Diyarbakır STK’ları: İnsan hakları ihlalleri derinleşiyor

Diyarbakır STK’ları: İnsan hakları ihlalleri derinleşiyor
İnsan Hakları Haftası kapsamında Diyarbakır’daki sivil toplum örgütleri, Türkiye’de hak ihlallerinin derinleştiğine dikkat çekerek çocuklardan kadınlara, cezaevlerinden ifade özgürlüğüne kadar geniş bir alanda yapısal sorunların sürdüğünü belirtti.

Özel Şirvan Oktay GÖRER

TİGRİS HABER - İnsan Hakları Haftası kapsamında Diyarbakır’daki sivil toplum örgütleri, Türkiye’de hak ihlallerinin derinleştiğine dikkat çekerek çocuklardan kadınlara, cezaevlerinden ifade özgürlüğüne kadar geniş bir alanda yapısal sorunların sürdüğünü belirtti. STK temsilcileri, çözümün demokratikleşme, eşitlikçi politikalar ve diyalog süreçlerinin güçlendirilmesinden geçtiğini vurguladı.

“Çocuk işçiliği ve istismar olağanlaştırılamaz”

berfin-elci.jpeg

İnsan Hakları Derneği (İHD) Çocuk Komisyonu Üyesi Berfin Elçi, en acil çözüm bekleyen sorunların başında çocuk işçiliği, çocuklara yönelik şiddet ve istismar, eğitime erişimdeki eşitsizlikler ile çocuk adalet sistemindeki hak kayıplarının geldiğini söyledi. İnsan Hakları Haftası’nın bu ihlallerin görünür kılınması açısından kritik olduğunu belirten Elçi, sahada çocuklara ve ailelere destek sunmaya devam ettiklerini ifade etti.

Derinleşen yoksulluğun çocuk işçiliğini artırdığına dikkat çeken Elçi, şöyle konuştu:

“Çocuk işçiliği yalnızca eğitim hakkını değil, çocukların yaşam, gelişim ve korunma hakkını da ihlal ediyor. İstismar vakalarında hâlâ ‘çocuktur anlamaz’ gibi yanlış kabullerle karşılaşıyoruz. Ailelere çağrımız, çocukların beyanına koşulsuz kulak verilmesidir.”

Elçi, kamu kurumlarına MESEM’lerin kapatılması, denetimlerin güçlendirilmesi, cezasızlığın son bulması ve çocuk koruma mekanizmalarının etkinleştirilmesi çağrısında bulundu.

“Kadınlara yönelik eşitsizlik yapısal bir sorun”

suzan-isbilen.jpeg

ROSA Kadın Derneği’nden Suzan İşbilen, kadınların temel haklardan eşit biçimde yararlanamadığını, kadın cinayetleri ve şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bulunduğunu söyledi.

Ataerkil yapının kadınların potansiyelini ve kamusal yaşamdaki varlığını sınırladığını belirten İşbilen, şu ifadeleri kullandı:

“Kadınların yaşadığı eşitsizlik biyolojik değil, toplumsal rollerden besleniyor. Erkeklerin kadınlar üzerindeki tahakkümü sürdükçe toplumsal barıştan söz etmek mümkün değildir.”

Dernek olarak mahallelerde ve kurumlarda eşitlik atölyeleri düzenlediklerini söyleyen İşbilen, kadınların haklarının farkına vardıkça güçlendiğini ifade etti.

“İş dünyasında kadınlara yönelik görünmez engeller devam ediyor”

screenshot-1.png

Diyarbakır Girişimci Kadınlar Derneği (DOGÜNKAD) Başkanı Özlem Külahçı Tanaman, kadınların iş dünyasında hâlâ ayrımcılığa ve karalama mekanizmalarına maruz kaldığını belirtti.

Finansal kaynaklara erişimde uygulanan ayrımcı politikaların kadınları dezavantajlı hale getirdiğini söyleyen Tanaman, rekabet ortamında kadınların yok sayılmasının bir hak ihlali olduğunu vurguladı.

Tanaman, ayrıca toplumsal cinsiyete dayalı “törel baskıların” hâlâ kadınların mücadele alanı olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Bu baskıların görünür kılınması gerekiyor. Kadınların karar alma mekanizmalarında yer alması, ekonomik ve sosyal hayatta daha görünür olması için çalışmalar yürütüyoruz.”

Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Şilan Çelik Cigir: “toplumsal barış ve adaletin sağlanmasının temel şartı hukuk devleti olmaktır”

ilan-celik-cigir.jpeg

Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Şilan Çelik Cigir, toplumsal barış ve adaletin sağlanmasının temel şartının hukuk devleti olduğunu söylerken, “Hukukun üstünlüğünün olmadığı yerde insanlar kendisini güvende hissedemez, düşüncelerini özgürce ifade edemez ve toplumsal barış zarar görür. Hasta mahpusların tahliyelerinin keyfî kararlarla engellendiğini, infaz yasasındaki muğlak hükümlerin acilen değiştirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

TİHV: “kaygılar artıyor”

murat-aba.jpeg

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilcisi Murat Aba ise Türkiye’de hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan haklarına ilişkin kaygıların arttığını söylerken, “cezaevlerinde ve gözaltı merkezlerinde işkencenin sürüyor. Kadınlara ve çocuklara yönelik ihlallerde olumlu bir gelişme yaşanmıyor. TİHV verilerine göre cezaevlerinde 1412 hasta mahpus bulunuyor, bunların 335’inin ağır hasta olmaktadır” dedi.

Yeni başlayan siyasi diyalog sürecini önemsediklerini belirten Aba, demokratikleşmenin güçlendiği, işkencenin son bulduğu bir Türkiye talep ettiklerini ifade etti.

İHD: “Kürt meselesinde çözüm demokratikleşmenin kapısını açar”

ercan-yilmaz.jpeg

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz, insan hakları ve demokrasi krizinin en önemli sebeplerinden birinin Kürt meselesinin çözümsüz bırakılması olduğunu söyledi.

Yılmaz, devletin uzun yıllardır güvenlikçi politikaları öncelediğini, bunun toplumda derin ayrışmalara neden olduğunu belirterek 2024 Ekim’inde başlayan yeni diyalog sürecini olumlu bulduklarını ifade ederken, “Toplumda oluşan umut ve heyecanı olumlu karşılıyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşması için her türlü desteği sunmaya hazırız” diye konuştu.

Basın özgürlüğü: “Hak ihlallerinin görünürlüğü gazetecilerin mücadelesiyle mümkün oluyor”

felat-bozarslan.jpeg

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Felat Bozarslan, bölgedeki hak ihlallerinin görünür kılınmasında basının kritik rolüne dikkat çekti.

Gazetecilerin hem saha baskısıyla hem de hukuki tehditlerle karşı karşıya bırakıldığını söyleyen Bozarslan, “Haber takibi yapan gazeteciler erişim engeli, akreditasyon kısıtlaması, soruşturma baskısı ve ekonomik kırılganlıkla mücadele ediyor. Tüm bu zorluklar hak ihlallerinin görünür olmasını zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

Bozarslan, yargı süreçlerinin gazeteciler üzerinde caydırıcı bir baskı aracına dönüştüğünü, birçok meslektaşın hak ettiği halde basın kartı alamadığını ifade etti.

Ortak çağrı: “Haklar ancak eşitliğin ve barışın egemen olduğu bir ülkede korunabilir”

Diyarbakır’daki STK’lar ve meslek örgütleri, İnsan Hakları Haftası vesilesiyle yaptıkları açıklamada, Türkiye’de çocuklardan kadınlara, cezaevlerinden basın özgürlüğüne kadar birçok alanda hak ihlallerinin sürdüğünü vurgulayarak şu ortak mesajı verdi:

“İnsan hakları ancak eşitliğin, adaletin ve barışın egemen olduğu bir ülkede güvence altına alınabilir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.