Doç. Dr. Özmen: Köylerine geri dönecekler katilleri ile karşılaşacak
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Sosyal Politikalar Komisyonu/Emek Göç ve Yoksulluk Çalışma Grubu öncülüğünde "Yaşam, ana topraklarda yaşamakla anlamını bulacaktır" sloganıyla gerçekleştirilen Zorla Yerinden Edilme ve Köye Geri Dönüş Konferansı ikinci gününde devam ediyor. Dün Rojava'dan konferansa gelişleri engellenen Remziye Muhamet, Dilgeş Cuma İso, Maho Hasen Oma'da konferansa katılırken, konferans göçe ilişkin yapılan sinevizyon gösterimi ile başladı. Konferansın bugünkü oturumlarında ilk olarak, "Köye Geri Dönüşün Önündeki Etkenler", "5233 sayılı yasanın uygulanması sorunları çerçevesinde mevcut hukuksal durum", "Patlayıcılar ve mayın sorunu", "Koruculuk sistemi" başlıkları altında sunumlar yapıldı.
Oturumun moderatörlüğünü Diyarbakır Baro Yönetim Kurulu üyesi Cihan Aydın yaptığı oturumda, konuşmacı Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Nahit Eren, Mayınsız Bir Türkiye Grişimi Koordinatörü Muteber Öğreten ve Dicle Üniversitesi Yardımcı Doç. Dr. Rahim Özmen olarak yer aldı.
'Türkiye'de mayın temizlenmesi için bir çalışma yok'
"Patlayıcı ve mayın sorunu" konusuna ilişkin sunum yapan Mayınsız Bir Türkiye Grişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, mayın döşenen yılların bölgede göç etmenin yaşandığı dönemlere denk düştüğünü kaydetti. Öğreten, köye dönüşler konusunda 600 bine yakın başvurunun olduğu bu süreçte mayınların temizlenmemesinin yeni ölümlere neden olabileceği uyarısında bulundu. Öğreten, " Türkiye'de mayın temizlenmesi için bir çalışma yok. Geçici köy karakolları etrafına mayınlar halen duruyor. Daha 3 gün önce Hakkari'de buna benzer bir örneğini gördük. Devlete Ottowa Sözleşmesi'ne ilişkin Mayın Eylem Merkezi ve Sivil Toplum Örgütleri tarafından baskı yapılması geriyor" dedi.
"5233 sayılı yasa"nın uygulanması sorunları çerçevesinde mevcut hukuksal durumun "terör' yasası" adı altında kurulmasının bile büyük bir sorun teşkil ettiğini ifade eden Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Nahit Eren ise, yasanın on binlerce dosyanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmesi üzerine çıkarılan bir yasa olduğunu hatırlattı. Eren, köye geri dönüşler amacıyla çıkarılan yasa gereğinde anavatanlarına dönmek için gerekli tazminatların cüzi rakamlar ile geçiştirildiğini belirterek, "Yasanın çıktığı süreçte hukukçular, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları olarak kabul etmemiş olsaydık bugün hükümet bu şekilde tazminatları ödemezdi" şeklinde konuştu.
'Köye geri dönenler katilleri ile yüzleşecek'
Dicle Üniversitesi Yardımcı Doç. Dr. Rahim Özmen de, "Koruculuk sistemi" üzerine yaptığı sunumunda, "köye geri dönüşlerin sağlandığı bir süreçte geri dönen yurttaşların katilleri ve korucuların halka karşı işlediği suçlar ile karşı karşıya kalacaklarını" ifade etti. Özemen, devletin koruculara verdiği ruhsatsız silahlar nedeniyle bugün köylerde çok fazla sorun yaşandığına da dikkat çekti. Bazı insanların köylerinden göç etmemek için koruculuğu seçmek zorunda kaldığını belirten Özmen, "Eğer bir yerde devlet yoksa bazı mekanizmalar çıkarılıyor. Koruculukta böyle bir program çerçevesinde ilk defa parayla tanıştı. Bugün Kürtlerin devletten daha çok kendileri ile bir iç barışı sağlanması gerekiyor" dedi.
Konferans, "İşgal ve mülkiyet sorunu" başlığı kapsamında TMMOB'a bağlı Harita Mühendisleri Odası'ndan Hüseyin Kırşan, "Çatışma sonrası geri dönüş konusunda deneyimler" konusunda ise GABB'den Erdal Balsak'ın sunumları ile devam edecek. Öğleden sonraki bölümde ise, "Köye Geri Dönüş için çözüm önerileri-tartışma" başlığı tartışılacak ve ardından konferansın sonuç bildirgesi okunacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.