Diyarbakır Barosu’ndan LGBTİ+ raporu
Ardıl BATMAZ
TİGRİS HABER - Raporda, LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi ve suçların özellikle kriz dönemlerinde artığı vurgulandı.
TİGRİS HABER- Diyarbakır Barosu'nun 2013-2023 yılları arasında Türkiye’de LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi ve suçlarını inceleyecek hazırladığı rapor yayımlandı. Gezi Olayları (2013-2014), OHAL dönemi (2016-2018) ve pandemi dönemi (2020-2021) gibi kritik dönemlerde nefret söyleminin artışına odaklanılan raporda, medyanın nefret söyleminin yayılmasındaki ve azaltılmasındaki rolü analiz edildi, çözüm önerileri sunuldu. Bulgular, kriz dönemlerinde nefret söyleminin artığını ve LGBTİ+’ların görünürlüklerinin kısıtlandığını gösterdi.
Türkiye’de LGBTİ+’ların, nefret söylemi ve suçlarına karşı en savunmasız gruplardan biri olarak öne çıktığı belirtilen raporda, medyanın toplumsal algılar üzerindeki etkisi, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcı söylemlerin ve nefret suçlarının normalleşmesine veya azaltılmasına zemin hazırladığı belirtildi. LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi ve suçlarının medya aracılığıyla nasıl üretildiğini, hangi dönemlerde artığını ve bu sorunlara yönelik çözüm yollarını ele almayı amaçlayan 30 sayfalık raporda, nefret söyleminin, siyaset ve politikacılar arasında sıklıkla toplumsal kutuplaşmayı artırıcı bir araç olarak kullanıldığına dikkat çekildi.
"Politikacıların nefret söylemini üreten kaynaklar arasında önemli bir yere sahip olduğu gözlemlenmiştir" denilen raporda, çözüm önerileri ise şöyle sıralandı:
Hukuki Yaptırımlar: Siyasetçilerin, din adamlarının ve kamu görevlilerinin nefret söylemi içeren ifadelerine karşı caydırıcı yasalar çıkarılmalıdır.
Eğitim ve Farkındalık: Kamu görevlileri ve din adamlarına, insan hakları ve ayrımcılık karşıtı eğitim verilmelidir.
Şeffaflık ve İzleme: Nefret söylemlerinin izlenmesi ve raporlanması için bağımsız mekanizmalar oluşturulmalıdır.
Toplumsal Barış İçin Liderlik: Siyasi liderler, toplumda kapsayıcı bir dilin yerleşmesine öncülük etmelidir.
Hedef Gruplar: Trans bireyler ve LGBTİ+ topluluğu genel olarak en sık hedef alınan gruplardır.
'TÜM SUÇLAR TİTİZLİKLE SORUŞTURULMALIDIR'
Nefret söylemi ve suçlarının cezasız kalmasının, toplumda ayrımcılığı ve şiddeti artıran bir döngü yaratacağına dikkat çekilen raporda, bu durumun, sadece mağdur grupları değil, tüm toplumsal yapıyı olumsuz etkileyeceği ifade edildi: "Türkiye’de cezasızlık politikasıyla etkin bir şekilde mücadele edilmesi, hukuki düzenlemelerin güçlendirilmesi ve adalet mekanizmalarının daha etkili çalışmasıyla mümkün olacaktır. Bu bağlamda, nefret söylemi ve suçlarına karşı sıfır tolerans politikası benimsenmeli ve tüm suçlar titizlikle soruşturulmalıdır."
Raporun tamamı: https://www.diyarbakirbarosu.org.tr/haberler/quot2013-2023-turkiyede-lgbtilara-yonelik-nefret-soylemi-ve-suclari-medya-analizi-raporuquot-yayinlandi.




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.