Diyarbakır’da su kuyularına petrol atığı bulaştı, ürünler çürüdü iddiası

Diyarbakır’da su kuyularına petrol atığı bulaştı, ürünler çürüdü iddiası
Diyarbakır’da su kuyularına petrol atığı bulaştı, ürünler çürüdü iddiası

Ramazan YAVUZ-ÖZEL HABER

TİGRİS HABER - Diyarbakır’ın Çınar İlçesine bağlı Altınakar mahallesinde petrol çıkaran arama Şirket’inin ihmalkârlığı nedeniyle petrol atığının su kuyularına sızdığı ve bu kuyularla suladıkları ekili arazilerinin zarar gördüğünü iddia eden köylüler, zararlarının tazmini için Petrol Arama Şirketi’ni mahkemeye verdi, şirket ise iddiaların asılsız olduğunu söyledi.

diyarbakir-su-kuyusuna-petrol-sizdi-4.jpegSızmada ihmal var iddiası

Çınar’ın Altınakar Mahallesi Kürkçü mevkiinde Yusuf Arzu ile Mehmet Ali Arzu, 15.10.2019 tarihinde Petrol sondajı, üretimi ve depolama faaliyeti için 23 dönüm arazilerini kiraya verdikleri AladdinMiddle East ile yerel ortağı şirketin ihmalkârlığı yüzünden petrol atığının tarlalarını suladıkları su kuyularına sızdığını ve bu nedenle ekili arazilerinin zarar gördüğünü, başta pamukları olmak üzere ürünlerinin çürüdüğünü ve büyük bir çevre kirliliği yaşandığını iddia etti. Petrol Arama Şirketinin petrol çıkardığı sahada toplanan köylüler sularının kirlendiğini ve bu nedenle mağdur olduklarını dile getirerek mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.

diyarbakir-su-kuyusuna-petrol-sizdi-12.jpeg

Ekili arazilerindeki ürünlerinin zarar gördüğünü iddia eden Yusuf Arzu’nun avukatı Abdullah Gümüştaş, 6 ay önce Çınar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtıkları davanın halen devam ettiğini belirterek, “Müvekkillerim maliki oldukları 23 dönüm araziyi 15.10.2019 tarihinde petrol sondajı, üretimi ve depolama faaliyeti için ABD menşeli AladdinMiddle East Limited Şirketi ile yerel ortağı Güney Yıldızı Petrol Üretim, Sondaj, Müteahhitlik ve Ticaret Anonim Şirketine kiralamıştır. Davalı firma kiralamış olduğu arazi de petrol arama işlemlerini kira sözleşmesinin başladığı tarih itibariyle gerçekleştirmeye başlamıştır. Müvekkiller ise kiralanan taşınmazın yan kısmında bulunan arazilerinde ise çiftçiliklerini devam ettirip, hayatlarını idame ettirmeye devam etmişlerdir” dedi.

diyarbakir-su-kuyusuna-petrol-sizdi-3.jpeg

“İÇMEK İSTEDİĞİ SUYUN TADI DEĞİŞTİ, ÜRÜNLER ÇÜRÜDÜ”

Müvekkillerinden Yusuf Arzu’nun 2023 yılının başlarında çiftçilik yaptığı tarlasındaki su kuyusundan su içmek istediği sırada suyun tadının değiştiğini tespit ettiğini ve bunun nedenini öğrenmek isterken tarladaki pamuğun ve diğer ürünlerinde çürümeye başlaması üzerine Petrol Arama Şirketi’nin ihmalkarlığının ortaya çıktığın iddia eden Avukat Abdullah Gümüştaş şunları söyledi:

“Müvekilim Yusuf Arzu, aradan kısa bir süre geçtikten sonra tarlasındaki pamukların kuruduğunu görmüştür. Müvekkil ilk başta tarlasındaki pamukların kuruma sebebini hava sıcaklığından kaynaklandığını düşünmüş ise de, tarlasındaki 15 yıllık ceviz ağaçlarının yapraklarının kurumaya başladığını ve bahçesine ekmiş olduğu domates, salatalık vb diğer ürünlerin daha ürün vermeden çürüdüğüne şahit olmuştur. Bu durumdan rahatsız olan müvekkil ilgili durumun neden kaynaklandığını çevresindeki ziraat mühendislerine sorduğunda ürünlerin çürümesinin sudan kaynaklanma ihtimalinin yüksek olduğu kendisine iletilmiş. Müvekkilim ise, bu durumu öğrenir öğrenmez ilgili su kuyusunda herhangi bir sıkıntı olup olmadığını araştırmaya başlamıştır.

diyarbakir-su-kuyusuna-petrol-sizdi-8.jpeg

“SU KUYUSUNDAKİ EKİPMAN DA BOZULMUŞ”

Müvekkil bu araştırmalara yoğunlaşırken ilgili su kuyusundan kaynaklı yeni sorunlar da ortaya çıkmaya devam etmiştir. İlgili su kuyusunda bulunan sondaj aletlerinin hepsinin çürüdüğünü, sondaj makinesine ait kabloların çürüyüp yanmaya başlamasına rağmen müvekkilim bu durumun sudan kaynaklanmadığını düşünerek su kuyusunun bozulan aletlerini değiştirip çiftçilik faaliyetlerine devam etmeye çalışmıştır.

Fakat müvekkilim çiftçilik faaliyetlerini yürütürken, suyun neden bozulduğunu da öğrenmek için çalışmalarına devam etmiştir. Müvekkilim yan arazisinde bulunan petrol kuyusunun, suya herhangi bir kimyasal karıştırıp, karıştırmamasından kaynaklandığını öğrenmek için ilgili petrol kuyusunda bulunan şantiye şefiyle görüşmüştür. Şantiye şefine " petrol arıtması yapılırken, yeraltından petrol ile birlikte çıkan suyun atılmış olduğu fosseptik çukurundan, oluşan bir sızıntı nedeniyle kendi su kuyularına kimyasal suyunun karışma ihtimali olup olmadığını sorduğunda" şantiye şefi bu durum kabul etmeyerek geçiştirmiştir.

diyarbakir-su-kuyusuna-petrol-sizdi-2.jpeg

“BOŞALTILMAYAN PETROL HAVUZUNDAN SIZINTI OLUŞMUŞ”

Müvekkilim kendi çabaları ile yaptığı araştırma da normal şartlar altında kiraya vermiş olduğu petrol şirketinin petrol ile yeraltı suyunun arıtılması sonucunda ayrışan suyun boşaltıldığı "matbit" havuzunun belli periyodik aralıklarla kimyasal madde taşıyan kamyonlar ile boşaltılıp, kimyasal döküm alanına boşaltılması gerektiğini öğrenmiştir. Fakat davalı şirketin müvekkilin arazisinde bulunan 2 adet petrol kuyusunun 7/24 çalışmasına rağmen, herhangi bir kamyon veya benzeri bir araç ile Matbit havuzunun boşaltıldığına şahit olmamıştır. Üstelik ilgili bölgenin yoğun yağış almasına rağmen Matbit havuzunun dolmamış olması şüpheleri daha da arttırmıştır. Tahminimizce ilgili Matbit havuzunda oluşan çatlaktan kaynaklı kimyasal sıvılar, müvekkilin arazisinde bulunan su kuyusuna karışmış olup, müvekkil ise ilgili arazisinde yetiştirmiş olduğu ürünleri belirtilen su kuyusundan çekmiş olduğu suları kullanarak, suladığından ötürü ürünler zarar görmüş ve görmeye de devam etmektedir.

Müvekkilim su kuyusuna kimyasal madde karışmasından ötürü, sondaj makinesi, sondaj makinesi ait birçok ekipmanı birden fazla kez değiştirmiştir. Şuana kadar müvekkilim kolon borusu, sondaj kuyusundan aşağıya inen kılıf, sondaj pompası, sondaj fanı, vb gibi aletleri 22 defa yenileriyle değiştirmiştir. Yapılan işlemlerden dolayı müvekkilim büyük bir zarara uğramıştır.

diyarbakir-su-kuyusuna-petrol-sizdi-6.jpeg

“EKOLOJİK DENGEYİ BOZDU”

Bu yaşanan çevre felaketinin can ve mal kaybı da dahil büyük kayıplara yol açabileceği açık olup, taşınmazda her geçen gün artan maddi zarar da meydana gelmiş durumdadır. Bu durumun milli servet olan tarım arazilerinde ki ekolojik dengeyi bozacağı aşikârdır. TMK. md. 738 hükmüne göre taşınmaz malikleri kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanması sonucunda zarar gören veya zarar tehlikesi ile karşılaşan kimsenin aynı kanunun 730. maddesi hükmüne göre durumun eski hale getirilmesini, tehlikenin ve uğradığı zararın giderilmesini dava etme hakkı bulunduğu gibi TBK. md. 69 hükmü ile de bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı meydana gelecek zararlardan sorumlu tutulmuştur. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu maddelerde düzenlenen sorumluluk türü, kusursuz sorumluluk olduğundan meydana gelecek zarardan dolayı malikin sorumlu tutulabilmesi için kötü niyetli veya kusurlu olmasına gerek bulunmamaktadır.

12/07/2023 tarihinde Çınar Sulh Hukuk Mahkemesinde delil tespiti talep edilmiş, 20/07/2023 tarihinde keşif işlemi yapılmış, 17/10/2023 tarihli Bilirkişi teknik raporunda; Petrol Havuzu olarak nitelendirilen Matbit havuzunun 1.200 metrekare şeklinde birden fazla havuzun olduğu, Sondaj kuyularına 63,40 metre uzaklığında olduğu, İçme sulama kuyusundan alınan su numunelerinin içerisinde yağ ve gres’in yanı sıra Hidro Karbon yani petrol artığı bulunduğu tespiti yapılmıştır.

Bilirkişi incelemesinde gerek sondaj kuyularında, gerek petrol atığı Matbit havuzunda gerekse bilirkişiler tarafından numune alınmak üzere açmış oldukları araştırma çukuruna yönelik değerlendirmeler sonucu belirtilen verilere ulaşılmıştır.”

“MATBİT HAVUZLARI İÇME VE SULAMA KUYULARINA YAKIN YAPILMIŞ”

Bilirkişiler tarafından yapılan bir diğer tespitler de iseMatbit havuzlarında kullanılan Mebran yüzeylerinin yıprandığı ve aşındığı, Matbit havuzlarının sulama ve içme sondaj kuyularına yakın mesafede olduğu, atık havuzu olan Matbit havuzlarının yüzey kotlarının bölgenin taşınmaz yüzeyine yakın olması sebebiyle kirliliği artırdığının tespit edildiğini iddia eden Av. Abdullah Gümüştaş konuşmasını şöyle sürdürdü:

diyarbakir-su-kuyusuna-petrol-sizdi-7.jpeg

“Sulama dolayısıyla 5 yıldan uzun süredir meydana gelen sızıntı sebebiyle birinci sınıf tarım arazisinde bozuşma, oksitlenme ve renk değişimi olduğu şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır. Müvekkillerimin mağduriyetlerinin giderilmesi için tazminat davası açılmış, tahliye süreci başlatılmıştır. Müvekkillerimizce ilgili taşınmazlara ilişkin kira sözleşmeleri sona erdirilmiş; bozulan arazilerin tahliyesi için yasal süreç başlatılmıştır. Tarım faaliyetinin durmasına, ağaç ve bitki türlerinin tahrip olmasına, sulama sistemlerinin tamamen kullanılmaz hale gelmesine neden olan bu çevre felaketi karşısında, milyonlarca TL’yi aşan maddi ve manevi zarara ilişkin tazminat davası açılmıştır.

Tespit edilen bu çevre ihlali, yalnızca bir özel hukuk meselesi değil, aynı zamanda toplumsal yaşamın sürekliliği, gıda güvenliği ve ekolojik denge açısından ulusal önemde bir çevre suçudur. Tespit edilen bu çevre ihlali, yalnızca bir özel hukuk meselesi değil, aynı zamanda toplumsal yaşamın sürekliliği, gıda güvenliği ve ekolojik denge açısından ulusal önemde bir çevre suçudur.”

BİLİRKİŞİ, “SU KUYULARINDA PETROL ATIĞI ORANI YÜKSELMİŞ”

Yusuf Arzu’nun ekili arazilerinde bulunan içme ve sulama kuyuları ile petrol atığı Matbit havuzlarında incelemelerde bulunan Jeoloji Mühendisi’nin yaptığı inceleme sonucu hazırladığı bilirkişi raporunda ise şunlar yer alıyor:

“Laboratuarda ölçülen numune sonuçları Analiz değerlerine göre, Madbit havuzuna yakın mesafede bulunan Su kuyularında, yağ ve Gres oranı ile Hidrokarbon (Petrol artığı) oranın yükseldiği, PH değeri ise ilk ölçülen PH değeri oranına göre artış gösterdiği gözlemlenmiştir. Keşifte yapılan gözlem ve incelemelerde elde edilen veriler ile alınan su numenlerinde yapılan analizlerde, su numunelerinde hidrokarbon -(petrol Atığı) bulunması, Havuzların sondaj kuyularına yakın mesafede inşa edilmesi, Arazide açılan Araştırma çukuru çalışmalarında geçirimli birim seviyesinin yüzeye yakın olması vb. durumlar birlikte değerlendirildiğinde söz konusu sondaj kuyularının beslendiği havza ve Akferin etkilenip kirlenebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”

diyarbakir-su-kuyusuna-petrol-sizdi-5.jpeg

PETROL ŞİRKETİ, “SU TEMİZ, İDDİALAR GERÇEK DIŞI ”

AladdinMiddle East Petrol Arama Şirketi Avukatı Nil Begüm Ulusoy tarafından Çınar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilen itiraz dilekçesinde ise, söz konusu iddiaların gerçek dışı olduğu dile getirildi. İtiraz dilekçesinde, Petrol Şirketi tarafından 129/2 ve 132/3 parsellerde sondaj kuyularından alınan su numunelerinin Diyarbakır Halk Sağlığı laboratuarında yapılan detaylı analizlerde içme ve kullanmaya engel teşkil edecek kirlenme, aşınma ve bozuşma tespit edilmediği belirtilerek şunlar denildi:

“20.06.2023 tarihli Diyarbakır Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Diyarbakır Halk Sağlığı laboratuarı analiz raporu alınmıştır. Bu raporda, 129/2 ve 132/3 parsellerdeki sondaj kuyularından alınan su numuneleri detaylı olarak analiz edilmiş, sularda içme ve kullanmaya engel teşkil edebilecek bir durumun olup olmadığı değerlendirilmiştir. Laboratuar tarafından içme ve kullanma özelinde bütün parametreleri ile değerlendirilen numunelerde, halk sağlığını tehdit edecek veya yasal limiti aşacak şekilde herhangi bir ölçüm ve değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca anılan raporların hiç birinde ne taşınmazlardaki su kuyularında ne de arazi yapısında müvekkil şirketin faaliyetleri nedeniyle meydana gelmiş olduğu şüphesiz bir kirlenme, aşınma, bozulma tespit edilememiştir. “

“PETROL ARTIĞI MADDESİ SPESİFİK VE TEKNİK BİR İNCELEMEYE TABİDİR”

Jeoloji Mühendisinin raporuna da itiraz edilerek, “ 20.06.2023 tarihli Diyarbakır Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Diyarbakır Halk Sağlığı Laboratuarı analiz raporunda ayrıntılı olarak analiz edildiği üzere, her iki taşınmazın bulunduğu bölgelerdeki su sondaj kuyularından alınan numunelerde içme, kullanıma engel teşkil edecek bir tespit söz konusu değildir. Bilirkişi raporunda tespit edildiği iddia edilen hidrokarbon (Petrol artığı) maddesi, spesifik ve teknik bir incelemeye tabiidir. Bu nedenle Zirai ürünler üzerindeki etkisi de basit bir gözlemle anlaşılamamakla sadece detaylı laboratuar analizi aydınlatılabilmektedir.

“MATBİT HAVUZLARI,PETROL ÜRÜNÜ TEŞKİL ETMEYEN ATIKLARIN TOPLANDIĞI HAVUZLARDIR”

Raporda sızıntı olduğu iddia edilen Madbit havuzları, niteliği itibariyle sondaj sırasında kuyulardan çıkan sondaj sıvısı, sondaj çamuru, kırıntılar ve benzeri petrol ürünü teşkil etmeyen artıkların toplandığı basit ve yüzeysel havuzlardır. Toprağı yahut suyu kirletme kapasitesi olmayan bu atıkların toplandığı Matbit havuzları ilgili raporda da belirtildiği gibi müvekkil şirket tarafından ve ihtimale karşı sızdırmaz-geçirmez mebran/jeomebran keçelerle kaplanmaktadır. Bu durumda hali hazırda bırakıldıkları toprağa sirayet etme kabiliyeti bulunmayan artıkların toprağa karışmaları ihtimalini tamamen ortadan kaldırmaktadır. Öte yandan 129/2 ve 132/3 parsellerdeki toprağın jeolojik yapısı raporda paylaşıldığı üzere kil niteliğindedir. Killi toprakta şişme özelliği nedeniyle geçirimsiz bir yapıda olup davacıların ve bilirkişinin iddia ettiğinin aksine petrol artığını sızdırmaz aksine bu artıkla temas halinde şişer artığı hapseder.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum