Diyarbakır İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi kuruldu

Diyarbakır İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi kuruldu
Diyarbakır’da demokratik hak mücadelesine öncülük eden STK’lar İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisini kurdu.

Tigris Haber - Diyarbakır KESK Şubeler Platformu, TMMOB, DİSK ve Diyarbakır Tabip Odası bugün bir basın toplantısında bir araya gelerek, Diyarbakır İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisini ilan etti.

STK’lar adına yapılan ortak açıklamayı, SES Diyarbakır yöneticisi Mahfuz Karaaslan okudu.

Açıklamada kapitalist sistemin aşırı kar mantığı sonucu iş güvenliği önlemlerinin yeterince alınmadığına vurgu yapılırken, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde kapitalist sistemin daha da vahşi ve yıkıcı bir karaktere büründüğüne işaret edilerek, sistemin tüm toplumsal değerleri yok sayarak, doğa ve toplum üzerinde geri dönüştürülemez sonuçlar yarattığı belirtildi.

Kapitalist sistem kriz dönemlerinde daha da vahşileşiyor

İşçi sağlığı ve güvenliğinin sadece sağlık hizmeti sorunu değil, aynı zamanda; sınıf, iktidar, bağımlılık sorunu olduğunun altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sömürünün her türlüsü, asimilasyon göç ve savaş ile bireyci bir sistemin içinde tüm değerleri saldırıya uğramış, örgütsüzleştirilmiş, duygusuzlaştırılmış kişiler toplumsallıktan ve doğadan uzak kapitalizmin makinalaştırdığı bireylere dönüşür.  Her geçen gün daha da katmerleşerek devam eden sömürü politikaları geç kapitalistleşen Ortadoğu’da, özelde Türkiye’de;  sadece sınıfsal değil, etnisite, toplumsal cinsiyet ve ekoloji boyutuyla da gittikçe derinleşen ve karmaşıklaşan bir formatta karşımıza çıkmaktadır. Defalarca darbelerle ve siyasal baskı mekanizmaları ile desteklenen ve derinleştirilen kapitalist modernizm krizleri ile emek, özgürlük ve haklar mücadeleleri paralellik göstermektedir. Sermaye, ulus devletler eliyle örgütlü ve politize olan işçi sınıfını örgütsüzleştirmek, bireyselleştirmek ve kriminalize edip; taşeronlaştırmak ve güvencesizleştirme politikaları ile işgücü maliyetlerini en aza düşürmeyi hedeflemektedir.”

Kürtler, mülteciler ve çocuk işçiler en güvencesiz işlerde

 Türkiye’nin değişik kentlerinde göç etmek zorunda bırakılan Kürt köylüleri başta olmak üzere,  Suriye ve Ortadoğu’da yaşanan çatışmalı süreçlerden dolayı Türkiye’ye gelen mülteciler ve çocuk işçilerin   işçi sınıfının en alt katmanını oluşturmaya başladığına vurgu yapılan açıklamada,  güvencesiz çalışan işçilerin durumuna işaret edilerek, “Ucuz emek gücü ile kârı maksimize etmeye çalışan sermaye gruplarının dayattığı; yoğun, ağır ve uzun çalışma saatleri işçi sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yok sayılması; en belirgin şekilde inşaatlar, tersaneler, çöp işçiliği, mevsimlik tarım işçiliğinden;  göç etmeyenlere dayatılan koruculuğa kadar işçi sağlığı ve güvenliğinin(İSİG) yeniden ele alınması ve mücadelesinin genişletilmesini, sağlıksızlığı doğuran nedenlerin tekrar geniş bir perspektifle değerlendirilmesini elzem kılmıştır. Zira güvencesizleştirme öyküsü, bir coğrafyanın özgünlüklerinden ayrı ele alınamaz;  işçi sağlığı ve güvenliği(İSİG)  sadece tıbbi bir tanımlama zemininde tartışılamaz ve çalışma ortamı ile sınırlandırılamaz.”denildi.

Yasal düzenlemeler güvencesiz çalışmaya zemin hazırlıyor

1970’li yılların ortalarından beri dayatılan neo-liberal politikalarının sonucu güvencesiz çalışmanın anti demokratik süreçlerle olağan hale getirildiğinin vurgulandığı açıklamada olarak, İşçi sağlığı ve güvenliği (İSİG) alanında yapılan yasal düzenlemelere dikkat çekilerek, “Esasında OSGB ( ortak sağlık güvenlik birimleri ) oluşturulması bu politikaların bir parçasıydı. Böylece işçi sağlığı ve güvenliği(İSİG) hizmeti serbest piyasa sistemine uyarlanıyordu. Bu noktada yapılan birçok düzenleme ile

•             Bu alandaki hizmetler ihale, haksız rekabet ve taşeronlaştırma süreçlerine sürüklendi.

•             İşyeri hekimi, işyeri hemşiresi, iş sağlığı güvenliği(İSG) hizmetleri ucuzlaştırıldı.

•             Ekip işi parçalanarak çalışanlar arasında ayrımcı uygulamalar geliştirildi.

•             Hizmetin ucuzlaştırılması, hizmetin tümünde aksamalara yol açtı. Böylece iş kazaları ve meslek hastalıkları artış gösterdi.

•             Alanda çalışanlara örgütsüzlük dayatıldı” tespitlerinde bulunuldu.

KESK-DİSK-TMMOB-Diyarbakır Tabip Odası olarak, Diyarbakır İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisini ilan ettiklerini belirten STK’lar, ortak mücadele platformuna ilişkin şu maddeleri sıraladı:

•             İşçi sağlığı ve güvenliğinin(İSİG) emek, demokrasi ve özgürleşme mücadelesi ile beraber toplumsal bir mücadele olduğunu; sadece çalışma alanlarına, atölyelere fabrikalara sıkıştırılmaması gerektiğini, işçilerin; Örgütlenmesi ve emeği hakkında kolektif söz söyleme hakkını kullanabilmesini,

•             Emekçilerin sendikalılaşmasının önündeki engellerin kaldırılmasını

•             İş cinayetlerinin, emek-sömürü ilişkisinin ve emekçiyi metalaştıran zihniyetinin açığa çıkarılmasını

•             İşçinin emeğine yabancılaşmasının önlenmesini

Bunun yanında;

•             Çalışma alanlarının demokratikleşmesini,

•             İş yerlerinde önlenebilir tüm risklere karşı (fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik, psikososyal) tedbirlerin alınmasını, sağlığı etkileyecek olumsuzlukların ortadan kaldırılmasını

•             İş yerlerinin risk analizlerinin düzenli olarak yapılmasını ve emekçilerin bu sürece dahil edilmesini,

•             Aynı işyerinde çalışanlar arasında kadro ve statü farklarının ortadan kaldırılmasını, İş güvencesinin sağlanmasını,

•             Tüm çalışma alanlarının, meslek hastalıklarının teşhis edilerek meslek hastalıkları haritasının çıkarılması ve önlemlerinin alınmasını,

•             İşçi sağlığı ve güvenliği(İSİG) hizmetlerinin işveren güdümünden çıkarılmasını amaçlamaktayız. (Haber Merkezi)

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum