HDP'den kınama

HDP'den kınama
Cumartesi annelerinin 700'üncüsü yapılan oturma eylemine yapılan sert müdahale Diyarbakır'da ortak bir basın açıklaması ile kınandı

HDP Diyarbakır  il örgütü, DBP Diyarbakır il örgütü, ESP Diyarbakır il örgütü ve Emek ve Demokrasi Platformundan kayıp yakınları eylemine müdahaleye karşı ortak basın açıklaması

HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Filiz Buluttekin'in okuduğu ortak basın açıklamasında Cumartesi annelerinin eylemine yapılan polisin sert müdahalesi kınandı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Üç kuşak boyunca faili meçhul cinayetlerle evlatlarını kaybeden yakınların anneler öncülüğünde gerçekleştirdiği oturma eylemi faşist zihniyetin bir kez daha saldırısına uğramıştır. Bu saldırı aslında direnen insanlığın inancına, cesaretine, örgütlülüğüne olan korkunun bir yansımasıdır. Bu saldırı evlatlarının bulunması ve faillerinin cezalandırılması için mücadele eden anaların evlatlarının mücadelesine sahip çıkmasına duyulan öfkenin yansımasıdır. Bu saldırı kayıp yakınlarına destek veren başta HDP vekillerimiz olmak üzere binlerce insanın dayanışma ruhundan duyulan kaygının yansımasıdır."

HDP Diyarbakır  il örgütü, DBP Diyarbakır il örgütü, ESP Diyarbakır il örgütü ve Emek ve Demokrasi Platformu, Cumartesi annelerinin 700'üncü oturma eylemine yapılan polis müdahalesini kınayan ortak bir basın açıklaması yaptı.

HDP Diyarbakır il binası önünde bugün yapılan açıklamaya HDP Diyarbakır milletvekillerinden Dersim Dağ, Remziye Tosun, İmam Taşçıer, Semra Güzel, HDP Diyarbakır il yöneticileri ve partililer katıldı.

Ortak açıklamayı HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Filiz Buluttekin okudu.

'Bu saldırı direnen insanlığın inancına, cesaretine, örgütlülüğüne olan korkunun bir yansıması'

Geçtiğimiz Cumartesi günü 700'üncüsü gerçekleştirilen Cumartesi anneleri eylemine yapılan polisin sert müdahalesini eleştiren açıklamada  şu ifadelere yer verildi: " 25 Ağustos tarihinde İstanbul’da 700 haftadır kaybolan evlatlarının cansız bedenlerini arayan; katillerinden hesap sorulmasını bekleyen anneler ile onlara destek veren HDP’li vekillerimiz ve birçok kurum temsilcisine yapılan insanlık dışı saldırıları şiddetle kınıyor ve orada direnenleri selamlıyoruz. Üç kuşak boyunca faili meçhul cinayetlerle evlatlarını kaybeden yakınların anneler öncülüğünde gerçekleştirdiği oturma eylemi faşist zihniyetin bir kez daha saldırısına uğramıştır. Bu saldırı aslında direnen insanlığın inancına, cesaretine, örgütlülüğüne olan korkunun bir yansımasıdır. Bu saldırı evlatlarının bulunması ve faillerinin cezalandırılması için mücadele eden anaların evlatlarının mücadelesine sahip çıkmasına duyulan öfkenin yansımasıdır. Bu saldırı kayıp yakınlarına destek veren başta HDP vekillerimiz olmak üzere binlerce insanın dayanışma ruhundan duyulan kaygının yansımasıdır."

'Faillerinin zaman aşımına uğramaksızın cezalandırılması evrensel bir hak olarak kabul edilmiştir'

 Kayıp yakınları eyleminin tüm dünyadaki evrensel niteliğine vurgu yapılan açıklama şu sözlerle devam etti: "Tüm dünyada faşist rejimler boyunca kaybettirilen insanların bulunması ve faillerinin zaman aşımına uğramaksızın cezalandırılması evrensel bir hak olarak kabul edilmiştir.BM İnsan Hakları Komitesi Kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları da bu faşizan uygulamaları mahkum etmiştir.  Şili’de  Pinochet diktatörlüğü boyunca kaybedilen evlatlarını arayan arpilleras anneleri, Arjantin’de faşist sistemden hesap soran Plaza de Mayo anneleri 1995 yılından bu yana evlatlarını arayan Cumartesi Annelerine ilham kaynağı olmuştur."

 'Neden failleri bulmuyorsunuz, kimden neyi saklıyorsunuz?'

Cumartesi anneleri Galatasaray Lisesi önünde her hafta yaptıkları oturma eylemine ilişkin olarak hükümete faillerin neden bulunmadığı soruldu. Açıklamada  şu ifadelere yer verildi: " Kayıp yakınları elbette üç kuşak boyunca evlatlarını canlı bulamayacaklarını biliyordu. Ancak evlatlarının cellatlarıyla yüzleşmek, onları adalete teslim etmek ve bir daha başka annelerin evlatlarını kaybetmesini engellemek için eylemlerini kesintisiz sürdürüyorlar. Kayıp yakınlarının oturma eylemi her dönem iktidarları rahatsız etmiş ve çoğu kez engellerle karşılaşılmıştır.sordukları şu soru hala cevap beklemektedir: neden failleri bulmuyorsunuz, kimden neyi saklıyorsunuz."

'90’lı yıllardan bu yana evlatlarımızı faili meçhul cinayetlerde kaybettik'

 Bölgedeki kayıp yakınları eylemine de değinilen açıklamada "Bizler, Kürdistan’da dili, kimliği, kültürü inkar edilmek istenmiş kadınlar olarak 90’lı yıllardan bu yana evlatlarımızı da faili meçhul cinayetlerde kaybettik. Her türlü saldırı, katliam, asimilasyon  politikalarına rağmen kendi haklı mücadelesinden vazgeçmeyen, direnişini sürdüren anneler için evlatlarını da yitirmenin acısını bilen erkek egemen faşist zihniyet bir şeyi unutmaktadır. Evlatlarını yitiren kadınların öfkesi bin kat daha artar, barışa, kardeşliğe olan inancı bin kat daha çoğalır, örgütlenmenin, direnmenin, özgürlüğe sevdalı olmanın bedeli neyse bin kat bu bedeli çekmeye hazır olur" denildi.

Açıklamada son olarak OHAL'in fiili olarak sürdürüldüğü vurgulanırken, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde yapılacak olan etkinliğe de çağrı yapıldı.

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.