Gelecek Partili Altaç: İnadına Serok Ahmet diyeceğiz

Gelecek Partili Altaç: İnadına Serok Ahmet diyeceğiz
Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ‘Serok Ahmet’  sözlerine tepki gösterdi. Altaç, “İnadına Serok Ahmet demeye devam edeceğiz. Sayın Bahçeli ‘Serok Ahmet’ sözleri üzerinden Kürtlerin dili ile alay ediyorsa bunu kendisine iade ediyorum. Bahçeli gerçek manada devlet adamıysa Diyarbakır’a gelsinde görelim” dedi.

Ali Abbas Yılmaz - Özel

TİGRİS HABER - Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, Ankara’da Selçuk Özdağ’a yönelik saldırıyı, bu saldırıya hükümetin yaklaşımını, MHP yöneticilerinin sosyal medyadan yaptıkları paylaşımları ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı açıklamada kullandığı ifadeleri Tigris Haber’e değerlendirdi.

‘Devlet Bahçeli’den gelecek tepkilerden mi korkuyorsunuz?’

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a yönelik saldırıyı ve sonrasında yapılan açıklamaları değerlendiren Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, şunları söyledi: “Geçtiğimiz hafta çok talihsiz bir olay yaşadık. Genel Başkan Yardımcımız Sayın Selçuk Özdağ’a yönelik bir saldırı oldu. Ama tabii bu saldırılar yeni değil. Öncesinde de Genel Başkan Yardımcılarımızdan Ayhan Sefer Üstün’e yönelik bir silahlı saldırı olmuş ve evine kurşun sıkılmıştı. Yine partimizin değişik illerde il başkanlarına, ilçe yönetiminde yer alan arkadaşlarımıza yönelik ciddi baskıların olduğunu da duyuyoruz, biliyoruz. Birçok arkadaş görev aldıktan kısa bir süre sonra üzerine gelen manevi baskılardan dolayı bırakmak zorunda kalıyor. Partimize yönelik çok ciddi baskılama yöntemi uygulanıyor.

Hükümet ve küçük ortağı

Tabii Sayın Özdağ’a yönelik saldırı ciddi manada üzerinde durulması ve tartışılması gereken bir konudur. Aslında bunun öncesi de var. Hükümet ve küçük ortağının çıkarmış olduğu infaz yasasından faydalanan çete reisleri, suç örgütlerinin liderleri daha önce ana muhalefet partisi liderini de tehdit etmişlerdi. Sayın Kılıçdaroğlu’na yönelik de tehditler vardı. Fakat enteresandır, hukuku korumakla, ayakta tutmakla görevli olan ve adaleti tesis etmekle yükümlü hükümet ne o dönemde ne bu dönemde dikkat edilirse hiçbir etkili açıklama yapmadı. Hatta sanki destekler mahiyette, teyit eder nitelikte çok cılız açıklamalar yaptı. Böyle bir hukuk devleti, böyle bir hükümet anlayışı olabilir mi?”

altac-tigris.jpg

 Devlet kimsenin babasının malı değil

 AK Parti’den etkili bir açıklama gelmediğine dikkat çeken Altaç şöyle konuştu: “Siyasetçilere böyle saldırılar yapılıyorsa, sıradan vatandaşların can güvenliği kalmamıştır. Yine yakın bir tarihte İçişleri Bakanı’nın Anayasa Mahkemesi üyesine yönelik, ‘Siz Ankara’da bisikletle gezebilecek misiniz?’ söyleminin aslında ne kadar manidar olduğu da bu olayla ortaya çıktı. Devlet yapılanmasında çetecilere alan ayıran, prim tanıyan bir yapılanma oluşmuş. Bu FETÖ kadar tehlikeli, FETÖ kadar devleti tahrip edebilecek mahiyette bir yapılanmadır. Onun için hem iktidara hem de küçük ortağına sesleniyoruz: Biran önce tedbirleri alın, devlet kimsenin babasının malı değil.”

‘Suç işleyen, örgüt kuran, yöneten insanların siyasette yeri olmaz

 MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tutumunu değerlendiren Altaç, şunları söyledi: “ Bahçeli’nin, Genel Başkan yardımcılarının kullandığı dili gayri insani buluyorum. Bunlar hiçbir insani değerle bağdaşmayacak yaklaşımlardır. ‘Buranın delileri çoktur’ ifadelerini kullanan Genel Başkan yardımcısının ismini de ağzıma almak istemiyorum, o kendini bilir. Yazıklar olsun diyorum. Ankara’nın göbeğinde bir siyasetçinin kolu kırılacak, kafası yarılacak ve siz bunu meşrulaştıracaksınız. Çete liderlerinin tahliyesi sırasında ‘benim dava arkadaşlarımdır’ demelerinin gerçek manasını biz şimdi gördük. O zaman da söylüyorduk, böyle dava arkadaşı olmaz.”

altac-tigris1.jpg

‘Türkiye’yi Bahçeli ve Perinçek gibi insanlar yönetiyor’

Selçuk Özdağ’a yönelik saldırıda soruşturmayı yürüten savcıya yönelik sosyal medyada yapılan tehditkâr paylaşımlara ilişkin olarak ise Altaç, şu ifadeleri kullandı: “Bir Cumhuriyet Savcısı yürüttüğü bir soruşturma nedeniyle eğer bu şekilde tehdit ediliyorsa, bunun ceza kanunumuzdaki karşılığı açık ve nettir. Herhangi bir siyasi partiden bir savcıya yönelik bu şekilde bir tehdit yapıldığında hemen 2 saat içinde gereği yapılır. Cumhuriyetin savcılarına, Cumhuriyetin savunucularına yönelik MHP’nin yöneticileri, il, ilçe başkanları tehditte bulunuyor ama hiçbir soruşturma yok. Bu arada Adalet Bakanı’na da yazıklar olsun. Bir Cumhuriyet Savcısına yönelik böyle bir tehdit var ve çıkıp onu savunacak cesareti gösteremiyor. O koltuk size bir şey katmaz. Siz eğer koltuğa bir şey katıyorsanız Bakansınız. Bir Cumhuriyet Savcısına sahip çıkamıyorsanız, onu savunamıyorsanız diyecek bir şey yok. Şuanda Türkiye’yi Bahçeli ve Perinçek gibi insanlar yönetiyor. Bütün kararlar onlardan çıkıyor ve Sayın Cumhurbaşkanı sadece noter vazifesi görüp imza atıyor. Bu çok vahim bir durum, Sayın Cumhurbaşkanı’na buradan sesleniyoruz: Cumhuriyeti savunamayacaksanız lütfen görevi bırakın, yapmayın.”

‘Bir Cumhuriyet Savcısı güvende değilse biz sivil vatandaşlar olarak güvende olamayız’

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Selçuk Özdağ'a yapılan saldırıya ilişkin olarak kullandığı “Sayın Erdoğan tasfiye edilecek ve otoriter rejim kurulacak. Gelecek Partisi bunun için engellenmeye çalışıyor” ifadelerini değerlendiren Altaç, şunları söyledi: “Yakın tarihte Partili Cumhurbaşkanlığı ile ilgili anayasa değişikliği yapıldıktan sonra meclis tamamen tasfiye oldu. Türkiye’de yargı diye bir şey de kalmadı. Son gelişen olaylardan bunu net olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasında çıkacak bir söz ile devlet yönetilmeye çalışılıyor. Fakat burada çok enteresan bir durum var. Görünürde Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı ve kararları kendisi alıyor, imzayı kendisi atıyor. Ancak perde arkasında bütün düzenlemeleri, dayatmaları MHP yapıyor. Onun yanında Perinçek ve onun uzantısı olan karanlık güç odakları yapıyor. Tarihsel sürece de baktığımızda bunlar Türkiye’nin en karanlık dönemlerinde görev almış insanlardır. 90’lı yıllarda da Perinçek Türkiye’de görev almış bir insandır. Kendisinin Beka’ya gidip Öcalan ile görüşmesini unutmadık. Perinçek derin yapılanmayla ciddi ilişkisi olan biridir. Bugün bütün kanallarda çıkıp konuşuyor ve Türkiye siyasetine dizayn vermeye çalışıyor.  ‘Sayın Erdoğan bize tabi oldu’ diyecek cesareti gösteriyor bu adam ve Türkiye’nin kaderiyle oynuyor. Sayın Erdoğan şuan Perinçek’e teslim olmuş. MHP’nin bir Cumhuriyet Savcısına yönelik tehditlerine baktığınız zaman Cumhuriyetin savcılarını koruyamayacak bir hükümetten bahsediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Selçuk Özdağ’ı arıyor ama bunu kamuoyu ile paylaşmıyor. Bunu Bahçeli’den gelebilecek tepkilere binaen paylaşmıyor diye düşünüyorum. Bizim vatandaş olarak ülkeyi yönetenlerden taleplerimiz, beklentilerimiz var. Can güvenliğimiz, mal güvenliğimiz bu beklentilerin başındadır. Bu ülkede eğer bir Cumhuriyet Savcısı güvende değilse biz sivil vatandaşlar olarak güvende olamayız. Bu güveni sağlayacak olan da hükümetin bizatihi kendisidir. Sayın İçişleri Bakanı çıksın konuşsun. Bugün bırakın AK Parti Genel Başkan Yardımcısını, milletvekilini, AK Parti’nin sıradan bir mahalle temsilcisine yönelik böyle bir etkili eylem olsa yer yerinden oynar. Ama tık yok.”

 ‘Kaybeden Türkiye olmasın’

Türkiye siyasetinin yeni bir söylem geliştirmesi gerektiğini belirten Ataç, Türkiye siyasetinin bir rehabilitasyondan geçmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Siyasette ayrıştırıcı, ötekileştirici, baskıcı dil Türkiye’ye bir şey kazandırmaz. Türkiye’nin biran önce birbirini denetleyecek bağımsız ve güçlü yasama, yargı, yürütme ve sivil toplum örgütlerinin yönetimde söz sahibi olabildikleri bir yönetim anlayışına ihtiyacı var. Biz bunu parti olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem olarak nitelendiriyoruz. Türkiye’deki tüm vatandaşların bir ve eşit olduğu, farklı suç örgütlerinin etkin olduğu değil, sivil ve demokratik bir yapının tesisinin zorunlu olduğunu savunuyoruz. Bunun gecikmesi halinde Türkiye’nin bundan ağır bedeller ödeyeceğini belirtmek istiyoruz. Kaybeden Türkiye olmasın. Kaybeden vatandaşlarımız olmasın. Ama bakıyoruz son süreçte tam tersi bir tablo var ve bu bizi ciddi manada endişeye sevk ediyor.”

altac-tigris3.jpg

 ‘Yüz bin defa Serok Ahmet’

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ‘Serok Ahmet’ sözleri üzerine tepki gösteren Altaç, “İnadına Serok Ahmet demeye devam edeceğiz. Kürtçeyle, Kürtlerle ilgili hiçbir kişi hiçbir siyasi parti lideri küçümseyici, ötekileştirici bir söylem geliştiremez. Gelecek Partisi kadroları olarak en başta bizler bunun karşısında oluruz. Ne demek yani, ‘Serok Ahmet’ derken küçümseyici tavırla ötekileştirici bir dil kullanmak. Kürtçe bölgenin anadilidir ve herkes buna saygı göstermek zorundadır. Biz Serok deriz ve başta Bahçeli olmak üzere herkes buna saygı göstermek zorundadır. Eğer Bahçeli gerçek manada devlet adamıysa gelsin ve Diyarbakır meydanında göreyim onu. Sayın Genel Başkanımız son 2 ay içerisinde bölgeden 6-7 ili gezdi ve ilçe ilçe geziyoruz. Biz Kürt vatandaşlarımızla bir aradayız. Kürtlerin ne kadar acı çektiğini ne sıkıntılar yaşadığını yerinde gören, tespit eden bir devlet adamıdır, siyasetçidir Serok Ahmet. Onun üzerinden Kürtlerin dili ile alay edilecekse ben buradan bunu kendisine iade ediyorum. Kürtler bu coğrafyanın kadim halkıdır. Kürtçe bu coğrafyanın kadim dilidir (Zazaca, Soranice, Goranice) ve herkes saygı göstermelidir.”

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.