Diyarbakır surları için çağrı

Diyarbakır surları için çağrı
İktidara bir sorum var. Büyük Türkiye diyorsunuz,  koskoca Büyük Türkiye, dünyanın en büyük kalesi olan Diyarbakır Surlarını yapmaya muktedir olamıyor mu?

İktidara bir sorum var. Büyük Türkiye diyorsunuz,  koskoca Büyük Türkiye, dünyanın en büyük kalesi olan Diyarbakır Surlarını yapmaya muktedir olamıyor mu?

Bu surlar ki canlıdır, taşların kalp atışlarını duyanlar iyi bilir. Bu surlar ki şahittir aziz medeniyetimize. Bu surlar ki yoldaştır dilimize, dinimize, kardeşliğimize, insanlığımıza, acımıza, sevincimize!

Mazinin, tarihin, kültürün hiç mi hatırı yoktur? Hiç mi vefamız yoktur ceddimizin emanetine? Hiç mi sadaketimiz yoktur Asr-ı Saadet’in, Abbasilerin, Eyyubilerin, Devlet-i Aliyye’nin mirasına?

Yakılan, yıkılan, kurşunlanan, bombalanan surlar, hiç mi vicdanını sızlatmıyor kimsenin? Bir de aydınlara sormak lazım! Neden insanları; “Surların İhya Ve İmarı” için haklarını aramaya, protesto eylemlerine girişmeye davet etmiyorsunuz? Neden milleti bilinçlendirmiyorsunuz?

Diyarbakır halkı neden oy verdikleri partilere bu konu hakkında baskı yapmıyor? Neden bu hayati mevzuyu gündeme getirirken bile zorluk çekiyoruz? Medya neden yeterince destek veremiyor? Neden kenetlenemiyoruz?

Bu kadar mı sırt çevirdik birbirimize? Bu kadar mı umursamaz olduk şehrimizi? Surların yıkılmasını mı bekleyeceğiz harekete geçmek için? Onurumuzun ayaklar altında çiğnenmesini mi bekleyeceğiz?

Ey Amed aşıkları! Diyarbekir sevdalıları! Torunlarınıza kalkan balığını, atan bir yürek silüetini andıran birbirine dayanmış güzide surlarımızı mı bırakacaksınız? Yoksa surların hayaletini mi? Kum saati doluyor. Allahınızın, kitabınızın, davanızın, tarihinizin aşkına kararınızı verin!

Bu sorun partiler meselesi değildir. Taraflar diye bir şey yok bu kavgada. Diyarbakır Kalesi her Diyarbakır vatandaşının namusudur. Namus borcumuzu ödeyecek miyiz?

Biz harekete geçmezsek kimse geçmez, bırak başkasından aksiyon beklemeyi kimsenin haberi bile olmaz.

Surların yıkılması en az ağaçların AVM için kesilmesi kadar vahim bir katliamdır. Türkiye halklarını bilinçlendirmeli, gündem oluşturmalı, derdimize ortak olmalarını sağlamalıyız.

Diyarbakır Surlarının tarihi eser özelliğini bozmayacak şekilde hakiki bir mimari restorasyondan, imar ve imaj çalışmasından geçirilmesine vesile olmalıyız.

Türkiye, Diyarbakır Kalesine vefa borcunu ödemedikçe hep küçük kalacaktır. Diyarbekir Kalesi, Evli Beden, Yedi Kardeş, Nur ve Fındık Burcu, Mardin Kapı, Saray Kapı, Urfa Kapı, Dicle Kapı, Fetih Kapı mutlu olmadıkça ülke huzur bulamayacaktır.

Makberdeki mücahid ecdadın kemiklerini sızlatan “emanet ihanetçiliğine” dur diyelim! Hakikat aşkına ses verelim!

Kara bazaltın inleyen âhını duyalım! Amedî özümüze dönelim! Katledilen tarihi eserlerimizin kanını yerde koymayalım! Zulme karşı soylu bir isyan başlatalım!

Bu bir yazı değil çağrıdır! Mahzun yüreğimiz, kader ortağımız Diyarbakır Medeniyetinin kederiyle kederlenmiş gönülleri haksızlığa karşı haklı birliğe davet ediyor.

Bu geçmiş bizim! Bu gelecek bizim! Bu karar bizim! Ya Diyarbakır’ı yaşatacağız ya da kültürel asimilasyona uğrayarak helak olmasına neslimizi seyirci kılacağız!

Biz bu değiliz! Bu kadar değiliz! Daha o kadar düşmedik! Başarabiliriz… Yeter ki inanalım, cesaret edelim, beraber hareket edelim…

Bilal Yavuz

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum