yı ve katliamı hatırlatacak her şeyin yok edilmeye çalışıldığını belirten Zeliha Polat, "Hadi mezar yerlerimizi söylemediniz bu problemi çözmüyorlar; bizlere yeni yeni problemler çıkarılıyor. Köyümüzün tüzel kişiliği yok edilip Axdat ismi bile silindi. Mezarlarımızın bile olduğu yerlerin yarısını alıp hazineye devrettiler. Ben ölürsem gözümüz açık kalacak" diye konuştu.
'SOYADIMIZ KAYBOLMASIN'
Köyleri olan Taht'tan babası Hıdır Yıldız ve ağabeyinin katliamdan kurtulan tek kişiler olduğunu ifade eden katliamın mağdurlarından Fidan Sezer, babasının kendisine "köylülerin askerler tarafından toplanarak, katledildiğini ve sonrasında bir çukura gömüldüğünü ağabeyiyle birlikte uzaktan izlediğini" anlattığını aktardı. Fidan Sezer, "Bu olanların hepsini babam ve amcam izliyor. Gece boyunca saklanıyorlar. Sabaha karşı da sürünerek başka bir yere geçmeye çalışıyorlar. Sonra kaçıp bir köye sığınıyorlar. Orada birinin ahırının köşesinde sabahlıyorlar. Onlara kapılarını açan ev sahibi onlara ekmek verip 'Kimseye görünmeden gidin yoksa öldürürler' diyor. Onlara o dönemin zengin bir ağasının evinin yerini gösteriyor. Babam ve amcam oraya ulaşıyorlar. Onlar sahip çıkıyor; hatta kendi nüfuslarına geçirmek istiyorlar. Amcam ağlayıp istemiyor: 'Ailemizden kalan soyumuz kaybolmasın' diyor. Mêzgert'e (Mazgirt) bağlı Şilik köyüne yerleşen babam 10 yıl sonra köye geri dönüyor" şeklinde konuştu.
AKRABALARINI SAÇ ÖRÜĞÜNDEN TANIDILAR
Köye döndükten sonra babasının askere gittiğini ve döndüğünde de cüzzama yakalandığını söyleyen Fidan Sezer, babasının yaşamı boyunca hep o günleri anımsayıp ağladığını anlattı. Fidan Sezer, "Köye döndükten 20 yıl sonra orada hayvan otlatan biri bir çukurun içinde insan kemikleri ve saçını görüyor. Bizlerde gördük. Örülen saç hala orada duruyordu. Oradan biri, o saçın kendi kız kardeşinin saçı olduğunu söyleyip saçın bir kısmını alıp cüzdanına katıp sakladı. Hatta insanlar akrabalarının mezarları olduğunu düşündüğü için kurban kesti. İnsanlar neler çekti" diye belirti.
Katledilenlerin mezar yerlerinin açıklanmasını ve katliamla yüzleşilmesini isteyen Fidan Sezer, "En azından bir mezar yerleri olmalı" dedi.
Kaynak:Mezopotamya Ajansı




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.